- 598 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Makamlar ve İnsanlık
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
MAKAMLAR VE İNSANLIK
İnsanlığın ölçü olduğu yaşam tarzı ile hayatımızı idame ettirmek zorunda olduğumuzu hiç bir zamandan alkımızdan çıkaramayız.
Günlük hayatımızda pek çok örneklerini gördüğümüz hatalı davranışlarımız vardır.
Gün sonlarında kendimizi sorguladığımız zaman gün içimde yaptığımız hataları daha net olarak gözlemleyeniliriz.
Burada iki örnek verelim...
Bir genel müdür ile aynı yerde görev yapan bir bekçiyi, ya da bir genel müdür ile aynı yerde çalışan bir temizlik işçisine karşı bizim davranışlarımız analiz edelim...
Bu genel müdür ile görüşeceğimiz zaman kendimizi önceden hazırlarız. En güzel elbiselerimizi giyeriz. En kaliteli lokantadan yer ayırtırız. En yeni model araba ile buluşma noktasına gideriz. Sade görüntü yerine süslü laflar ederiz. Maskeli bir havaya bürünürüz. Yani samimi, içten davranmayız.
Aynı yerde çalışan bir bekçi ya da temizlik işçisini görmeye gitsek onu umursamayız. sıradan bir şekilde sade davranırız. Hatta kibarlık da göstermeyiz. Araba falan da aramadığımız gibi süslü laf etmeyi de unuturuz.
Ya da temizlik işçisinin bizimle işi olmuş olsa onunla görüşmeyi dikkate almayız. Önemsemeyiz.
Bu iki davranışın ne kadar doğru olduğunun tahlilini gün bitiminde yapalım...
Yaptığımız bu davranış ne kadar doğrudur?
Ne kadar insani bir duruş gösterebilmişiz?
Makamlara göre mi yaksa insanlığa göre mi hareket etmişiz?
Bir insana değer verirken; şöret, para, makam, nüfuz gibi meta olan kavramlara mı yoksa; ne kadar insan olunduğuna bakılarak mı davranmak gerekmektedir?
Bu sorunun cevabını hepimiz net bir şekilde biliriz.
O halde; insanlığın ölçüsü nedir?
İnsanlığın ölçüsü diplomalar ile, makam, mevki, nüfuz iel kazanılmıyor. İnsanlığın doktorasının yapıldığı resmi bir okulu da yok. İnsanlığı en iyi şekilde yapmanın şahıslara birer maaş ikramiye de kazandırmadığı bir gerçektir. Yani insanlık bir fedakârlıktır...
""Bir de yeri gelmişken şunu da belirtelim...
Adam polis,,,, işi de suçluyu yakalamk ve bizim güvenliğimiz sağlamaktır.
Güvenliğimiz temin ve tesis etmek için suçluyu yakalayan, suç şebekelerini etkisiz hale getiren hatta hırsızı yakalayan polise; birer çeyrek altın veya bir maaş ikramiye verilir anlayışı dünyanın hangi ülkesinde uygulanıyor...
Bu kadar saçma bir uygulama olabilir mi?
Adamın görevi suçluyu etkisiz hale getirmek... Ama; bizde öyle gariplikler oluyor ki; adam suçluyu hırsızı yakalayacak ve çeyrek altın da ödül alacak.... Burasını da sizin takdirinize bırakıp geçiyorum""".....
İki meslek arasında ücret farkı vardır. Ünvan farkı vardır. Biz ne yapmışız ünvanı müdür olana değer vermişiz. Gelip geçici olan metaya insanlıktan daha fazla hatta kat kat fazla kıymet vermişiz.. İşte burası da kaybettiğimiz noktadır...
Burasının tahlilini ancak gün bitiminde anlıyor isek; bunun geri dönüşü mümkün ama gün bitiminde analiz yapmaz isek; burasını da anlamamız mümkün değildir... Ynai birine önem veriyoruz ama insanlığı ne kadar biliyor bu önem verdiğimiz şahıs bunun farkında bile değiliz...
Günlük yaşantının evrelerini ele aldığımızda insanlığın ölçüsünüde gözlemleyebiliriz.
Yaşamın getirileri ve götürüleri günlük hayatın yükü, ihtiyaçların ve aşılması zorunlu haller insanın üzerinde olumlu veya olumsuz yönde etki bırakır.
Bütün bunların akıl süzgecinden geçirilmesinin ardından o kimselerin hayatın her aşamasında etrafına karşı davranışlarının da dikkate alınarak; durum degerlendirmesi yapılarak insalık ölçülebilir...
Bunun ynaı sıra emanete sahip çıkma ve sır taşıma, para alışverışlerınde sadakat yol arkadaşlığında yanındakine karşı tutumu da insanlığın göstergesidir. Yani dar ve geniş zamanlarda etrafındaki insanlara karşı davranışları kişinin insanlığını göstermektedir.
Bütün bu aşamlar sonrasında değerler pozitif ise; insanlık yönünden iyi ve kalitelidir diyebiliriz.
Başlangıç da; Genel Müdüre büyük bir önem vermiş idik... Bu değerlendirmeler ile yaklaşımdan sonra nasıl bir davranışımızın olacağını ben de merak etmekteyim...
temizlik işçisine hala; "Aman aldığı para ne ki; ne değeri olacak cebi boş, karnı aç ...." Diye değerlendirmeye devam edemeyiz artık.. Sadece insani olarak bakarız bu tür yaklaşımlara... Tavırlarımız da ona göre belirleriz.
Bir kimsenin; rütbesi, makamı, mülkü, şöhreti; o kimsenin insan olduğunun göstergesi değildir...
Meslek farklı bir olgudur... Para geçim aracıdır. Para insanlığı unutturmak için araç olarak kullanıldığı an acımasızlıklar yaşanmaya başlanır ki; bu da toplumda ahlaki erezyonlara sebep olur...
İnsan olarak değerlendirmeler ele alındığı zaman ülkenin başbakanı ile dağdaki çoban aynı ölçülerde değer bulduğunda o ülkede kalkınma sevgi güven tesisi kurulmuş olacaktır..
Yalakalık, adam kayırmacılık, menfaatçilik yaşanmayacaktır.
Musalla taşına konulmadan önce "HAKKIMI HELAL EDİYORUM" cümlesini duymak insana haz verir.
Mutlu yaşam için insanlığı göz ardı etmeyelim.
İnsanca ve sağlıklı ömür diliyorum...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.