- 878 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Allah’a Halisane Teslim Olmak
İnsanların çoğunun güvenli ve huzurlu bir yaşamı yoktur; çünkü her an bir zorlukla karşılaşılabilecek olmanın korkusunu, daha başına gelmeden yaşar. Oysa Rabb’imiz kulları için kolaylık diler; huzuru ve mutluluğu yaşamak gerçekte çok kolaydır. Yapılacak olan; Allah’a ve O’nun yarattığı kadere gönülden iman etmek, yalnızca Allah’a güvenip dayanmak ve tam bir teslimiyetle teslim olmaktır.
Allah’a halisane teslim olanlar, yaşamlarını güzelleştiren bir ayrıcalığa sahiptirler. Yaşadıkları hiçbir olay, başlarına gelen hiçbir musibet onları üzmez, mutsuz etmez, asabileştirmez, strese sokmaz. Bunun nedeni müminlerin, evrendeki her olayın, ‘herşeyin varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hadiseleri tespit ve tayin eden ve ona göre yaratan’ (Halık) Rabb’imizin dilemesiyle olduğunun bilincinde olmalarıdır.
İnsan, Allah’a kulluk yapması için yaratılmıştır ve dünya hayatında bütün insanlar imtihan edilirler. Ancak Allah katında her şey göz kırpması kadardır; dolayısıyla Allah, insanların tüm davranışlarını bilir. Allah’ın –batınındaki- asıl amacı, insanların kendilerini tanımaları ve yapıp ettiklerine şahit olmalarıdır. Böylece, Allah’a gönülden iman etmiş müminler, O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yaptıkları salih ameller vesilesiyle, cennette bir renk kazanmış olacaklardır.
Yüce Allah’a duydukları güven ve teslimiyetleri nedeniyle, “Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112) ayetiyle de bildirildiği gibi, müminlerin yaşamında korku ve üzüntüye yer yoktur. Yaşamı boyunca karşılaştığı ve karşılaşacağı her olay kişinin kaderindedir; hayır görüneni de ‘şer’ görüneni de Yüce Allah yaratır. Bu gerçeğin bilincinde olan mümin için hiçbir zaman ‘kötü’ bir olay olamaz. Kötü gibi görünen de aslında mümini hayırlı sonuçlara ulaştıracaktır. "...Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216) ayeti gereği, iman eden insan Kendisine sığınılan (Melca) Rabb’inin kendisi için en hayırlısını dilediğini bilir.
Güven duymak, hiçbir kuşkuya yer olmaksızın halisane teslimiyete yol açar. Tevekkül ederek yani her işte Rabb’ini vekil edinerek teslimiyeti yaşayan mümin korkusuz, rahat ve sakin ruh haline sahip olur. Geleceği yaratanın da Rabb’i olduğunu kavraması tevekkülünü artırır.
Yüce Allah Kendisine gereği gibi kulluk etmeyi hedefleyen kulları için her olayı hayırla yaratır. Müminler bilir ki, onlara olumsuz görünüyor dahi olsa, her olay aslında kendileri için sayısız hayır içerir. İşte bu teslimiyet de, müminlere huzur verir. Halisane teslim olmuş bir mümin melek gibidir, emrolunduğunu kararlılıkla yerine getirir.
Kur’an’da, Hz. Musa’nın annesinin Allah’ın vahiyle bildirdiği buyruğuna itaat ederek çocuğunu nehre bıraktığı anlatılır. Bu teslimiyet sınavından Hz. İbrahim de geçmiş, oğlu İsmail’i rüyasına binaen kurban etme konusunda denenmiştir. Ancak her iki kutlu insan da itaat edip teslim olunca, Rabb’imiz zorluğun ardından kolaylığı getirmiş ve çocuklarına tekrar kavuşmuşlardır. Önemli olan gönülden teslimiyettir ve insan tam tevekküllü olursa acı duymaz.
Rabb’imiz bizi imtihan eder, tevekkülümüze şahit olmamız için. Teslim olmamız için musibet verir, hastalık verir; ayaklarımızın yere basması için sıkıntılar verir. Bütün bunlar gerçekte, imanî derinlik kazanmamız yönünde Yüce Allah’ın bize olan lütfudur.
Fuat Türker
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.