- 1154 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
Kımıldamayın Çekiyorum! Klik!
Geçmişimizin ne kadarı, kaçta kaçı hatırlamak istemediklerimizle dolu? Ya da hatırlamaktan kaçtıklarımız, uzaklaşmak istediklerimizle?
Üzüntülerimizi unutmaya çalışıp mutluluklarımızın gölgelenmemesini isteriz. Kabul, bir miktar bencilce ama huyumuz kurusun!.. Eğer bizi derinlerden sarsan, duygularımızı çatlatan, kırılmasına sebep olan anılarımızı hatırlayacak olursak da vücut ısımız bir anda değişir, kalp sızıyla çarpar.. .
Salt insanoğluna mahsus müthiş bir ikilemle yaşıyoruz belki de. Mutluyken her şeyi hatırlamak istemek; mutsuzken de istememek! Yani istemek ya da istememek işte bütün mesele bu!...
Bazen klonlanmış ilişkiler yaşadığımızı düşünüyorum.Sanki hepimizin yaşadıkları benzermiş gibi. Ben bir gün sevgilimle parktayken, o anı bir fotoğraf karesiyle hapsedip; bak ne kadar mutluyuz dediğimde, sanki bir sonraki gün aynı parkta bir başka çift, aynı şeyleri gerçekleştirip, bak ne kadar mutluyuz diyecekmiş gibi geliyor bana...
Yüzümüzdeki ifadeler,geçmişin ve geleceğin kuşkusu ve tüm bunları süzgeçten geçirilmiş ince bir tülle örtme isteği.. İnce tül korkudur.. İnce tül mutlulukların zerrelere dağılma olasılığının endişesidir. İnce tül kimin ne istediğinin aslında hep saklı oluşudur...
Hepimizin değişik renklerde hayalleri olduğunu kestirebiliyorum. Bu renklerin açık,parlak ve (u)mutlu renklerde olduğunu tahmin edebiliyorum...
Sanırım nedeni de açık parlak ve (u)mutlu yaşamlar istediğimiz. Anahtar duygulardan birinin "güven" olduğunu kestirmek güç değil.. Güvenmek istemek, güvenebilmek, güvendiğine inanmak.
Tüm bu arzuların kesiştiği anların birinde belki de yaşlı bir adama uzatılır fotoğraf makinesi. Arka planda mümkünse deniz, gölet, çiçekler gibi kalbe hoş görünen görsellikler olması tercih sebebidir. Sonra yaşlı adamın buruşuk eli deklanşöre basmadan önce bir sevgili duruşu belirlenir.. .
Yüzlerde ise çok ama çok sonra çözülebilecek görünmez endişe çizgileri saklıdır...
Eğer güzel bir yaz günüyse dondurmalar alınır. Eriyen kısmı birilerinin üzerlerine damlar. Ama bu olay kahkahaların yayılmasına neden olur.
Çünkü mutluluk anları bir dondurma lekesinden daha değerlidir. Önemli olan mutluğun lekelenmemesidir.
İlişkiler konusunda böyle olur olmaz ahkamlar kesmeyi sevmem aslında... Kusuruma bakmayın... Ve yaşadıklarımdan aldığım cüretle Genel kişiler zamanı türevli cümlelerle düşüncelerimi çoğaltmışsam da kusuruma bakmayın...
Lafı gevelemeyeyim. Söylemek istediğim şu. Bir arkadaşımın aşktan korkmuyorum dediği gibi ben de beni bekleyen, yolumun önündeki taşların arasına sıkışmış acılara rağmen " Kımıldamayın çekiyorum! Klik"lerden korkmuyorum!..
Şimdi hep beraber toplanın! Evet çok güzel! "Peynir" deyin! Harika!..
Kımıldamayın çekiyorum! Klik!...
Oktay Coşar
YORUMLAR
okurken dedim ki kendimce;
bence asiklarin mutlulugunu paylastigi anlarda, girilen o sevimli fotograf kareleri,
tek bir sebepten ötürü geliyor ki o da askin bakîligi..
söyle ki ask, sonsuzluktan dogar ve zaman sonra yine bir sekilde o sonsuzluga hicreteder..
zira ask, annesi ve babasi bilinmeyen, ancak asil kalplerde yasayabilen ve
'ölümsüzlük iksiri'yle beslenen, dokunulmaz bir evlat gibidir, seven kalpler icin..
bu durumda insanlar, uyumlu bir es bulduklarinda, baktiklari askin ömrüne yetmeyecek olan
beserî ömürlerini gördükce, fotograf karelerinde bulusup,
tabiriyle zamani durdurup, ölümsüz kalmayi umudediyorlar..
bu yuzdendir, yasamis oldugunuz -deyim yerindeyse- dejavu olayinin gayet normal oldugunu dusunuyorum..
zira ask ayni ask.. yalnizca dogumundan hicretine kadar olan vakti, farkli kalplerde gecirir..
(fikrimce tabii..)
Oktay Coşar
Teşekkürler arkadaşım....
dervişim
Oktay Coşar
Zaman ve ilişkiler... Çok yakışıyor kaleminize, ısrarla bastırdığınız bir geçiş noktasında kurtuluyor örtülerinden pişmanlıklarım ve geriye dönmemi sağlasalar mutlu olmam diyebilecek kadar büyük bir cesaret veriyor cümleleriniz. Daha ne olsun!Poz verdim işte:) Tebrikler.
Oktay Coşar
Oktay Coşar
Esma KAHRAMAN
neyse,
'Profesyonel ve amatör fotoğrafçıların kendi çektikleri fotoğrafları yayınlayabileceği ve eleştirebileceği bir platformdur.' dedi.
ben onun yalancısıyım...
ben sadece fotoğraf çekincektim.
Esma KAHRAMAN
peynir demem şartsa peyniri cümle içinde kullanırım. simit krem peynir derim