- 1426 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSMEYİL EMİ- ardahan öyküleri- 218
İSMEYİL EMİ
Ardahan uzakta kaldı. İngiliz subay kelleden ovaya göz sıyırdı.
Bir dahası ya kısmetti. Nerede Ardahan’ı seyran?
İngiliz son görme gördüğünü iyi biliyordu.
Ardahan’ı gözüne alıp sokacaktı nerdeyse!
Ba ba ba baaa!
Sabaha Ahıska’ya varacaklardı. Batum’a ve sonra ver elin Londra.
Sıcak evinde ’Nest’inde" eşi ve çocuklarıyla bireysel yaşamını üç gündür beş gündür bir adamakıllı yaşar giderdi.
Adam sende halkın adamını irdeleme de meramını de görüm gadaş!
İngiliz Subayı yanında ilginç bir sır götürüyordu.
Gözlediği bir vakıanın araştırmasını yapmıştı. Geliştirmesini yapacaktı. Talih onu mesleğiyle ilgili konuların diyarına getirmişti.
İngiliz hükümeti sivil yaşamda Sümerolog olan bu adamı laf ola beri gele diye yollamamıştı.
İsabetle karar vermiş yollamıştı.
Sümer Uygarlığı çalışmalarına saha seçmiş kendi talebiyle tertib etmişti.
- O, bu, şu ayakta yatmer ya!
- El ağzını haveya açıp bakmer ya!
İngilizler Ardahan’da mahalli kahramanlara şehri teslim ettiler.
Ermeni tedhişçilere karşı müslüman halkı koruyan Gülizaroğlu Abdullah, İsmeyil Ağa ki Çıldır tarafında faaldi. Beyler, Kamil Ağa, Macivetli İsmail Ağa...
Ruslar çekilmiş... İngilizlerin eline geçmişti Ardahan.
Gürcüler ve Ermeniler yerel devlet olarak büyük devletler tarafından inşaa ediliyordu.
Birinci Dünya Savaşı galibi İtilaf devletleriydi.
Osmanlı devleti yenilmiş ve yenildiğine dair bir kağıda imza atmıştı.
Yenilen mağlup boynu büküktür. Yenen ise İngilizdir.
Resmi galip muhatap: İngiliz, İstanbul’u almış ve işgal etmiştir.
Ardahan’a dair Birinci Cihan Harbi anlatılarında nedense İngiliz unsuru ustalıkla söz ona gelende bir güzel perdelenir.
Allah bilir doğrusunu!
İsmail Emi Rus ve İngilizlerin kabulü ve Osmanlı tarafından vazifeyle asayiş için görevlendirilmişti.
Eşkiyalık almış başını yürümüştü. Mal ve can güvenliği mesele halini almıştı.
Birinci Cihan Harbi bir müessese olmuştur. İşgaller, sınır değişmeleri, iskan, mübadele gibi konularla.
Bu yüzden yenen ve yenilenler bir araya gelerek süreci hal etmeye çalışıyordular.
Yine kuralları kendileri bozuyordu. Yenenler bozuyordu. Yenilen hak talep etmekten gayri n’apabilirdi ki?
İsmail Emi bu manzarada jandarmalık yapmıştı. Ahalisi müslüman ve Osmanlı olan Ardahan Rus işgalindeyken İngiliz işgaline geçmiştir şehir.
Ayrıca Rus tebaasından gayrimüslim ahali de yaşıyordu.
Tedhiş hareketi Daşnaklar İngiliz ve Ruslarca elaltından destekleniyordu. Eşkiyalar illet etmişti köylüleri, şehirliyi.
Müslümanlara verdikleri zarar yanısıra gayrimüslüm ahalide mal ve can itibariyle zarar görüyordu.
İsmeyil Emi’nin madalyonlarını görmüştük. Nurettin Emi’min evin duvarda asılıydı.
Midal derdi eskiler. Midallar Osmanlı’dan verilmişti.
Midal verilme sebebi: Bölgede asayiş için jandarma vazife ifasını başçavuş olarak yerine getirdiğinden dolayı tebrik ve takdir edişlerdi.
Harpetme de yolboyu önemlidir. Yolboyu ikmal ve harbetmeden dolayı eşkiyalar, tedhişciler halka eza- cefa ediyordu.
İsmeyil Emi Çıldır yolboyunda bizim köylü Al’paşa Dayı’yı tanımış kurtarmıştı.
Rus çekiliyor, sorumluluk onlardaydı. Ardahan’ı teslim edeceği ise İngilizlerdi.
