- 748 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
yüksek soHßetler (2)
Hal ehli-dervişe gün gectikce hayranlığım artıyordu.
Onun gül cemaline bakmak,sanki beni derinlemesine çarpıyordu.ßaştan ayağı tüylerim diken misali,onun huzurundan ayrılana kadat ayakta dikili kalıyor adeta hem
yanıyor,hem üşüyordum..
Vicudum anlamadığım tepkiler veriyordu.£NGEL OLAMIYORDUM..
Hele göz göze geliyorduk ki ; sevgi yumağından doğan,çayır cayır yanan hoşgörü ateşini görebiliyordum gözlerinde.
Başımı hafif doğrulttum,tereddütler arasında gel-git düşüncesiyle cehresine bakmak istedim ..İŞte yine Lav-ı-kor anı ... aman ALLAH’ım !!!
Sanki yanarak eriyordum.
tam oanda bir soru ?
Kulun kulumusun ,ALLAH’ın kulumusun ?
Edep/sizce edeb/imi yırttım ve sacma bir cvp verdim. cevap vermesem olmaz mı ?
Yedikat yerin dibine girsem ancak okadar utanır ve pestil olurdum..
Sana zaman dedi,zamannnn!
Zaman içinde bu soruyu yine sormak var kaderde,cevap için hazırla kendini.
Pek tabiki efendim diyebildim ancak.Çünki yine yükseklerden bir kaya tepeme düştü ve nefes alamıyordum .
Nebiçim bir soruydu bu ALLAH aşkına?
Nefs/im konuşuyordu ,acılmıştı dili birkere..Nefs-i-dil yakar ruhuda,kül haline getirip etkisiz kılana kadar terletir senide,elinden gelen sadece ağlamak yada küfrü dizelemek olur sessiz sedasız...
Sohbet için genel merkeze gectiğimizde;dervişler aşk/la onu bekliyordu.
Üç çeşit derviş var dedi üç çeşit!!!!
yal dervişi,
kal dervişi,
hal dervişi.
yine kal gelmişti adeta bana.Herhalde dedim yüksek yüksek yine acıklar.Acıkladıda..
yal dervişi;ALLAH sohbeti edilen mekanda ikram edilen her ikram şifAdır bedene.
gelenler arasında bu şifali yiyecekleri on gözle bekleyenler var.
ßu beklentide olan derviş yal dervişidir.
Kal dervişi adı üstünde;yaldı,aldı,aldığı gibide yerinde kaldı.
Ne manevi ne dünyevi olabildi.Kuru kuru vazife yaptı,yerinde tesbih sayar gibi saydı.
ßu gibi dervişlerde;kal devişi oluyor aziz misafirlerim dedi.
Hal dervişi adı üstünde;yal/dı,aldı,kal/madı,yandı,pişti,kavruldu
halden hale girdi;manevi haller yaşadı.Duyduğunu yaşadı,yaşadığını anladı,anladığını,hayatında biryerlere yerleştirdi,monte etti..
€FENDİSİYLE ÖYLE BİR BAĞ KURDUKİ ARASINDA;NE nefs nede bir beşer-i kul bu bağı yıkamadı.
ßu derviş işte hal dervişi olmaktadır,dedi.
Kendinizin hangisi olduğunuzu bulun, onagöre sohbete hazır olun.
Rahmeti indirmek için özler,gözler,sözler bir olabilmeli dedi.
Rahmet indiğinde ise neler olduğunu bilirmisiniz diye sordu?
Uzun zamandır hafif boyutlarda içlerine girdiğim için biliyordum.Ama artık onlardan olmaktı amacım.At gözlüklerini takıp bir yunus,bir şems-i,bir mevlana,bir aşık-ı veysel izinde pişmekti amacım.Hamlık ,çiğlik koyuyordu bünyeme.
Velhasıl; rahmet çarpmıştı bikackez.
İnsan bulunduğu ortamdan bişeyler anlamıyorsa,karı olduğunu düşünmüyorsa,ilkimi değişmiyorsa,gözü yaşarmıyorsa,kalbi titremiyorsa,neden o ortamda kalıcı olsunki..değil mi ?
ßU YOLDA,DERGAHTA,BULDUKLARIM DAHA BULACAKLARIMIN BİNDE BİRİBİLE DEGİLDİ.
VE BULDUKLARIM,HAZLARIM,BULAMADIKLARIMIN TEMİNATIYDI...
GARANTİ BELGELİ DERGAHTI BENİM İÇİN... Saygılarımla!!