ÇİFTE BAYRAM
BAKIŞ
Nuh ŞAHİN ÇİFTE BAYRAM
İnsanlığın iki büyük düşmanı var. Birisi bu dünyayı insana zindan etmek için çalışan düşman devletler, ikincisi de âhiret hayatını zindana çevirmek isteyen şeytan.
İşte bu günde Türk insanı ikisine de galip gelmenin sevinci içerisinde çifte bayram yapıyor.
Birinci bayramımız: Bir ay boyunca oruç tuttuk, teravih namazı kıldık,sadaka fitre ve zekat verdik.Şeytanın sevmediği bu işleri başarıyla yaptık.İblis’in sözünü dinlemedik,oyununa gelmedik,Allah yolunu tercih ettik.Yüce rabbimizde bundan dolayı bize ramazan bayramını verdi ve huzurlu bi şekilde bu bayrama kavuştuk.İnşallah Allahü Tealanın’’oruç benim içindir onun mükafatını ben vereceğim’’.Sözünde geçen rabbimizin mükafatına nail oluruz.Yine bu ayda ibadetli olarak içimizi ve dışımızı bilen Rabbımıza ellerimizi ve gönüllerimizi açıp dualar ettik.’’Bana açılan dua ellerini boş olarak geri çevirmek benim şanıma yakışmaz’’.
Buyran Rabbimizden affımızı istedik. Şimdide eşimizle, dostumuzla, komşularımızla mutlu bir bayram geçireceğiz.
İkinci bayramımız; Yıl 30 ağustos 1918. Altı asır ayakta duran büyük bir imparatorluk, toprağıyla, insanıyla tarihten silinmek üzere büyük bir talihsizliğe kurban gitmişti. Dünyaya adaletiyle, şecaatiyle, şefkat ve merhametiyle örnek olan bu millet, aziz vatan toprakları üzerinde yaşama hakkını da kaybetmişti.Müslüman Türk’ün dünya haritasından silinmesini gaye edinen birde anlaşma yapılmıştı.O kara günlerde merhum Mehmet Akif,cihan harbinden mağlup olarak çıkan milletimizin haline bakarak Allah’a şöyle yalvarıyordu.
Müslüman mülkünü her yerde felaket vurdu,
Bu bir toprak kalıyor dinimizin son yurdu,
Bu da çiğnendi mi, çiğnendi demek şer-i mübin,
Hak-i sar eyleme YARAB, onu olsun amin…
Vatan imdadına koşan gençler de:
‘’Muhammed’in kitabını kaldırtmam,
Osmancığın bayrağını aldırtmam,
Düşmanı vatanıma saldırtmam,
Tanrı evi viran olmaz giderim’’
İşte böyle bir imanla düşmanlarını kahretmek için hazırlanan Müslüman Türk, ilk yumruğu 26 ağustos 1922 tarihi seher vaktinde yumruğu düşmanın beynine indiriyordu.
Kendisini Ağrı dağı kadar büyük gören mağrur düşman ufak ufak buz tanecikleri gibi iman ve İslam güneşi önünde bir anda erimeye mahkum oldu.Ve nihayet 89 yıl önce 30 Ağustos 1922 tarihinde bu mukaddes Vatan toprakları düşman istilasından işte böyle kurtuldu.
Bu zaferin kazanılması dille söylenenler, kağıda yazılanlar kadar kolay olmadı. Analar oğullarından, Ayşeler kocalarından, çocuklar babalarından oldu. Oluk oluk şehit kanları Vatan topraklarını suladı.Bugün bu bayramları yaparken bunları da asla unutmayalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.