ORMAN YASASI ( Masal )
Aç ,tok yaşarken , ya da birbirlerini yerken hayvanlar , orman yasasını bozar olmuşlar ..
Kurt uluyarak çevreyi koklayıp kolaçan ederek :
- ben ,ben demiş .
Ondan geri kalır mı diğer hayvanlar ; domuz homurtulu bir ses çıkararak solumuş :
- Ben , ben , diye eklemiş ..
Tilki gözlerini kısarak , kıs kıs gülmüş :
-Ben , ben .
İnatçı dağ keçisi ,boynuzlarını dikleştirerek :
-Hayır ! Ben , ben , diyerek ormnın ağaçlarını kemirmeyi sürdürmüş .
Orman ben , ben sözcükleriyle inler olmuş .. Zavallı ak , boz tavşancıklar , sicaplar , minik kuşlar , hayvan yavrucakları ,diğer küçük hayvanlar kaçacak kaçıp saklanacak delik arar
olmuşlar . Kendi halinde yuvalarına girip , yavrularına , küçük kardeşlerine :
-Sakın ha ormana girmeyin . Ben , ben sözleriyle orman altüst olacak .
Be , ben diye ağzını açan herkes , çevresinde bir yandaş buluyor , sanısınız eski savaş yılları geri geldi . Bu gidişle orman kanunları hiçe sayılacak . Göreceksiniz , pireler devele
ri yiyecek .
Gerçekten de dedikleri çıkmış .Görünen köy kılavuz istemez elbet . Yuvasından başını çıkarmak isteyen herkes / ben , ben / seslerinin zehirinden ölür olmuşlar .. Ölülerinin üs-
tüne ineğin biri gelip işiyormuş .. Mezarlıklar mı ? Hırsız hışmına uğramış gibi talan ediliyor
muş .
Ulumaların , anırmaların bini bir paraya :
-Ben , ben!
-Hııırrrr !
-Yok , ben , ben !
-Haaavvvvv !
-Evet , ben ,ben .!
-Aaaiiiiii !
- Çüş eşek !
- Ben ,ben !
-Uuuuuuuu !
-Muuuuuuu !
-Meeeeeee !
Hayvanlar gizlendikleri yerlerde, yuvalarında ben , ben kavgalarını izliyor , gülmekten yerlere yatıyarlarmış .Doğrusu bir tiyatroda güldürü oyunu seyredercesine kaptırıyorlar-
mış kendilerini ..
Gün gelmiş gülmeleri ağlamak sınırına gelmiş dayanmış . Nasıl ağlamasınlar ! Orman kan gölüne dönüşecekmiş neredeyse . Kendi aralarında ormanın kralı gelse de kurtulsak diye söylenir olmuşlar çünkü ; yuvalarından çıkmak , karınlarını doyurabilmek olanağını ancak gece bulabiliyorlarmış .
Bilirsiniz ormanlar kralı arslandır . Oysa bu orman halkı cumhuriyetle yönetiliyormuş . de-
mokratik bir ülkeymiş .Tatardan kaçarken betere ykalanacaklarını bile bile , kralı ister olmuşlar .
Arslan kralığına kral ama özgürlükten korkarmış .Ortalık keşmekeş :
-Ben , ben !
- Uuuuuuu !
-Hıııırrrrrr!
-Haaaaavvvv !
-Hoşştt !
Alkış sesleri hırlamalar , ( Yuuuh ) sesleri arasında gizlendiği kovuktan çıkmış ...
Ortalık sus - pus . Başı çaken ben benciler tutuklanmış . Kaçmayı bacerebilen büyük ve ortabaş hayvanlar yakayı kurtarmış ..
Orman kralı arslan kaçanların tabanlarının , başlarına değmesine kıs kıs gülmüş .Yuvalarına gizlenen tavşanlara , sincaplara , kuşlara , mink yarucaklara ( Çıkın dı-
şarıya sizi ben , ben diyenler.Şimdi sizden kuzu , sizden tavşan kim var . Tümünüzün hakkınızdan geldim . Bu bgel- dim sözcüğü , özellikle beni çağrıştıran - dim - küçük hayvan-
rın hoşlarına gitmediyse de seslenememişler . Bir yanıt verememişler . Yanıt vermeksuçmuş artık . Sus - pus oturmak serbest . Her hayvan dilini yutmuş gibi Aahhh , çe
kip oofff ! demiyecek .Biri diyecek olsa , bir diğer hayvan :
-Sus , diyerek, ön ayaklarını ağzına götürüyormuş ..
-Arslan meydana çıktı bir kez . Kim önünde yakadsını iliklemeden , salyasını akıtmadan durabilir . Geviş getirmek için ağızlarını bile oynatamazlar . Söz arslanın , saz arslanın .Bir baş pehlivan duruşuyla meydanda :
- Sevgili küçük hayvancıklar . Beni iyi dinleyin ama yanıt vermeyin . Biliyorsunuz yanıt vermekten başka her şey düzeldi . Ben düzelttim . Ne güzel sus - pus oturuyorsunuz .Serbestçe gezip tozuyor , dahası eğlenebiliyorsunuz . Sesini mi çıkmıyor ?
