- 1451 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SAĞIM SOLUM SOBE
Başladığın noktaya geri dönüp,
Sonuna yaklaşmışsan oyunun
Bir kısır döngünün orta yerinde
Yok, olmadan bilinmez sonun.
Sözü söylemek ne kolaydır oysa değil mi? En ağırını seçersin, en can yakıcısını hatta. Bir kez olsun dinleme teşebbüsünde bulunmadan. Avunadurmak en kolay yoldur belki, bu yüzden es geçersin gereksiz savunmaların iç yüzüne aldırmadan.
Sen hiç ağlamadan gülmek nedir öğrendin mi? Ve hapsettin mi içindeki kırgınlıkları tebessümlere? Hayır değil mi? Madem yoksun, o halde tam vakti şimdi isyanın. Bil bakalım ben ne zamandır kayıbım? Hiç aramaya çıktın mı yokluğumun farkına varıp? Ben anlatmadan irdeledin mi? Eleştirmenden korkmamı varsayarak söylemediklerimi hani. Yitiğin ne büyük olduğunu farketme şansı sundun mu bana? Oysa ben en çok seni sevmiştim, babamdan sonra… En yakınımken en uzağıma sen çekilmedin mi?
Mevsim sonbahar, farkındayım, zira yüreğim ıssız… Kim alırsa sahibiyetimi, şahsiyetim de onla. Belki de yalnızlığım bundan, zamansız.
Sen, hiç bildin mi? Koskoca bir kadın bedeninin ardına saklanmış minik kız çocuğunu. Ne bileceksin? Önemsedin mi ki hiç? Şimdi oyunun hep ortasında kalmaya çalışan beni, iyice oyun dışına itiyor ve sende çıkıyorsun. Oysa kanadının altına alacak bir sen varsın sanırdım. Kırıldığını bana iyice yansıtmadan önce. Ve hatta suskunluğum pişmanlığımın yankısıydı ya hani, anlamadan önce. Anlatamadan önce.
Garip bir oyundu evet. Kahramanları çok azdı aslında. Hatta sadece başrol oyuncusu vardı bu oyunun. Geri kalanı hep figürandı. Hatta en çok ben. Başrolde olması gereken ama hep figüran olarak kalan. Ya da kalacak olan. Her neyse. Oysa başroldeki hiç yargılanmadı, eleştiril(e)medi. Bir günah keçisi vardı, ben seçildim. Şimdiyse bacağımdan asılma vakti.
Hep başkalarının hareketlerinden, bir diğeri sorumlu değildir düsturuyla büyüdüm. Demek sorumluymuş. Evet seçtiklerin hayatını olumsuz etkileyebiliyor. İşte bu yüzden bedel ödemek adına, bi başına yürüyorsun. "Ses" çıkarmadan. En ustaca, en kıvrak yalanlarla. “Yük”lenip sırtıma sesimi çıkartmayayım bari diyorsun, bir bakıyorsun taşlar yağıyor etrafına. Aldırmamayı öğreniyorsun.
Aldırmıyorum artık. Yüküme de, yüklerime yük bindirmeye çalışanlara da aldırmıyorum.
Yalnızım demek.
Peki, o halde… İşte son perde… Bugüne dek saydım ben, saklanmadıysan sıra sende. Önüm arkam sağım solum sobe… Saklanmayan ebe… EBE…
06.09.2011 Ülkü Eyüboğlu Kaynak