Sinsi övmelere faydalı yermeleri tercih edecek kadar aklı başında adam azdır. la rochefaucauld
Oktay Coşar
Oktay Coşar

Son Nota

Yorum

Son Nota

9

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1718

Okunma

Son Nota

Kadın _ Yıkım... Bak ben bu kelimeye hiç ama hiç yabancı değilim. Yine de bu kısa olmayan, yaşadığımız duygu sürecinde bunu anlaman gerekirdi.. Zaman zaman sanki içi boş, anlamsız bir çukura bakıyormuş gibi dalmamdan bunu anlayacağını düşünmüştüm. Bak! Hala ruhumdaki on senelik duygu enkazının kalıntılarını temizlemekle uğraşıyorum. Ve o kadar yoruldum ki daha fazla kalıntı temizleyecek gücüm kalmadı. Sen sancılı geceleri bilir misin? Bana ait, geçmişimden bir türlü kopmak bilmeyen sancılı geceleri.O gecelerde sancıların nasıl ruhumda tortulaştığını, ölüm kokusunun nasıl burnuma sindiğini bilir misin? Bir de kalkmış bana üç cümlede bir yazgı diyorsun. Hah! Yazgıymış! O yazgı on sene yoktu bende. On sene yazgısız yaşadım ben. On senenin sadece onda biri okunaklıydı belki de. Geri kalan süre, mutsuzluklardan ve yalancı mutluluklardan ibaretti sadece. Yaşam bana içten, çocuksu kahkahanın nasıl atıldığını bile unutturdu. Umut... Bak işte o kelimeyi iyi tanırım. Eğer kalbim hala çarpabiliyorsa o kelimenin elimden sıkıca tutması yüzündendir. O sancılı gecelerde, göz yaşlarımdan bile nefret ettiğim zamanlarda umut hep karşımdaydı, hep dertleşti benimle... Sen gerçeği istemek nedir bilir misin? Sahtelikten, bayağılıktan uzak, içinde şefkat olan gerçeği... Çıkarsız, menfaatsiz, bir vücuda değişilmeyecek, oyunsuz, yalansız gerçeği... Ve gerçeğe olan tüm inançsızlığınla bile hala ve hala gerçeği aramak nedir bilir misin? Beni yanıltma... Lütfen... Yalvarırım beni yanıltma... Onca inanmazlığın içinde bir sen çıktın gerçeğe yakın... Ve şimdi beni dinliyorsun karşımda. Ayrıntılarıma yakından bakıyorsun, bakışlarından anlayabiliyorum. Ama... İçinde yıllarca birikmiş göz yaşlarından oluşan bir roman gibi bitkinim şu an... Biliyor musun, ruhumu, mutsuzluğumu bile dinlendiremedim bir an olsun. Ama sen yanımdayken dinlendiklerini keyiflendiklerini hissediyorum... Senin karşında hafızamı kaybetmek, hiçbir şey hatırlamamak, utangaç, çekingen bir kız çocuğu olmak istiyorum sadece... Ama yanıltma beni. Sen de diğerleri gibi bir bedene takas etme duygularını. Bedenin, bedenim kırışabilir ama duygular? Lütfen... Bak! Ben tercih etmedim takıntılarımla birlikte yaşamayı. Onlar bana sancılarımdan, yüzlerini sonradan çözebildiğim maskeli adamlardan mirastır. Şüphe, güvensizlik bir gölge gibi takip etti beni yıllarca. Ve.. Biliyorum... Bazen acıttım canını... Kendim olamadığım zamanlara denk geldi bu anlar. Ve belki de seni acıtarak mutluluk çaldım senden... ’Nasıl?’ der gibi bakıyorsun bana... Ah tatlı adam... Anlasana, canını her acıttığımda biraz daha güçlüymüş gibi hissediyordum kendimi. Oysa ben bilmiyor muyum kendimi her ’mış’ gibi yaptığımda biraz daha eksildiğimi...Ahh Don kişot ahh! Hayallerini yaratan da o, öldüren de o... Ben artık don kişot olmak istemiyorum... Artık hayallerden yarattığım mutlulukların üstüne düşman postu giydirip, mızrak sallamak istemiyorum. Artık beni mutlu edeceğini düşündüğüm hayallere ulaşabilmek için binlerce kilometre yol kat edecek gücüm kalmadı... Ah tatlı adam ahh... Oturmuş dinliyorsun beni. Söylesene bir gün bıkmayacak mısın benimle uğraşmaktan? Daha ne kadar yalnızlığımın içinde barındırabileceksin yalnızlığını? Ama yanıltma. Sana yalvarıyorum yanıltma beni... Gözlerindeki ışıltı hep gerçek olarak kalsın ne olur... Nihayet yakalandım... Ağlıyorum işte... Çırılçıplak hissediyorum şu an kendimi. Ama salgıladığın huzur sayesinde giyinmeye bile gerek görmüyorum... Ben... Ben...

Adam_ Ben seninleyim...

