- 1070 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLENDAM ve CELALİ
GÜLENDAM ÜZERİNE
14 Ocak 2011, 23:24
12
14
16
18
Celalettin TOKMAK
[email protected]
8 yıl aradan sonra ikinci şiir kitabımı “Gülendam- Sevdâ Şiirleri” adıyla çıkarmış bulunuyorum. 19 Aralık 2010 günü Çıtır Simitevinde düzenlediğim imza gününe iştirak eden tüm dostlarıma en kalbi tşekkürlerimi sunarım. Gülendam şiir kitaını isteyen herkes SİPAS TV’den temin edebilirler. Şimdi Kitapla ilgili Üstad Abdurrahim Karakoç ve Değerli Ağabeyim Âşık Rıfat Kurdoğlu’nun görüşlerini paylaşmak istiyorum.
GÜLENDAM ÜZERİNE
“Gerek divan edebiyatında olsun, gerekse halk edebiyatında adı en çok geçen GÜL çiçeği olmuştur. Celalettin Tokmak (Celâli) kardeşimiz gülün rengine, kokusuna bir de endamını ekleyince daha dikkat çekici olmuş.
Celalettin Tokmak Sivas’lıdır. Yani Halk şiirinin ana kaynaklarından birisi olan ilimizden.
Hayâl mi gerçek mi bilemem ama Gülendam üstüne yazılmış çok güzel şiirleri var. Öyleyse hayâl olamaz. Diyor ki;
Varlığıdır sultan şehri ilimin
İsyanıdır sevdâsıdır dilimin
Yüreğime ördüğüm şu kilimin
Desen desen nakışıdır Gülendam
Allah kavuştursun. Şairin şiirle ulaşmak istediği vuslat gerçekleşmese de olur. Çünkü aşk illa gerçekleşmek üstüne inşa edilmemiştir. Yeter ki olsun, yeter ki gönül iklimine hayat versin.
Bakma yanlışıma, bakma hatama
Gel de yâr ol şu biçare adama
Yokluğunda poyraz esen odama
Sen gelince cemre düşer Gülendam
Cemre ateştir. Celalettin’in odasına, gönlüne, rûhuna düşer, başka birinin aklına. Ben bir şiirimde “Kar koysan kor olur aşkın külüne” demiştim. Ha orası, ha burası. Aşk zaten ateştir, yıldırımdır. Düştüğü yeri kavurur. İşte o zaman başlar esas şiir.
Celalettin Tokmak’a şiir yazdıran, daldan dala gezdiren aşktır.
Celalettin Tokmak şiirlerinde vezin kâfiye ustaca kullanılmıştır. Çoğu yerlerde yakaladığı turfanda değerlerde çok fazladır. Dili kargacık bir “cik, cak” değil, has Türkçedir. Bu dil ile yazılan şiirlerin elbette çok büyük değeri vardır.
Alışılmış bir usûldur kâfiyelerin, rediflerin mısrâ sonunda kullanılması. Oysa şairimiz mısrâların başına bunu ustaca kullanmaktadır.
Kantarla tartılmaz verdiği çile
Muzır mıdır nedir bende ki sevdâ?
Yangın verir yürekteki fitile
Bezir midir nedir bende ki sevdâ
Önce tebrik ederim, sonrada daha verimli edebi sahalarda at koşturmasını temenni ederim.”
Abdurrahim Karakoç
GÜLENDAM ve CELALİ
“Bu yıl, Abdürrahim KARAKOÇ üstadın, Vakit gazetesindeki köşesinde kendisi ve son kitabı, GÜLENDAM hakkında bir yazısını görünce çok sevindim ve kendisi hakkındaki dikkat ve tesbitimin doğru olduğınu düşündüm.(O yazı, adı geçen kitabın arka kapak sayfasında da şu an mevcut ve isabetli de olmuş) Kimlik bilgilerine galiba hiç bakmadım ama, kendisini 45-50 yaşlarında olabileceğini düşünüyordum şiirlerine bakarak. Çünkü o mısralar o yaşlarda birisinden çıkabilirdi normalde,
Aradan birkaç hafta geçtikten sonra kendisiyle Ankara Beypazarı’n da tanışma imkânımız oldu. Doğrusu hayli şaşkın bir hal aldım o an. Çünkü karşımda tahminimden daha genç, yağız bir Anadolu delikanlısı duruyordu. Sırım gibi… Temiz yüzlü, oldukca cevval, vakur ve mağrur.
