- 487 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RUTİN DIŞINA ÇIKAMAMAK
Akşamdan kurduğu cep telefonunun alarmının çalmasına gerek kalmadan erkenden kalktı evin erkeği, çünkü işe gidecek ti.elini yüzünü yıkadı soğuk su iyi gelmişti uykusu açılmış baharın ilk günlerinden bir cumartesi gününün ilk ışıkları taze bahar kokuları eşliğinde evi doldurmaya başlamıştı.nedense böyle günleri ne çok sevdiğinin ayırdına vardı,içini tarifsiz bir mutluluk kapladı ve sabahın aydınlığının ilk ışıklarının içini de sarıp sarmaladığını hissetti.salona geçerek ilaçlarını içmek için teker teker ambalajlarını açtı hepsinden birer tane çıkardı hepsini avucuna doldurdu şöyle bir baktı beyazı da vardı kiremit renginde olanı da ve kırmızılısı da,mutfağa geçerek raftan aldığı bir bardağa çeşmeden su doldurmaya başladı,bu işlem onun için sıradan ve rutin bir hale gelmişti aylardan beri belki yıllardan bu yana aynı işlemi tekrarlardı değişen içtiği hapların rengi yada sayısıydı sadece.arada unuttuğu yada tembellik yapıp bu işlemi yapmadığı zamanlarda olmadı değil,ilaçlarını ikişer,üçer ayırarak bardaktaki tüm suyu bitirerek içti.genelde bu saatlerde kahvaltı yapmazdı eskiden olsa ağzına bir lokma bir şey atar ardından balkona çıkarak sabahın telaşlı aydınlığında ilk sigarasını içerdi,artık sigarayı bıraktıktan sonra bu keyiften de mahrum olduğunu anımsadı aslında bir kahve çok iyi olurdu yüzünü olumsuzca belli belirsiz ekşittiğini hissetti.tekrar yatak odasına geçti giyinecekti yatakta uyuyan karısına baktı bir süre aslında canı yataktan hiç çıkmak istememişti her zaman karısı ile yatakta tembellik yaparak keyif yapmak hoşuna giderdi.sabahın aydınlığı da yatak odasını doldurmuş çok hoş bir ortam yaratmış olduğunu fark etti yüzüne bir gülümseme yayıldı ve birden aklına bu sabah onun mutlu olması için ne kadar çok sebebin bir arada olduğunu gördü içi tarifi imkansız bir hisle dolmuştu.karısı belli belirsiz kıpradı usulca yanına yaklaştı dudaklarından öptü aslında daha fazlasını da canı istemiyor değildi ama zamanının olmadığı aklına geldi,canını sıkmak istemiyordu bu arada giyinmesini tamamlamış çıkmak üzereydi karısı yataktan kalkmış onu yolcu etmek üzere koridora çıktı.merdivenlerden ağır ağır inerek dışarı çıktı arabaya doğru yürüdü arabanın kapısını açarken geriye doğru döndüğünde karısının balkonda ona doğru bakarak el salladığını gördü.çok farklı düşünceler içersinde gidip geldiğini anladı,son zamanlarda düşünceleri ve hayata bakış tarzı farklılaşmıştı hayatı sorgulayış biçimi ve öncelikleri değişmiş ne oldum,ne olacağım değil inceldiği yerden kopsun anlayışın hakim olduğunu gördü.bunun hayatına ne katacağı olumlu olumsuz yönlerinin ne getirip ne götüreceğini irdelemeye başladı.olumlu-olumsuz,iyi-kötü,doğru-yanlış ve eksik-fazlanın farklılıklarının kişiye göre,zamana göre,topluma göre değişkenlik gösterdiğini anlamaya başladı.çünkü senin doğruların başkası için doğru olmayabilir di yada senin için önce olan bir başkası için önemli olmayabilirdi veya senin için doğru olan bir davranış biçimi bir başkası için ahlaki olmayabilirdi.bu farklılıklardaki en önemli ayraç kişinin olgunlaşma evresi ile de farklılık gösterebilir.