- 2016 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Sevdalar Yetiştirdim Sol Cebimde
Yaşama ilk merhaba dedim gün başladım sol cebimde ulaşılması imkânsız sevdaları biriktirmeye. Kimi uzanıp almak istedi cebimden, çakıl taşı sanıp atmak istedi yerlere, kimi dünyada kıt bulunan inci tanesi sanıp sakladı avuçlarının içinde kimse ulaşmasın diye. Yine ulaştı yüreğin en derinine gömülmüş olan sevdaya.
Dikenli güller yetiştirdim gönül bahçemde her elin değmesi imkânsız. Nefret ve kin ile değecek elleri yırtsın kanatsın, sevgi ile uzanan ellerin dikeni ile avuçlayıp kabul etsin diye. Öyle zor buldum ki dikenlerine rağmen kabul eden elleri, alıp koydum onu kan kırmızı gülerlimin içine, kaybolmasın hep orada kalsın diye
Papatyalar yetiştirdim avuçlarımın içinde ezilmesi imkânsız, Kimi ulaşmak isterken güllere ezmeye çalıştı düşünmeden beni, kimi papatyaları sevebilmenin bile marifet olduğunu kabul edip bıraktı avucumda, kırılmasından korkup okşayıp öptü, bıraktı kendi yüreğini de avuçlarımın içinde
Ihlamurlar yetiştirdim tenimin üstünde dökülmesi imkânsız. Şifa olsun istedim sevenlere, zehir olup yok etsin sevmeyi yasaklayanları diye. Öylesine büyüyüp yeşerdi ki çiçeklerim, her bir çiçek şifa diye girdi sevenlerin yüreğine, yok edip nefretleri, ilaç diye kapladı tenimi
Çağlayanlar yerleştirdim gözbebeklerimde akıp gitmesi imkânsız. Dupduru suyunda yıkanıp arınsın sevda diye. İzin vermedim kin tutan yüreklerin çağlayanlara girmesine kirletmesinler çağlayanları diye. Hep hayat ve umut veren çağlayan olup, kaldığım girdiğim yürekte.
Erguvanlar yetiştirdim bedenimin üstünde, hiçbir kimse asmasın boynunu, hep sevdalar hep mutluluklar yeşersin dallarında diye. Yaklaştırmadım yanıma ne arsız dileri, ne salyalı ağızları, ne öfkeden kızaran gözleri, hep bembeyaz kaldı dalın ucunda açan yaprakları, hiç kızarmadı yüzü.
Güvercinler besledim bedenimin her hücresinde, Gagasına sevda türkülerini, kanatlarına aşk mektuplarını takıp ulaştırsınlar en ücra köşelere diye. Her bir güvercinin yazıldı kanadına “Ölümsüzdür bu sevda” diye
Biliyor musun sevgili topladım hafızamda efsane aşkları. Kavuşulan tek bir âşık görmedim Züleyha ile Yusuf’dan başka, içim yandı. Bendeki yangına dayanamadı kalem ve harfler ortak edip kâğıtları, aşkı bilmezleri, hapsedip dört duvar arasına, çıkmasınlar bir daha dışarı diye attık kör kuyulara. El ele verip kalem, kağıt ve harfler yeniden yazdı efsane aşkları. Kavuşturduk Leyla ile Mecnun’u çöl ortasında, yeniden hayat verip Arzu ile Kamber’e, Ferhat’a deldirdik dağları, ark açıp kayaların arasına, su ile birlikte gönderdik Şirin’e. Ve kavuşulmayan âşık bırakmadık tarihin içinde, örnek olsun ulaşsın bugünlere kavuşamayan âşık kalmasın diye
Türkan DİNÇER
29.08.2011
NOT: Yarın iki bayramı bir arada kutlayacağız. İki bayram da birbirinden önemli bizler için. Eminim hiç birimiz, Bir bayramı kutlarken diğerini unutmayacak, iki bayramı bir arada kutlamanın güzelliğini ve mutluluğunu yaşayacağız
Tüm dostlarımın 30 Ağustos Zafer Bayramını ve Ramazan Bayramını kutlar. Bayramların barış, kardeşlik, sevgi ve Mutluluğun başlangıcı olmasını diliyorum.
YORUMLAR
Tebrik ederim bu güzel paylaşımınızı Türkan hanım,
her iki bayramınızı da candan kutlarım sevgiler..