Türemlerim Uzatır Bekleyişi Nariçe
“Elif”ten sonra sen geldin.Sırrımın şiiri gibi dizildin dizelerimde. Lam demek istedim la dediğin güzellere.”Mim “ lerin geldi mumyaladı yüreğimi.Mistik bir sen’ odağı oldum.
-Yar’yüzüne gelmek içindi uzaktan ve uzaydan akislerim.En anlamlı her şeyin bir şeyi olmak istedim.
-Mim senli secdelere götürdü. Ebedilerimi,ezellerimi, esislerimi, yaşayacaklarımı, yaşamayacaklarımı uğruna getirdi.Huzurundayım, beni huzura alıştır Nariçe.
Neyim yoksa ney’den ç’alındı.Ve ben’e alıştı sensizlik.
Eridim… Kendime çoğaldım, kendimde sana aktım ve sustum panayır başlarında.
Seni bitirme seferberliğine çıktım. Seyr-i sefir yaptılar.Aslında gerek yoktu .Ben sefilliğini oynayan, Sefiller’ini okuyordum. Baş karakter Jan Valjan benim aslında.
“Dostlarım! Şunu aklınızdan çıkarmayın: Dünyada ne fena otlar ne de fena insanlar vardır! ..Yalnız, cehaletten gelen fena bir terbiye vardır...”
-Yoksul değilim diyorsam da Jan Valjan hemen yerime atılır.Ben Sefiller’in baş karekteriyim.Beni benden tanı der:
-Yoksulluk ve aşırı cilveli olmak kötü yola eğilimi fazlalaştırır: Biri azarlar, diğeri şımartır.
Sen iyilere, güzelliklere açıl. Eğer günah ilahi sureti karartırsa, vicdan acı bir hoşnutsuzlukla ruhu huzursuz eder.
-Bu yüzden Jan Valjan olup beni huzursuzluğa iten içtepilerden kaçtım.Sensizlik sefillik de olsa diğer yandan zengin metinler sunuyor.
-Yaramsın.Bu da bir dünyayla eşdeğer.Bir yaram var, onu severek,iyileştirme uğraşı yeni bir hayat sunuyor.
Yolum sana meftun.Feda edecek zamanım var.Kaprislerinden bir otel yapıp uğursuzları barındırdım.Uğraşılarım artıyor sen üstüne.
-Üstüne alınma.Sefilliğime üzülme. Ben de bir gün Jan Valjan gibi öleceğim.Belki sefillikten değil, belki sensizlikten de değil. Hayatın mıknatısı bizi nereye çekerse öyle akıp gideceğim.
- Sevgini bilek gücüyle, kurşunlarla, fillerin yardımıyla yenmemi bekleme.Bir yürek savaşçısının tek silahı hep sevmektir.
Tek üzüntüm ben yokken düşen gözyaşlarını silememek. Silmek, sonra yanında kurumak sevdaya.Kurlarının kurduğu demlerin saati olup susmak sarılmalara. Sol yanına kadar yan olup yangınları artırmak.
Muhacir kuşların umut gagasına takılan bir çırpı gibi bahtınızın bacalarına yuva olmak.
SEN ...SEN.... SEN..........YİNE SEN............çoğaan senli umutların çatısında durmaktır hayat.
-Parmak uçlarım kadar içimin uçurumlarında da sen yazılıyorsun.Seni yazmanın yazgıcısı olup
Susanıl ömür ekicisiyim. Seni ektim su tarlama. Damla damla yeşeriyorsun ıslanmış vicdanımın toğrağında.Uslanmış güzelliklerin dilinde bir de ben büyüyor. Jan Valjan kadar sefillikler yaşadım.
-Beni de yargılamalı yar.
Bu kadar özlemdesin bana.Bu kadar uzak’tasın. En yakın halin hayalimde anla beni Nariçe
Tortularıma takılan perilerin perçem arasındayım.
Türemlerim uzatır bekleyişi.Ömrü ütüler aşkı.
-Hüzün yanımın söküklerindesin. Aşk yamacısının yavuklusun. Suna’dan sonra aşkı aşksızlığa sunansın.
-İçimde gömdüğüm aşk hazinelerin gömüsün.Bu yüzden huriler hep benli aşk evi sunar.
Bu yüzden etrafımda pervana güzel kelebekler. Bu yüzden yüzünden okunan surelerin duası benim.
-Kar kış demeden suladığım sol yanımsın.Yeşeriyorsun yeşil yaprak sevda gibi. Sonsuzluğun ormanı olup yok oluyorsun çoklarımda.
-Çam çiçeği misin ,can çiçeğim misin bilemedim bunca dert dikeni batarken sineme.Hep can toprağımda açılacak en güzel gül olursun diye bekledim. Kokuna kadar kızıl isteklerle narın ekilsin istedim.Tane tane seni yaşamak için.Tane tane seni yeşertmek için ölümsüz aşklara.
-Ah güzelim Jan Valjan gibi bende kendime sefilim. İncinmiş ömürlerin yağmuru gibi damlıyorum sen n’adasına.
-Bir veda ormanı görünüyor, bir de vuslat okyanusu. Dedim ya bu adan adın kadar tane olmuş, bin tanelerimi toplamak için Nariçe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.