AKIL DIŞI EYLEMLER VE İSRAİL’İN TUTUMU

• 8 Eylül 2011 Perşembe 02:06:45

Ortadoğu’da kuruluşundan beri habis bir tümör gibi sürekli kanayan ve çevresini kasıp kavuran İsrail’in taşkınlıkları artık akıl ve mantık çizgileri ile açıklanamayacak ve tüm insanlığın barış ve huzurunu sarsacak yeni bir boyuta sıçramıştır. Bertrand Russel’in deyimiyle ”Din savaş ve aşk, akıl dışı eylemlerdir.”

Savaşın kendi mantığı, barışın mantığıyla açıklanamayacağı için, yapılan çılgınlıkların mantıksızlığını, savaşın akıl dışılığıyla açıklamak ancak olasıdır. Bu çılgınlıklarda teknolojik olan üstünlüğü elde eder ve bedel ödediği gibi, bedel de ödetir. Bu anlamda ulusların savaş sanayilerinin, ulusal politikalara dayalı olmasının önemi birinci derecede yaşamsal bir sorun olarak toplumların gündemindedir. Bu tarih boyunca böyle olagelmiş, güçlüler güçsüzleri ezmiştir hep.

Ancak diyalektik olarak incelediğimizde, ezilen ulusların ayakta kalma içgüdülerinin giderek güçlendiğini ve ezen uluslara karşı farklı tarihsel dönemlerde güçlü biçimde karşı atağa geçtiklerine tanıktır tarih. Bunun en somut ve kronik hastalıklı örneği İsrail’dir.

21.nci Yüzyılda insanlığın geldiği uygarlık düzeyi ve evrensel değerleri ne yazık ki ”Küreselleşme” adına, egemenlik sürdürdürebilme adına, baskı ve şiddetin askeri güç kullanılarak arttığı, mazlûm ulusların hâlâ emperyalizmin boyunduruğunda bedel ödemeye devam ettikleri kötü bir durumdadır. Bugün Afganistan’da, Pakistan’da ve Ortadoğu coğrafyasında ve dünyanın daha pek çok ülkesinde gizli ya da açık biçimde olagelen de budur.

Ancak dünyanın ömrünü tüketen insanlık, kendi ömrünü de tükettiğini görebilmelidir. Yoksa tüm insanlık nükleer bir kaos içinde yokolma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Tüm olagelen olaylara baktığımızda, Ortadoğuda Amerikanın şımarık çocuğu konumundaki İsrail, zaman zaman ABD ile uyum ve eşgüdüm içinde, zaman zaman ise otonom bir tutum sergileyerek, saldırganlığını ve vahşetin boyutlarını sınırsız ve ölçüsüz güç kullanımıyla en üst düzeylere sorumsuzca taşımaktadır. Bu elbette tüm dünyada İsrail karşıtı bir nefret ve infiale de sebep olmaktadır. Bu nedenle tüm insanlık bu şımarık çocuğu terbiye etmek zorundadır. Çünkü bu şımarıklıkların sonucu yalnız kendisi değil, tüm insanlık zarar görecektir ve görmektedir.

”Baskın basanındır!” mantığıyla hareket ederek, kendi tehdit algılaması ve mantığı içinde önleyici tedbirlere başvurduğunu savunan İsrail, her defasında yeni bir saldırganlıkla, insanlık ve savaş suçu işlemektedir. Keza İsrail’in kuruluşundan beri sınırlarının tedrici olarak genişleyişini başka türlü açıklamak olanaksızdır. Dünyanın buna seyirci kalması da bir insanlık suçu olarak önümüzdedir. Doğruyu bildiği halde söylememek de bir insanlık suçudur; suskun kalmak bu insanlık suçu eylemlere kerhen verilen bir destek anlamına gelir.

İsrail acilen Birleşmiş Milletler tarafından silahsızlandırılmalıdır. Yoksa tüm dünyayı nükleer bir felaket bekliyor!

Şiddet bir kez insanlığı sarmalına alınca, tıpkı bir hortum gibi nereden gelip geçeceği belli olmayan bir felakete dönüşür. Karl Marks’ın deyimiyle ”Şiddet, doğacak yeni topluma gebe eski toplumun ebesidir!”

ARTIK ÇAĞIMIZ MAZLUM ULUSLARIN EMPERYALİZME KARŞI DAHA ŞİDDETLİ BİR BİÇİMDE EMPERYALİST BOYUNDURUKTAN KURTULMAK İÇİN GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİREREK ONU ALAŞAĞI EDECEKLERİ DAHA ŞİDDETLİ ÇATIŞMALARA AÇIK BİR DÖNEME GİRMİŞTİR.

NE YAZIK Kİ BELLEĞİNİ PARA HIRSIYLA YİTİREN İNSANLIK, BU BÜYÜK ACILARI TARİHTEN DERS ALMAMACASINA ŞİDDETLE KARŞILAMAYA HAZIRLANIYOR.

KAHROLSUN EMPERYALİZM VE SÖMÜRÜ DÜZENİ!

”Ezilen halklar birleşiniz!”

YAŞASIN DÜNYA HALKLARININ ANTİEMPERYALİST, ENTERNASYONALİST DAYANIŞMASI VE KURTULUŞ MÜCADELESİ!

KAHROLSUN SİYONİST YAYILMACILIK VE EMPERYALİZM!

”YURTTA SULH, DÜNYADA SULH!”

Şaban AKTAŞ
01.06.2010