KuZuCuK
Aklımız erdiğinden beri tanırız birbirimizi,
Hatırlar mısın çocukken en çok fıstık hasat zamanlarında karşılaşırdık seninle, Siz ailecek gelirdiniz ekili tarlaların başına, biz seyri sefer ederdik evimizle fıstık ekili tarlanın arasında. Ah sizin o fıstık tarlanız yok mu, hele kıyısındaki patikada biten yabanıl otlar, Kasım ayının ayazında geçerken o patikadan, ayaklarım ıslandıkça iliklerime kadar üşürdüm, bazen annen alıkoyardı yanında, bir sahana taze kaynatılmış süt doldurur, içine ufaladığı ekmeklerle ikimizi aynı kaşıkla doyururdu.
Sen hep ağırbaşlı mıydın, yoksa ürkek mi bilmiyorum, kıyamazdın kimse incinsin annen beni kucağına alıp öpüp koklarken bile, aldırmaz gibi görünür yan gözle izlerdin, büyüyorduk her canlı gibi, okul çağımız gelip dayanmıştı, siyah satendi ölüklerimiz robalı ve büzgülü, hem de çift cepli, yakalığımız patiskadandı ama en güzelini benim anam dikerdi.
Pantolon denen şey pek bilinmezdi de anam nasıl ve nerede gördüyse bellemişti, lacivert ve bordo renklerde ayrı ayrı kumaşlardan bana okul kıyafetimi tamamlayan pantolonlar dikmişti.
Ayrılmayı hiç istemezdik birbirimizden, bazı kış günleri sabahtan izin alırdım anamdan akşam sizde kalmak için, o da bilirdi ki küçük kızı emin ellerde. Yer sofrasına oturup yedi sekiz kişi, tahta kaşıklarla çala kaşık yediğimiz bulgur pilavının lezzeti nasılda güzeldi öyle, birde evinizin o zaman en küçüğü olan erkek kardeşinin bir büyüğünün kafasına yoğurtlu kaşıkla vurmasını ve bizim gözlerimizden yaş gelene dek ona gülüşümüzü, bazı şeyler unutulmazmış hiç unutmadım.
Biliyor musun senin en çok kıvır kıvır ve bir o kadar gür olup iki örgü halinde beline kadar inen saçların çekerdi dikkatimi, taraması zor muydu bilmiyorum ama öyle çoktu ki saçların, kuşkusuz taranırken yanmıştır canın. Garipserdim saçlarının kıvırcık olmasını, çünkü bir Arap Kızı Teyzenin saçları kıvırcıktı bir de senin aynı kuzularınki gibi yani ben öyle zannederdim çocuk aklımla. Sen de en çok Arap Kızı dediklerinde kızardın saçların sebebiyle.
İlkokul bitti, ben ortaokula başladım, sen evinizin en büyük çocuğu ve tek kızı olduğundan mı bilmem İlkokulu bitirdikten sonra okumadın, bizi bu da ayıramadı, her yaz tatilinde ya sizin ya da bizim evde gene toplandık, bu kez grubumuza bir de köyümüze yeni atanan genç bir bayan öğretmen eklenmişti, ilk görüşte onunla da ısınmıştı kanımız birbirimize ama sen başkaydın kuzucuk.
Yeni bir de huy edinmiştin beni kendinden bile kıskanır olmuştun. Öğretmen hanıma biraz yaklaşsam yaka paça kendi yanına çeker, dizlerine yatırıp, bir güzel pataklardın. Güçlü kuvvetliydin de bana göre, hani nasıl desem şişman değil de kemiklerin daha iriydi.
İkimizde yirmili yaşlardaydık, ben memur olup Ankara’ya gitmiştim, iki üç ay sonra geldiğimde duydum ki seni köyümüzden bir gençle sözlemişler. Buluşmalarımızın finali olacağını ise hiç düşünmemiştik, ben köy postasından inip daha anama gitmeden sana gelmiştim, annenden izin isteyip bize gitmiştik. Babam bizi birlikte görünce hemen bir tavuk kesmiş anam da kızartmıştı, hep birlikte nasıl da iştahla tüketmiştik beş kişi bir kazan dolusu kızarmış tavuğu.
Evin kızı sen misafiri ben olmuştum ve yemeğin üstüne közde çay demlemiştin, anamla babam evin içinde biz evimizin hemen üstünde papatyalarla bezenmiş harmanda içmiştik çayımızı. Son buluşmamızdı o ve biz zaman hiç bitmesin istemiştik ama bitti.
Yıllar sonraydı senelik izne gelmiştim ilçeye, evinin adresini verdiler sana geldim, önce iyice inceledin, sanırım ben olup olmadığımdan emin olmak istedin, sonra bana öyle bir sarılışın vardı ki, ben de sana tabi. Ben hep çıtkırıldım olduğumdan sarılışınla sanki bütün kemiklerim bir torbaya toplanmış gibi hissettim.
Ben şimdilerde şiirler yazıyorum biliyor musun kuzucuk, aslında sesim çok güzeldi sen de bilirsin biraz bağlama çalmışlığımda vardı hani. Çoluk çocuğa karıştıktan sonra bıraktım, ara verince de temelli unuttum.
Kuzucuk dememe kızma olur mu, saçların kıvır kıvırdı ya işte ondan.