Varsın çıkmasın . Ses çıkarmak hayvanlara zararlıdır . Hayvanlar dilediklerince ötmemeli , havlamamalı , anırmamalı ! Hem ses tellerine zarar hem de yakınlarına zararlıdır ..Tanrı
etmeye kulak zarları patlar , hiç işitemez olurlar . Hanginiz eski günlere dönmek ister..
Hayvancıklar :
_ Sus - pus .!
Arslan kral :
-Yaa , gördünüz mü ? Hiç biriniz eski günleri istemiyor . Neyddi o günler yaav ? Bir anımsa
yalım . Ben , ben - Haaavvv! - Hııırrrrr ! - Aaiiiiii ! ) İşte ben bunları vurdum , kırdım , öldürdüm , kaçırttım. Bu hayvanlar korkaktır hayvanlarım . Bu hayvanlar arslanın gücü
neymiş iyi bilir . Hayvanlar ülkesi çok güzel günler yaşadı . Hiç merak etmeyin - yakında
kimbilir bu sus - pus günleri de atlatırız ..
Hayvanlar dillerini yuttuklarında , kralı alkışladılar ..
Arslan kral da bu alkışları gerçek sanarak , hayvanlar içlerinden gelerek yapıyor yaavvv demiş . Ne zaman boş bir meydan busa başlamış nutuk atmaya ..
-Sevgili hayvancıklarım nutkuna bayılırmış .-
Günler böyle sus -pusla ve nutukla geçerken küçük hayvancıklarda bir hoşnutsuzluk başlamış . Derken büyümüş . Eli kalem tutan hayvanlar konuşamamanın acısını yazıyla çıkarmaya karar vermişler . kimi hayvancıklarda ses tellerine zarar vereceğini bile bile
seslerini çıkarmaya başlamışlar .
Sözgelimi kuzular ,
- Meeeee , diyemiyorlardı da ,
- Eeeeee, diyorlardı .
Köpekler :
-Haav haaaav , yerine :
-ev eeeevvv , diyorlardı .
Kuşlar bile ,
- ik ik ik ik ! diye ötmeye çalışıyarlardı .
arslan kralın nutukları meydanları dolduruyormuş gene :
- Sevgili küçük hayvancıklarım benim ! Küçük hayvancıklarım ! Küçücük , minicik hayvancıklarım ! Beni iyi dinleyin :
Kuzular :
- Eeeee!
Kediler :
-İyi yaavvvv !
Köpekler :
-Ev ev ev !
Kuşlar :
-İk ik ik !
Bu mırıltı sesleri duyan arslan , bir adım gerilediğini belli etmemek için iyice kükrüyor , sesini çoğaltıyor korkusunu belli etmemeye çalışıyormuş. Yardımcısı dev papağanın kulağına eğilip :
-Söylenenleri iyi duyuyorsun değil mi ? Kalemi eline al , iyi not tut . Kalemin gözüme batıyor
seslleri not al diyormuş ..
Papağan arslanın önünde şişman göbeğinin üstünde ceketini ilikliyor , gözlüklerini düzelterek , hafif bir öksürükle saygısını iletiyor :
-Siz bilirsiniz , kralım , diyormuş..
Siz bilirsiniz diyor ama içinde , ben bilirim sözleri cirit atıyormuş.
Gün geldi yardımcı papağanın sözleri içinde öyle tepindi , öyle tepindi ki içine sığamaz olmuş. Ben bilirim sözleri orman halkının kulağında çınlar olmuş . Papağan bununla yetinmemiş . Benden başka iyi bilen varsa buyursun boyunun ölçüsünü alalım demiş .
Boyunun ölçüsünü aldırmak isteyen eski dönemlerde , ben ben diyenler ve yeni ben demeye başlayanlar papağana doğru yürümüşler..
-Ben varım !
-Ben de !
-Ben de !
Boyunun ölçüsünü aldırmak isteyenlerpapağana doğru yürümüşler , papağan neredeyse
gerilemekten elindeki kalemi , gözündeki gözlüğü düşürüyormuş :
-Haydi buyrun, hodri meydan ! Alın boyunuzun ölçüsünü .İşte karşınızdayım .
Demek ki seçim yapılacak . , Demokrasiye dönülecek .Amaa ,papağan aldırmaz görünüyor , geri geri kanaytlarını çırparken . Bir yandan da söyleniyor :
Gelin boyunuzun ölçüsünü alayım . Ben seçimden korkmam .
YORUMLAR
glenay
sonra şiir ve masalla başladım . Hayal gücüm sınırsız..Bu yüzden yazıyorum zaten . Değerlendirmek için.. Selâmlar..
Harika bir gönderme. Mektup adrese ulaştı:) Tebrikler, devamını beklemek farzdır.
glenay
Düzeltmek isterken bu günlük kestiğim yeri desildim ve daha dadrinlere indim . On iki eylüle bir göndermeydi . Sanki şimdi durum daha iyi gibi ,Selamlar ..
İnsanlar da ne kadar hayvanlara benzerler değil mi? Tebrik ettim yazınızı. Selam ve sevgilerim çokça.
glenay
Belki hayvan kanunları bizimkileri sollayabilir .
Ben bu masalı insanlara bakarak hayvanları konuşturdum .
On iki eylül dönemini çalakalem anlatmaya çalıştım .
Devamını gece yazacağım . Selam ve ve sevgilerimle ..