Sanırım kendisi de beni tanıyınca bir şeyler hisseti bunu ilk göz göze gelişimizde bakışlarından bir nebze sezinledim. En azından onun da beni takip ettiğini ve önemsediğini çok net bir şekilde anladım.Sarılışındaki samimiyeti asla unutamayacağım.
Ozanların,şairlerin menbağı beldelerimizden olan SİVAS ımızdan Sevgili Seyit KILIÇ ve Zübeyde GÖKBULUT tan sonra Celali, SİVAS lı üçüncü kardeşimdir benim için, o günden beri.Gerçi Sevgili SENTEZİ yi,Zaralı TURAN ı ve daha birkaç Sivaslı şair kardeşimi de dikkatle takip etmekteyim,henüz yüzyüze tanışmasak bile.Bilal Karaman sa apayrı bir yazı konusu olacak belki.Hasılı SİVAS güldür güldür çağlayan duygunun menbağı gerçekten.Bu kitapla birlikte sevgili Seyit KILIÇ,Bilal KARAMAN ve Celalettin TOKMAK (ne tesadüfki henüz aynı gün benim de son şiir kitabım çıkmıştı) o gün çıkan BERCESTE adında bir şiir antolojisi takdim ettiler bana
Gülendam ve Celâli, her ikisi de birbiriyle öylesine bütünleşmiş ki,kitap değil sanki kardeşimin yüreği mübarek.Genç şairimizin olanca samimiyeti hemen her mısrada çok bariz bir şekilde anlaşılıyor.Kitabın İçindeki ‘GÜLENDAM’ şiirleri birbirinden muhteşem olmuş.Sanki birbirini tamamlar mahiyette.
Celali Türk Halk Şiiri Tekniğinde kusursuz ve usta bir şair.Edebi sanatların bir çoğuna da hakim.hele Divan şiiri ile halk şiirini sentezleme çabaları kendine has bir teknik olmasa da mucitlerinden aşağı kalır yanı yok.Bu oldukça önemsenmesi gereken bir çaba bence.Ayrıca çok güçlü bir söylem gücüne söyleyiş aksan ve estetiğine hatta derinlik ve de bütünlüğüne sahip olan şair Doğunun parlayan yıldızı gibi şakıyor,bu gencecik yaşına rağmen yaşının üstünde bir sanatsal kabiliyet taşıyor.Kendisini bizzat tanımak benim için gerçekten bir kazançtı doğrusu.Seyit KILIÇ,Zübeyde GÖKBULUT,Sentezi,Bilal KARAMAN gibi ismini burada sayamadığım bir çok dostla birlikte Celali de şiirin menbağı SİVASımızdan ışıltılarla bu sanata omuz veren gönül erleri.Hepsi de başlı başına birer değer ve kıymet.Gönülleri yürekleri var ilhamları bol duyguları daim olsun inşallah.
Bu kitap ve içindeki şiirlerde hiç mi eksik aksak yok,elbet ki var ve olması da gayet doğal.Bu da ancak kadı kızında buluna bilecek türden ufak tefek eksiklerdi.mesela kitaptaki şiir sayısı biraz fazla,daha az olması yerinde olurdu.Kural kuşkusuyla bazı şiirlerin bazı mısralarında az da olsa söylem düşüklüğü ve zayıflığı,zorlamalar göze çarpıyor.Bu tür şiirler üzerinde biraz daha çalışıldıkdan sonra başka bir kitaba saklansa idi isabet olurdu düşünceme rağmen,kitabın ve şiirlerin tamamına genel olarak MÜKEMMEL dememek de elde değil…
Bu vesile ile Kardeşim Celalettin TOKMAK’I tüm samimiyetimle yürekten tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum.Ayrıca SIVAS ve tüm SİVASLI ları da tebrik ediyorum böylesi değerlere sahip oldukları için.Diliyorumki Sivas ve Sivaslı lar böylesi özel insanlara,istisna yeteneklere sahip çıkar.İlk fırsatta Sivasta bir kültürel etkinlikte buluna bilmek için can attığımı da Sivas ın bilmesini isterim.Askerliğim esnasındaki geliş gidişler esnasında SUŞEHRİ ni birkaç kez görmüştüm bunun haricinde de Sivası görmek henüz nasip olmadı bu fakire.Ne tesadüftür ki bu yıl küçük kızım Sıvas Cumhuriyet Üniversitesini kazandı ve şu an orda okuyor,İnşallah bundan sonra görmek dileği ile.Sivasın duygu neferlerine,onları bağrından çıkaran SİVAS ımıza sonsuz selam ve saygılarımı yolluyorum…
Aşık Rifat KURTOĞLU (Çorum)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.