İşyerine geldi arabayı park ederek içeriye girdi,hiçbir değişiklik yoktu aynı rutin işler,aynı tekdüzelik,aynı mekan,aynı mahalle,aynı şehir……….!tabi bu döngüyü istediğimiz kadar uzatabiliriz.peki kısaltabilir miyiz?sanmıyorum.zaman ve mekan mevhumunu hayatımızdan çıkarmamız gerekir o zaman, o da mümkün olmadığına göre!gerçek olan şu ki hayatımızın rutinini bozan tek şeyin yada en önemli şeylerden birinin hayatımızdaki insanlar olduğunu düşündü, belki de gerçek olan tek şey buydu.hayatının içine aldığı kişilerin tüm yaşamında mutluğu ve mutsuzluğunun kaynağı olduğunu gördü bu konuda da yapabileceği hiçbir şey yoktu.sadece olumlayabilir yada olumsuzlayabilirdi ama hiçbir şekilde yok sayamazdı.hastalığından sonra insanlarla arasındaki ilişkilerde,onlara davranış biçimlerinde,olaylara bakış ve değerlendirişlerinde çok farklılıklar olduğunu gördü,aslında o farklılıklar hep vardı ve biliyordu hatta ve hatta o şekilde de yaşıyordu ancak farklılıkların farkında olduğunu görmüyordu ve geçirmiş olduğu rahatsızlık görmesine yardımcı oldu.hayatı yaşayış ve algılayış tarzında köklü değişiklikler hayatını olumlu yönde değiştirdiğini hissetti.aslında asıl olması gereken buydu,sonradan sonradan şimdiki yaşayışının daha olumlu ve daha yaşanılabilir olduğunu gördü ve mutlu hissetti kendini.Hayatını iki ye ayırmıştı,öncesi ve sonrası diye.öncesini incelemeye ve tekrar yaşamaya karar verdi bir günlüğüne.yaşadıkça fark etti ki pişmanlıkları çok fazla,yada keşke dedikleri.böyle davranmasaydım dedikleri de oldu,böyle yaşanmasaymış dedikleri de.yaşanmamışlıkların çok daha fazla olduğunu gördü,birde ertelediklerinin.fark etti ki acabaları daha çok,belirsizlikleri daha fazla.tartmaya karar verdi terazinin bir kefesi daima aşağıda,bir türlü dengeye gelmiyor.kırdıkları bir yana kırılganlıklarının da çok olduğunu gördü.çektiği acılarda eşit değildi ve bir günde yaşananlar o kadar yıpratıcıydı ki olgunlaştığını,durgunlaştığını daha önceki birçok düşüncelerinden sıyrıldığını gördü.tüm hayatının içindeki bir gün ona çok ama çok fazla geldi,şaşırmadı da değil çünkü yıllarca bu şekilde yaşamıştı aslında hiç de öyle olmasını istememiş olduğunu anladı.o zaman nedendi bütün sıkıntılar neden tanımlayamıyordu tüm bunları.sonrası yaşamda bir şeyin ayırdına vardı,bu ona verilen ikinci bir şans. öncesine dair ne varsa hepsini bir kutuya koyup fırtınalı bir günde denize atmak.ya da yüksek tepelerden birinden aşağılara bırakmak. öncesindeki pişmanlık ları,yaşanmamışlık ları,keşkeleri,acabaları,soru işaretlerini,eksiklikleri,eksileri,kötüyü,acıyı bütün bunları hayatından çıkarabildikten sonra sadece sonrasının olacağını ve çok da iyi olacağını anladı.tüm bunları anlaması için sağlık sorunu yaşamasının gerekeceğini bilse kim bilir çok ama çok daha önce yaşamayı bile isteyebilirdi.Hayatın tüm güzelliği de burada aslında.belirsizlikler içersinde tek bir ışık bile insanın daha ileri bakmasını sağlayabiliyor.Aslında başkaları gibi serzenişte bulunabilirdi neden bu benim başıma geldi diye.olgunlaşmanın bir adımını daha tamamladığını hissetti yaşananlardan şikayet etme yerine ders almayı bildi.insan hayatındaki her şeyin tesadüf olmadığı bir nedeni olduğu bunun neticesinde de neden-sonuç ilişkisi içersinde hayatın daha bir anlamlı hale geldiğini gördü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.