- 1274 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
18 YAŞINDAN SONRA YETİŞTİRME YURTLARDAN ATILAN GENÇLERİMİZE KİM SAHİP ÇIKIYOR?
“…Vicdanlarınız sizi itham etmezse, başkalarının ithamının hiç bir değeri yoktur. “Pierre Jeanne
"...YURTAYDER Adana’da Yetiştirme Yurtlarından Ayrılanlar Kültür ve Dayanışma Derneği (YURT AY DER) tarafından 18 yaşından sonra yetiştirme yurdundan ayrılmak zorunda kalan kimsesiz gençlerin sıcak yuva özlemini gidermek için kapatılan ‘sığınma evi’ni tekrar açabilmek için bütün arkadaşlarımın desteğine ihtiyacım var. Özellikle sivil toplum örgütleri yerel yönetimlerin duyarlı olmasını bekliyoruz. Osman YILDIZ"
***
Yukarıdaki yazıyı yazan YURTAYDER Kurucusu ve Halen Başkanı Sn. Osman Yıldız’a aittir.
Kendileriyle yaptığımız telefon görüşmesinden sonra uzun bir süre kendime gelemedim.
Neden kendime gelemedim?
Çünkü içim acımıştı...
Çünkü bayram öncesi telaşlarım vardı.
Çünkü çaresiz kalmıştım.
Çünkü yüreğim ağlıyordu...
Tek başına ben ne yapabilirdim ki?
Gözden önce yürek ağlarmış, sözü ne kadar da doğruymuş...
Tek söyleyebildiğim cümle, “Hikaye kitaplarımı sizin derneğinize bağışlayabilirim” olmuştu.
Gelin sizinle şöyle bir düşünce deryasına kulaç atalım:
Yetiştirme Yurdunun Kapısında bekleyelim.
Haydi izleyelim birlikte:
18 yaşına bastıktan sonra eline verilen bir valiz ve "hadi kızım veya oğlum, işte dışarıdaki hayat, bundan ötesi ne halin varsa gör, vb" gibi kapı önüne konan bir genç kız veya genç delikanlıyı gözlerimizin önüne getirelim.
Şimdi soralım şu soruları kendimize:
Bir genç kız veya genç delikanlı o anda nasıl bir duygu halindedir?
Gerçek hayatla karşılaştığında ne düşünür?
Nereye gider?
Nerede konaklar?
Ne yapar?
Neyle ve Hangi şartlarda yer içer ve beslenir?
Yaşamın ilk basamağını nasıl çıkabilir?
Üniversite okuyabilir mi, destek olmadan?
Ve daha çok sorular sorulabilir, ama yanıtını VİCDANIMIZ vermeli...
Sivil toplum örgütlerinin amacı da işte akıl ve vicdani sorumluluklarımızı yerine getirmek, bize ihtiyacı olanlara el uzatmak, destek olmak, onların yanlışlarının önüne geçebilmek ve kurtarmaktır.
Üzüldüm ve ağladım, neden?
Çünkü Osman Yıldız Başkana tek başına destek olamadım. Oysa o bana, "yetim ve öksüz sekiz asker gencimizi uğurlayacağım Emine Hanım, ama ceplerine harçlık koyamıyorum, çok üzülüyorum o gençlerimize." söyleyip, desteğimi istemişti.
Evet, hepimiz ekonomik sıkıntıda olabiliriz.
Her birimiz ayağını yorgana uzattığı, çocuğunu okuttuğu için bütçesi dar olabilir. Hatta kredi borçlarını "nasıl ödeyeceğim" telaşında olduğu zorlu bir sürece de girmiş olabilir. Ve ayrıca eylül-ekim ayları çok kritik aylarımız...Hemen savunma mekanizmalarımızı devreye sokar, kendimizi özgür kılacak şu soruyu dudak bükerek sorabiliriz:
“…Kendime bile yetemiyorum, başka ne yapabilirim ki?
Hakılısınız …
Ama o gençler bizim vücudumuzun birer parçaları değil mi?
Peki;
"Ya 18 yaşındaki genç kızımız, fuhuş avcılarının eline düşer de yaşamda ayaklarının üzerinde durmak için körpecik bedenini hoyrat ellere teslim ederse?"
"Ya öncekilerin yaptığı gibi körpe bedeninden organ mafyasına bir organını yaşarken verse, eksik bir yaşam sürdürse?"
"Ya eroin, esrar satıcılarının eline düşerse?"
"Ya tinerci veya kapkaç çetesiyle işbirliği içinde olursa?"
Peki, suçlu kim, suçlayacağımız kim olur?
Tüm sorular yine VİCDANIMIZA yol alıyor.
Evet, suçluyu başka bir yerde aramayalım.
Tek suçlu duyarsız bir VİCDANA sahip oluşumuzdur. Zira hiçbir suçlu kendi vicdanında özgür olamaz.
Arzu eden yazım dostlarımız aşağıda verdiğim telefon ve iletişim adresleriyle bağlantıya geçebilir ve VİCDANININ sesine kulak verir. Ve soralım yüreğimize;
“Acaba kendi vicdanımızda hakem miyiz, yoksa bir hükümlü mü?”
İlgi gösteren, destek olan yazım dostlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Sevgi ve Saygılarımla
Emine PİŞİREN/06.09.2011
Edebiyat Galerisi Net
Genel Yayım Yönetmeni
YURTAYDER BAŞKANI: Osman Yıldız
E-mail: [email protected]
Sosyal Paylaşım Adresi: /yurtayderosman
YORUMLAR
Emine Hanım, siz çok duyarlısınız ve sizin sayenizde ben Yeni bir düşünce sahibi oldum. Ben 28 yaşındaki oğülumu kapı dışarı yapamıyor. Bu durumda 18 yaşında bir çocuğu sokakta hiç bir şeysiz düşünemiyorum.... Umarım yetkili ve vicdanı olanlar Osman beyin istegini duyup cevaplarlar. Ve bende daha duyarlı olacağım. Teşekkürler size...