Bir varmış bir yokmuş; yeni zamanlarda çağdaş bir Donkişot varmış. Bu adam malum yel değirmenlerine saldırmıyormuş, başka alanlarda savaşıyormuş. Hayali değilmiş saldırdıkları, somut hedefleri varmış ve onlarla kendi kurduğu tuzaklarda oyunlar oynuyormuş ama kazanan da hep kendisi oluyormuş. Bu hikayeyi benzerleri gibi yazmaya kalkışırsak uzar gider, bir yerde kesmek lazım. Ben de öyle yapacağım, kısa yoldan bu çağdaş masalı bitireceğim.
Bu çağdaş Donkişot’un bir adı da varmış. Son zamanlarda karşıma sıklıkla çıkmaya başladı o ad; Yaşar Kaplan. Onun hikayesini uzatacak olursam canımı sıkabilir. Benim de şu sıralarda böyle bir niyetim yok. Sadece hak etmediği bir yerde ummadığım insanlar tarafından övgü dizilen bu insanın ne kadar sahtekar, ne kadar yalancı ve ne kadar istismarcı, sorumsuz biri olduğunu biliyorum. Bu nedenle ona yapılan övgüler şeytana yapılıyor gibi geldi bana ve eleştirdim. Söz konusu site eleştirime katlanamayıp sildi. Nedenini sormak istediğimde kendilerine ulaşamadım. Ne telefonla ve ne de yaptıkları gibi yazıyla. Onlara ulaşamayınca ben de aynı yolla buradan onlara seslenmek istiyorum.
Sayın ‘Dünya Bizim!’ sitesi yöneticileri, sizlere ulaşmaya çalıştığım halde, aşağıda yer alan tırnak içindeki cümlelerle seslenmeye çalıştığım halde mümkün olmadı. Telefonla da ulaşamadım. Yürütmeye çalıştığınız çalışma esnasında ve benim dışımdaki gelişmelerle hakkıma girdiniz. Sizlere hakkımı helal etmiyorum. Ahrette görüşmek üzere. Adım sizde mahfuzdur, Bibi maslahımdır, anladınız siz onu…!
‘Yukarıdaki yazıya uygun yorum yapabileceğim bir ortam buldum ve her okuyucu gibi ben de yorumumu yazdım. Sonra ne mi oldu? Elbette ki bu sitenin yöneticileri yorumumu sildi! Yani basın özgürlüğü konusundaki fikirlerini meşreplerine uygun bir şekilde ifade etmiş oldular. Bu bana yabancı bir konu değil, bu yukarıda sözü edilen ’Şahsın!!!’ da metodudur, hoşlanmadıklarını sileceksinn! O kadar!!
’Sayın Yetkili
Sitenize denk gelmiş, okumuş ve yoruma açık bir yazı hakkında yorum yapmış bir okuyucuyum. Yaptığım yorum uygun görülmüş ve yayımlanmıştı. O halde neden ve hangi amaçla şimdi silinmiş olduğunu görüyorum? Bu zihniyet tanımadığım bir zihniyet değil, bu Yaşar Kaplan gibilerin zihniyetidir, TAHAKKÜMCÜ bir zihniyettir ve ne İslam’a yakışır bu zihniyet ne de temsil etmeye çalıştığımız medeniyete! Yazıklar olsun!’
Buraya yazdığım konuyla ilgili yorumu sildiniz, onu yerine iade etmenizi istiyorum. Buraya yazdırttığınız yazıların arkasında durmayacaksanız çabanız neyedir diye sormazlar mı adama? Siz Yaşar kaplan’ı göklere çıkarmışsınız ben de onun hakkındaki görüşlerimi yazdım. Sizin yazdıklarınızı, benim burada okuduklarımı onaylamak zorunda mıyım? Derhal yorumu buraya koyun aksi taktirde daha da genişletilmiş olarak başka yerde yazacağım!
Sitenizi ziyaret ettiğimde ilgimi çeken bir yazı hakkında herkes gibi yorum yazdım ben de. Aradan günler geçti nasıl olduysa aklınız başınıza geldi ve benim yazdığım yorumu sildiniz! Bunun açıklamasını ben yapamıyorum kendime, aslında yapıyorum ama size yakıştırmak istemiyorum. Doğrusu benim teleffuz edemediğim açıklamayı sizin bana yapmanız: Neden okunması için yazdığınız bir yazının altına yorumlanması gereken bir kısım ilave ediyorsunuz ve yapılan yorumu, yorumumu siliyorsunuz? Bu silme işinin basın özgürlüğüyle, hep sızlandığımız yasak zihniyetle bir alakası olabilir mi? Yoksa özgürlükçü değilsiniz de malum olan o insan gibi, göklere çıkardığınız Yaşar Kaplan gibi despotlarından mısınız siz de camiamızın? Çeşitli şekillerde size ulaşmaya çalıştım ama başaramadım, yazdığım yorumu silmenizden dolayı çok kızgınım size, yazdığım bu metinleri de açtığım bir sayfaya kopyalıyorum, eklentilerle istediğim gibi bir yazı çıkacaktır ortaya. oradan sildiğiniz yorumu da ekleyeceğim çünkü orada yazılanlar zaten yaşar kaplandan yediğim köteklerle zihnime iyice yerleşmişti, unutmamıştım.’