- 445 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aç Kanatlarını
Uzun bacaklarını hatırlıyorum. Dizlerinin epey üzerinde belirip aşağıya doğru akıp gidiyorlar. Kısa sayılacak bir etek var üzerinde. Üzerinde aynı renk bir ceket. Ne renk bilemiyorum, gecenin loşluğunda. Bana bakmıyor. Gözleri ileriye dikili, gülümsüyorlar. Benden uzun boylu değil ama yine de bana tepeden bakıyor. Bunda oturduğum koltukta kaykılmış olmamın da etkisi var. Hatta tamamen bu yüzden olmalı. Dik oturmaya çalışsam da çok geçmeden onu yine tepemden bakarken buluyorum. Alkol bana yaramıyor, gecelerin adamı değilim.
O ise etkilenmemiş gibi. Oturduğu direksiyonun başında sabah işe gidiyormuşcasına kendinde. Ben konuşuyorum. Onun bacakları gibi benim sözlerim de çağıldayıp gidiyor. Başını sallıyor, ara ara kısa cevaplar veriyor. Ona anlatıyorum da anlatıyorum. Bir şey dışında her şeyden bahsediyorum. Gülümsüyor komşu kızını öpmeyi beceremeyişime. Sonra, kendi mezuniyetime gitmeyip Eleni’ninkine gidişime üzülüyor. Belki benden çok annemlerin memlekete gerisin geriye dönüşlerine içi acıyor. Yurtdışında okumak için aldığım borcu ödemememi ayıplıyor. Belki de sadece öndeki taksiye kızıyor, ayırt edemiyorum.
Adresimi sormadığı halde kararlı bir şekilde arabayı sürmesine hayret ediyorum. Caddeleri, sokakları, arada yolumu kesen Boğaz’ı aşıp gidiyoruz. “Ben bu yakada oturmuyorum” diyorum, gülümsüyor. “Ben oturuyorum” diye cevap veriyor. Gidiyoruz, hız kesmeden. Ona gidiyor olmak doğal geliyor. Onun arabasında oturuyorum, onun evinde de oturabilirim. Hatta bu belki daha iyi olur, ayaklarımı da uzatabilirim.
İstemeden öne doğru eğiliyorum. Arabanın hızı kesiliyor, sokak lambaları camın önünden daha yavaş geçiyorlar. Ona bakıyorum, o bana bakmıyor. Gözleri de artık gülmüyor, endişeliler. Beni eve götürmekten vaz mı geçtiğini soruyorum; cevap vermiyor. Yüzüne renk geliyor, sonra gidiyor. Sonra tekrar geliyor, sonra tekrar gidiyor. Ben de ileriye bakıyorum, etraf ışıl ışıl.
Araba duruyor. Kendi tarafındaki camı indiriyor ve bekliyor. Çok geçmeden, belki de çok geçiyor, biri yaklaşıyor onun tarafından. Bize iyi geceler diliyor. O cevap vermeyip kabalık ediyor ama ben adamın dileklerini iade ediyorum. Adam “Ehliyet ve ruhsat” diyor. Hemen davranıyorum ama o beni durduruyor: “Seninki değil canım”. İtiraz etmiyorum, elimi ceketimin cebinden çekiyorum.
Adam “Yonca Hanım, alkol aldınız mı?” diye sorgulamasına devam ediyor. Ona dikkatlice bakıyorum; polis olduğunu farkediyorum. Bu iyiye işaret değil. Benim sarhoş olmam durumu etkiler mi, karar veremiyorum. Polisin ışıkları dönmeye devam ediyor; onun yüzünü ara ara al basıyor.
Polis bir alet tutuyor onun dudaklarına, o da üflüyor. Vargücüyle üflemiyor; üflese avurtları şişecek. Yine de polis itiraz etmiyor, alete bakıyor. Yüzünde bir şaşkınlık ifadesi beliriyor. Bu noktada ne dediğini duyamıyorum. O kemerini çözüyor ve arabadan çıkıyor. Kapı açık kalıyor, dışarının soğuğu içeri geliyor ama aldırmıyorum. Uykum var. Başımı cama dayıyorum. Bir ara biri gelip kapıyı kapatıyor. Kim olduğunu görmüyorum.
Uyandığımda hala arabadayım. Sabah olmuş, gün başlamış, polisler buharlaşmış. Kendimi kirli hissediyorum. Boynum tutulmuş gibi. Yanımdaki koltuk ise boş. Hatırlamaya çalışıyorum ama adı aklıma gelmiyor. Belki de hiç söylememişti, bilemiyorum.
YORUMLAR
Bu öykü beni buna benzer yaşadığım olayı hatırlattı. Muayesi ve sigortası 6 ay geçmş arabamı nasıl bağladıklarını. Eşimin o aleti nasıl üflediğini ve iyi ki bana üfletmediklerine şükrettim. Ayrıca direksiyonda ben değildim...
Bizim kahraman kafayı iyi bulmuş arkadaşının adını bile unutmuş. Arabadan bile inemedi. Sabahın erken saatlerinde keyifli bir öykü okudum, Tebrikler, sevgilerimle...
canandemirel tarafından 9/13/2011 9:51:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
İlhan Kemal
Bu arabadan inme de ayrı bir hikayedir. Yıllar çnce bir tanıdığım Amerikaya yeni geldiğinde polis tarafından durdurulmuştu. O da alışkanlık üzeri kapıyı açıp arabadan indi. Polis panik olup elini doğrudan silahına attı (Kesinlikle arabada oturmanız ve ellerinizi direksiyona koymanız gerekir). Arkadaş polise doğru yürümekte ısrar etseydi bayağı bir sorun çıkacaktı. O yüzden arabadan inmemek iyidir.
Teşekkürler anınızı paylaştığınız için. Sevgilerimle.