Umarım bir gün gene karşılaşır, yeni kaynatılmış ve içine ekmek doğranmış sütü aynı kaptan ve aynı kaşıkla birlikte tüketiriz…Ve ilkokul çağımızda ve sonrasında yani şartlar bizi temelli ayırana dek yaptığımız gibi aynı yer minderinde sarmaş dolaş yatar konuşacağız diye hiç uyumadan sabahlarız kimbilir ….Belki.…
Şimdi yani otuz yıl sonra nerden geldi bunlar aklına diyorsun değil mi?
Haklısın ama biz seninle DOSTTUK KUZUCUK, kelimenin tam anlamıyla SEN BENİM TEK ARKADAŞIM VE TEK DOSTUMDUN.
Hatice Ak/04.09.2011
YORUMLAR
Sevgili Kardeşim, değerli edebiyatdefteri.com yazarı Sayın: Hatice Ak,
duygu ve düşüncenin satırlara kusursuzca aktarıldığı seçkin bir eser olmuş.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu eserinize Tekirdağ'dan tam puan geliyor.
Tebrik ediyor; başarınızın daim, kaleminiz her dem kudretli olması ve ilham perinizin başınızdan eksik olmaması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Sevgi ve saygılarımla. Yorum + favori + Tam puan.
____________________________1¶¶1
___________________________1¶¶¶¶1
_________________________1¶¶¶¶¶¶¶1
_________________________¶¶¶¶1¶¶¶¶¶1
_____________________1¶¶¶¶¶¶11¶¶¶¶¶¶¶1
__________________1¶¶¶¶¶¶¶¶¶111¶¶¶¶¶¶¶¶
___________1¶¶¶11¶¶¶¶¶¶¶¶¶1111111¶¶¶¶¶¶¶¶1
__________11¶¶¶¶11111¶¶¶¶¶11111111¶¶¶¶¶¶¶1
__________1¶¶¶¶¶¶¶¶111¶¶¶¶1111111¶¶¶¶¶1¶¶ 1
____________¶¶¶¶¶¶¶¶¶11¶¶¶111111¶¶¶1111¶¶1
_____________¶¶¶¶¶¶¶¶¶11¶¶¶111¶¶¶111¶¶¶¶¶¶¶1
_____________1¶¶¶¶¶¶¶¶¶11¶¶¶¶¶¶111¶¶¶¶¶¶¶1
_____________¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶111¶¶1111¶¶¶¶1¶¶¶1
_____________¶¶¶¶¶¶1¶¶¶¶11¶1111¶¶¶¶1¶¶¶¶1
____________¶¶¶¶¶¶111¶¶¶111111¶¶¶¶11¶¶¶¶¶1
____________¶¶¶¶¶111¶¶¶¶11111¶¶¶¶11¶¶¶¶¶¶¶
____________¶¶¶¶11111¶¶¶¶111¶¶¶¶111¶¶¶¶¶¶¶1
____________¶¶¶¶11111¶¶¶¶11¶¶¶¶1111¶¶¶¶¶¶1
____________¶¶¶¶¶1111¶¶¶1¶¶¶¶¶11111¶¶¶¶¶1
____________1¶¶¶¶11111¶¶¶¶¶¶1111111¶¶¶¶¶1
_____________¶¶¶¶¶1111¶¶¶¶1111111¶¶¶¶¶¶1
_____________1¶¶¶¶¶¶¶1¶¶¶1111111¶¶¶¶¶¶¶
______________1¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶1¶¶¶¶¶¶¶¶¶1
________________¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶1
____¶____________11¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶1
___¶¶¶_____________1¶¶¶¶¶1¶¶¶¶11
__¶¶¶¶____________¶¶¶11¶¶1
_¶¶¶¶¶1___________¶___11¶¶
¶¶¶¶¶¶¶1__________¶__¶1¶¶¶
¶1¶1¶¶¶¶1_________¶¶_1¶¶¶1
¶11¶¶¶¶¶¶_______1¶__¶¶
¶111¶¶¶¶¶_______¶__¶¶
¶¶11¶¶¶¶¶_________¶¶
¶¶¶1¶¶¶¶¶________¶¶
¶¶¶¶1¶¶¶¶_______¶¶1¶¶¶1
¶¶¶¶¶¶¶¶______¶¶11¶¶¶¶¶¶¶1
¶¶¶¶¶¶¶¶_____¶¶1¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶
¶11¶¶¶¶____¶¶¶_¶¶¶1111¶¶¶¶¶¶¶¶1
¶11¶¶¶__1¶¶¶____¶¶¶¶1111¶¶¶¶¶¶¶1
¶¶¶¶1__¶¶¶1______¶¶¶¶¶11¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶1
¶1___1¶¶¶__________¶¶¶¶¶11¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶
¶__¶¶¶¶______________1¶¶¶¶1¶¶¶¶¶¶¶¶¶
__¶¶¶ __________________¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶
__¶¶¶ _____________________¶¶¶¶¶¶
_¶¶¶
.¶¶¶
¶¶¶
¶¶¶
¶¶¶
¶¶¶
.........
................
...................
......................(: kutluYORUM :)
Dr. İrfan Yılmaz. - ^'^'^TEKİRDAĞ. -
Bu güzel anıyı nasıl kaçırdım bilemiyorum...Benim de tahta kaşıklarım oldu ama süt bulamadım..Hep süt içen arkadaşlarıma özenirdim...
Hani o yıllara Amerikayı tanımıştım.....Hani okullarda parasız süt(süt tozu)dağıtılırdı....İşte o sütten bizde verirlerdi...O zamanlarda sütten tiksindim, hala süt içmem..İşte senin güzel anını okuyunca aklıma geldi yazdım...
...İşte yaşam böyle bir şey.......
...Güzel anlatım...selamlar....