ihtiyaç ve inama olgusu
Birşeye inanmak gerekir. En basitinden de olsa inanmak. Lakin hiçbirşeye ömür boyu inanamazsın.Her nefes alışında, her adım attığında. Çünkü inanmak ihtiyaçtan doğar, yani birşeye ihtiyaç duyduğuna emin olmayı gerektirir inanmak. sözgelimi, sabah erken kalkması gerektiğine inanan bir adam sorsanız;"Neden böyle birşeye inanıyorsun.". alabileceğiiz muhtemel cevaplar içinde, erken kalkmaya ihtiyaç duyduğu mutlaka olacaktır. Çünkü geç kalmanın bedeni veya psikolojisi üzerindeki kötü etkilerini görmüştür. Elbette diğer muhtemel cevap bu zararlı etkilerden bahsedecektir. Yani mantıksal çerçevede bakarsak, aslında aldığımız cevap ihtiyaçtır. İnanmanın hangi boyutuna bakarsak bakalım, mutlaka içinde zarar, yarar olguları ve bunları kapsayan ihtiyaç duyma etkeni olacaktır.
İŞte yaşam bu ihtiyaçlar ve inançlar doğrultusunda sürüp gitmektedir. Peki ya bunlar arasında bir zarar-zarar etki tepkisi bulunan inançlar yok mudur dersek. Elbette vardır. Sana zarar veren bir şeye ihtiyaç duyduğunu düşünüyorsan ve buna inanıyorsan neticesi zarardır. Burdaki örnekleri değerli okurlara bırakıyorum.
hülasa, bir şeye ihtiyaç duymadan inandığını söylemek, bu evrende insan için mümkün olan birşey değildir. İnsanı bekleyen tehlike ise, neye inandığı, yani neye ihtiyaç duyduğudur. Kötü birşeye ihtiyaç duyan biri, daha önce ihtiyaç duyduğu iyi bir şeye o an için inanmıyor demektir. İnsanlar inanmaya ihtiyaç duyarlar. ÇÜnkü ihtiyaçları vardır yaşamda tutunmaya.
Evet İnanmak bu kadar etrafı sert duvarlarla kapalı fakat kapısı daima açık olan bir göçebe evler dizisidir denebilir netice itibariyle. Ve insan iyi yada kötü bir barınağı olmadan yaşayamaz.
YORUMLAR
Evet İnanmak bu kadar etrafı sert duvarlarla kapalı fakat kapısı daima açık olan bir göçebe evler dizisidir denebilir netice itibariyle. Ve insan iyi yada kötü bir barınağı olmadan yaşayamaz.
Özlemiştim yazılarını okumayı...Kısa ve öz isin çünkü:)
Hürmetle abicim