SESSİZLİĞİM VE ÇIĞLIĞIM
Biz miydik hayatı yoran yoksa hayat mı bizi yoruyor du?Biz miydik sevdalara yalanları katan yoksa sevdalar bunu hak mı ediyorlardı?Daha ne vardı hayattan öğrenmemiz gereken?Her şey tersine mi gitmeliydi?Mutluyken ağlamak nedendi?Sana bir o kadar yakınken bir o kadar uzak olmak kadar kötü bir şey var mıydı?Yokluğunda türkülerini dinleyip sevgiliye mi akmalıydı yaşlar?Yanındayken değeri bilenmeyen güzelliklerin farkına hep neden sonradan tühh diye cevaplar alıyorduk?
Karanlık bir sokakta asude çığlıklarla haykırıyorum bu kainata!..Sesleniyorum sevgililere,tertemiz sevdalara,tomurcuk halindeki güle,hey sen kardelen kara çıktığında bilirsin öleceğini o zaman bu kara olan aşkın neden di?Gözlerden akan yaş dudaklarda mı son bulurdu yoksa sevgilinin kalbinde mi?Ağızlardan çıkan her söz paha biçilemez değerler yerindeydi elbet.O zaman saygısızca sevgileri rezil etmek niye?
Çığlıklarıma karışıyor sesin masum ve dokunamayacağım kadar narinsin .Kıyamam sana diyorum içimden.Ama uzaklaşıyorsun benden
Sebebini söylemeden . Belki de söyleyemeden.Neydi seni benden alıkoyan şey?Yabancı gözler mi yoksa yabancı sözler mi?Hangisi daha iyiydi.Kardelen görevini yapan mı yoksa sözüne bile değer vermeyen mi?Gidiyorsun gittin işte…Usulca beni bu hayata yenik,ardına bile bakmadan,iki çif söz söylemeden gidiyorsun.Ne sözler verilmişti bu sevda uğruna ne acılara katlanılmıştı.Ama seni benden çalan her neyse almıştı işte.Kararlıydın gidiyordun.Dayanamıyordum gidişine…
Bakamıyordum son defa gül yüzüne…Gözlerimin gözlerine değmesinden korkuyordum belki de,değdiği anda bilesinki bu can bu bedende olmayacak.
Bilmiyordun,bilmeyecektin,bilemezdin.O yüzdendi bu sebepsiz gidişin.O yüzdendi beni korkularımla bırakışın.Ama ben kardelen olacağım ve her ne olursa olsun karların altından sana bakacağım…