Kadın _ Şu müzik... Ne kadar çılgınca esiyor, sert bir rüzgar gibi. Bir oraya bir buraya koşuyor notalar ardına bile bakmadan. Hem isyankar hem itaatkar... Ben bu çelişkiyle varım diyor adeta. Böyle bir besteyi yaratabilmek için deli olabilmek gerek... Çelişkilerle zevk alıp çelişkilerle boğulabilmek gerek. Etrafının, vücudunun, aşklarının , hislerinin tamamen düşlerle dolu olması gerek. Sürekli düş dolu bir kabı ruhuna dayayıp kana kana içmen gerek. Son nota... Bu müziğin bestecisinin en korktuğu şey bu olmalı. Son nota... Neymiş efendim her son yeni bir başlangıçmış. Palavra bunlar! Umut tacirlerinin süslü tesellilerinden biri işte... Korku... Bestecinin son nota korkusu... Bir düşün. Bizim ilişkimizi. Notalardan oluştuğunu... Kimi zaman coşkuyu zirveye çıkaran kimi zaman dokunaklı anları kalbimizde hissettiren notalardan oluştuğunu... Ya da tüm duyguların el ele birleşip haykırdığı anlar. Düşün bir : Seni çok özlemişim. Odamda kendimleyim. Loş ışık hem odayı hem beni sarmış. Ağır ağır, sanki yavaş çekimde güldüğümüz anları düşünüyorum. Ne kadar dingin, uysal bir müzik yakışırdı değil mi bu ana? Peki ya senin bile mutsuzluklarıma renk veremediğin anlar? Sanki bir şelaleden düşüyor muşum gibi... İşte buraya da boşlukta birikmiş tüm notalarla çalınan buruk bir ezgi yakışırdı... Ahhhh tatlı adam... Mışıl mışıl dinliyorsun beni. Peki ya bizim son notamız? Bugün? Yarın? Sonbaharda? Ağaçların çiçeklendiği an mı yoksa? Korkuyorum... Korkuyorum tatlı adam... Sen bilir misin hem acıya bağışıklık kazanıp hem acıdan korkmanın ne demek olduğunu? Ben bilmek istemezdim. Ama biliyorum. On sene karnımda büyüttüm ben o acıları... Ama seninle hafifledim... Senin iyiliklerin sayesinde aynaya ürkmeden bakabildim yıllar sonra. Sığ zamanlar seni tanımamla, sana inanmamla geride kaldı... Senin ruhumu ilk kucakladığın an güvenebildim sana... Ama lütfen yanıltma beni tatlı adam. Yüzyıllarca kal yanımda... Son nota sadece ömrümüzün son noktasında bulsun bizi. Hadi... Şimdi öp beni... Çılgınca öp...

Oktay Coşar






Oktay Coşar

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Son nota Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Son nota yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Son Nota yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
athena
athena, @athena
11.9.2013 15:33:20
Yazılarınızı okurken şu anki zaman duruyor yazıdaki zamanla birlikte her birimiz kadın-erkek ana karakterleşerek hikayeyi yaşıyoruz.Günün yorgunluğuna soluk aldıran keyifli kaleminize teşekkürler.Saygılar.
derangela
derangela, @derangela
30.10.2011 00:25:29
bu arada tüm denemelerinizi bitirdim.
hepsi için yüreğinize sağlık ......
bunlar bir kalemden değil, ancak yürekten çıkabilecek kelimeler....
derangela
derangela, @derangela
30.10.2011 00:09:28
''İçinde yıllarca birikmiş göz yaşlarından oluşan bir roman gibi bitkinim şu an... Biliyor musun, ruhumu, mutsuzluğumu bile dinlendiremedim bir an olsun. Ama sen yanımdayken dinlendiklerini keyiflendiklerini hissediyorum... Senin karşında hafızamı kaybetmek, hiçbir şey hatırlamamak, utangaç, çekingen bir kız çocuğu olmak istiyorum sadece.''
bazen beni bana anlatman hoşuma gidiyor
öylece akıp gidiyor .......

ömrüzeynep
ömrüzeynep, @omruzeynep
23.10.2011 21:38:03
tiyatro eseri denemeniz de var mı?
Vertigo
Vertigo, @vertigo
29.9.2011 12:52:32
Ah tatlı adam ahh...

çok çok severek...

http://youtube.com/watch?v=LKjpCkF3TBY yine bu şarkı eşliğinde...
özellikle seçildiğinden değil,bu gün bu şarkıya taktım!..takıldım diye :)
ve senin yazılarına...
HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
18.9.2011 20:42:44
Dans eden bir kadın ve erkeğin en duygusal anını yaşadım desem, anladınız beni siz..
:))

çok hoştu efendim..hürmetle..
inci*
inci*, @inci-
13.9.2011 12:23:36
gitme kal. gitme...Yıkılan ve doğrulup sarılan. acıdan kavrulmuş ama yinede garip haz alan. tebrikler....
_Günce_
_Günce_, @gunce2
12.9.2011 21:45:19
yıkım ,gitme dercesine
ne denilir ki
çok içsel vurgular içeren satırların umuda sarılış evresi
belki dilek

sağlıkla şair
dervişim
dervişim, @dervisim
12.9.2011 21:13:34
Son nota sadece ömrümüzün son noktasında bulsun bizi...

ve aynı anda kapansın gözleri sevdanın sonsuzluğa giden yollarda vursun yalnızlığı yüreğinden bir defa daha ıstırabını açamasın aşkla koşan bakışlara ki gözleri aynı anda kapansın sevdanın yalan bilmeyen dudaklarda...

kutlarım... saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL