- 1539 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Düş Adası..
.
Her şeyden bıktığım ve de daraldığım zamanlarda kendimi can havli ile attığım Düş Denizinin kıyısındayım..
Seviyorum burayı. Burada Güneş hep Pembeye çalıyor, sahile vuran dalgalar bana en sevdiğim şarkıları mırıldanıyor..
Havada öyle güzel bir koku var ki ! Sanki, dünyanın bütün çiçekleri yağmurda ıslanan toprakla, burada hayat var diye haykırıyor.. Deniz tuzunun atmosfere karışması ile birlikte, huzur iliklerime kadar işliyor..
Çocukken daha sık gelirdim buraya, çantamda hayallerimle, sonra onları, teker teker, bırakırdım Düş Denizine ..
Sahildeki çakıl taşları ile birlikte suyun yüzeyinde kaydırırdım, taşlar sektikçe hayallerim de gerçek olacak diye inanırdım.
Kimisi gerçekten oldu, kimisi ise hâlâ beklemekte, ama olma ihtimalleri oldukça yüksek ! Hiç olmayacak hayallerim de oldu benim, yine de buraya olan inancım asla kaybolmadı..
Iş, güç, hayat mücadelesi derken, malum yaşta ilerleyince, sorumluluklarda artıyor bireylerin üzerinde. Öyle kafama esince başımı alıp kaçmalar da azalıyor, kaçamaklarda.. Bunu neden ? Yapıyorum ki ! Dedim , kendi kendime.. Mazeretti bütün bunlar, büyümek böyle olmamalıydı.. Aslında yaşlandıkça bu adaya daha çok ihtiyacım olduğunu fark ettim.
Bugün yine, buradayım işte ! Ilk kez beş yaşımda keşfetmiştim bu adayı.. Erkek kardeşimle evin salonunda iki sandalyeyi, karşı karşıya koyup, üzerlerine çarşaf çekip, kendimize yelkenli yaptığımız bir gün de..Dün gibi hatırlıyorum, hâlâ gözümün önünde o hallerimiz. Düş Denizinde yol alırken, birden keşfettiğimiz bu ada ! Ve de bu koy, o gün ki heyacanımız çocuksu mutluluğumuz..
Evet! O zamanlar bir tek ikimiz vardık, o Düş Adasında, yabancılar yoktu, kimseler bilmiyordu bu sırrımızı ikimizden başka.. Bizim , belki de benim; En çok gittiğim yer daha sonraları. Zamanla daha az uğrayışım, sebepleri, neydi onlar ? Hayat ve verdiğim sınavlar mı ? Büyümenin temeli olan düş kırıklarım mı ? Benim gibi bir çoğunuz aynı dertlerden şikâyetçisinizdir eminim..
Hani, çok değer veripte inandığınız, güvendiğiniz kimselerin, bir gün sizi ve de güveninizi derinden sarsması, ya da hiç olmadık zamanlarda hayatınıza giren yabancıların, hayatınızı, hayallerinizi çalmaları sizin üzerinizden yaşama tutunup , kendilerini yüceltmeleri gibi.. Bunlar gibi bir sürü olumsuzluk ve mutsuzluk duygusunu yaşayıp, tatmanıza sebep olan, o yabancılar, günü gelince en yakınınız sandıklarınız, dostlarınız, sevdikleriniz, değerli kıldıklarınız.. Gönlünüzü açıp başınızın üzerinde taşıdığınız o vefasızlar.. Hayallerinizin katilleri onlar mıydı ? Kim bilir ? Belki de sadece bir teselli arayışı bu, sürekli birilerini suçlamak arzusu.. Herkes de kötü değil elbet.. Hâlen sevdiğimiz değer verdiğimiz bizim için gerçek sevgiler besleyen insanlar da vardır.. Ama ! Insanız işte, hep olumsuzluklar meşgul eder beynimizi, kimliğimizi, benliğimizi.. Görmeyiz , göremeyiz, görmek istemeyiz. Bir kere batık ise karamsarlığın içine, kendimizi daha çok sokarız yerin dibine. Kör kuyuda yol ararız, ışık ararız karanlığımıza..
Zaman, zaman bende pes ettim, etkiye tepki verdim.. Küstüm, kızdım, söylendim daha da ileri gittim isyan ettim..Öyle yaralar açtılar ki, benliğimde ! Beni unuttum sayelerinde, kendimi aramaya koyuldum, yalnızlığımda..Zor olsada, pes etmedim buldum ve anladım olgunlaşmak için bunlar da şarttı aslında.. Beni de hayat değil de, yaşantıma giren bu davetsiz misafirler yordu diyebilirim, Tabir-i -Caiz -ise. Yara aldıkça benliğim, sordum; sorguladım.. Anlamaya çalıştım olanı biteni, anlamlandırmayı becerdim en sonunda. Artık biliyorum, belli başlı bir olgunluğa vardım nihayet özümde. Biliyorum artık, neden vardı, o insanlar ! Ve ben yaşadığım sürece öyleleri hep olacaklar !..
Çünkü onlar, benim gibi degiller. Onların bir Düş Denizi yok. Hiç olmadı hayatlarında, Düş Adasının korsanlarıydılar,bense yerli. Ancak gelip hayallerimi çalabildiler. Ama, umutlarımı asla ! O yüzden, seviyorum işte, bu adayı ! Ömrümün sonuna kadar da, hep seveceğim. Düş Denizinde yol almaya devam edeceğim. Çocukluğuma yaptığım bu yolculuklarla birlikte, umudumu hiç kaybetmeyeceğim.. Kendime sürekli yeni hayaller türeteceğim. Varsın korsanlar bir kaçını yağmalasın, benim Düş Denizimde sonsuzluk kadar umudum ve bir o kadar da yaşanılacak güzel hayallerim var, biliyorum ! Buna gönülden inanıyorum ! Sanırım artık yaşımı bahane edip sadece daraldığım vakitler de kaçmayacağım, bu adaya.. Çocukken yaptığım gibi, aklıma estiği her vakit soluğu burada alacağım.. Kendi payıma düşen bütün güzelikleri, her şeye rağmen bütün olumsuzluklara, bütün yağmalara rağmen, hayata geçirebildiğim kadarını pes etmeden, isyan etmeden ve kimseyi suçlamadan, bana nasıl geldiyse öyle yaşamaya devam edeceğim..Hem Sadece korsanlar yok ki, bu hayatta ! Daha nice güzel yürekli insanlar var..
Bence herkes kendisine bir düş mekânı bulmalı, tıpkı çocukluğumuzda yaptıgımız gibi, hayaller kurmaya devam etmeliyiz, bakarsınız bir gün korsanlar da bu sebeble birer yerli olur ve dünya egoistlerden kurtulur, yağmalar azalır başka yaşamlar üzerinde.. Kim bilir !Belli mi olur, olur mu ? Olur ! Hayaller de bir gün gerçek olur ...
Yazan: Gönül Cesli