Bu meyanda kışkırtılmış eşkiyalar ve kisveler altına saklanmış kişiler ise mal hayında eza-cefa hayındaydı.
Eşkiya yakalandığında kurşuna diziliyordu.
İsmeyil Emi atıcı adammış ben yetişmedim onu görmedim. Görenler şahitler bilenler şehadet getirirdi:
Attığını vururmuş: hak için, hukuk için...
Geçiş dönemi ve fakat belalı dönem: Hak, nahak yere işler olmamış mı? Ne yazık ki olmuş.
Nice yuvalar yıkılmış.
Ocaklar sönmüş.
Baykuşlar ulumuş.
Göç olmuş.
Ölen olmuş.
Sakat kalan olmuş.
Aklını oynatan olmuş.
Deli-divane olup yollara özünü vuran olmuş.
Birinci Dünya Harbinden bahsediyoruz.
Yeryüzünün gördüğü en büyük savaş.
Gitsin gelmesin!
Allah bir daha kimseye göstermesin!
Büyük imparatorluğumuzun yazık yıkılışı.
Sahipsiz kalma riskimiz vardı.
Çok şükür Ankara’da meclis hükümeti ve düzenli ordusuna...
Halit Paşa askerleri ve Dersim atlılarıyla gelip Ardahan’ı İngilizlerden almasıyla son bulan kaos.
Gülizaroğlu Abdullah teşmil ettiği milisler ile Susuz, Göle, Çıldır ve o havali... vuruşarak ahaliyi savunmuş.
Diğer Şehir ileri gelenleri, resmi yetkililerle istişare ederek ahalinin korunmasına para, nüfuz, güç ne lazımsa vererek. Hukuki yolla şehirli ve köylüleri kanatları altına almış korumuşlar.
Ardahan Kaymakamı Rusların atadığı İbrahim Bey: Esat Bey Oltu’ya gidişinde anlatır: Kazım Karabekir’le Oltu’da temas sağlamak istediklerini ve durum hakkında endişelerini, tedbirleri raporla verirler. Oltu’da yetkili kim ise raporu Kazım Karabekir adına kabuleder.
Esat Oktay Bey, Yaylacıklı Eyüpoğlu Mehmet Bey, Hamşioğullarından biri, döner gelir Ardahan’a.
Kaymakam muadili İbrahim Bey’in Abraham olduğu ve Ermeni olduğu söylenir.
Oltu’dan aldıkları resmi bildirimi endişeleri İbrahim Bey’e res’en verirler. Sivil ahalinin güvenliğine yapılan tasallutlara karşı bir nota mahiyetindedir rapor.
İtilaf devletleri savaşı kazandığından; HUKUK, mağluplar açısından önemli idi.
Mazlumun dayanağı hukuksuzluk olamazdı. Bir kalem kayamazdı mazlum hukuksuzluğa.
Ardahan Müdafai-i Hukuk Cemiyeti Gadana Zikri’nin köşkünde toplanmıştı.
Dursunoğulları ileri gelenlerinden... Hamşibeylerden kimileri... Eyüpoğullarından Memmet Ali Bey... Çıldır’dan Esat Oktay Rusya’da- Moskova’da mektebini bırakıp gelmişti.
Gece rüya görüyor.
O rüya uğruna trene bindiğinlen geliyor.
Çıldır’da ahaliyi; dar da zor da, diyer pir-i fani:
" Ay oğul ne durorsan koş ahaliye, insan oğlunun hayına yetiş! Lisan bilersen, münevversen- ziyalısan durmadana!"
Moskova- Arpaçay arası trenler çalışırmış.
İnanmayabilirsiniz?
İnanabilirsiniz?
Neye?
Trene ve rüya hadisesine!..
Bunlar bireysel düşünme özgürlüğüne bağlı ve özel duygulardır.
Okuyucuya kalmış bir tercihtir en nihaiyetinde.
Kabullerde!
İsmeyil Emi harpten sonra Yaylacık’ta yaşadı.
Ayhan restoran’ın karşısında ki yer onun hanıydı.
Askerlik emeklisini Rus, Osmanlı karşılamıştı. Emekliden çok para almıştı. İktisatlı insandı.
Tüm parasını mülke yatırmıştı. Hallefendi’de ev bark sahibiydi. Osman Emi’ye verdiği yerlerle beraber Ardahan’da gayrimenkul zenginiydi.
Yaylacık’ta oturmaktan hazederdi. Nurettin Güler oğluydu, M. Akif Güler, Garip Güler, Mikail Güler de diğer oğullarıydı. Kızları Gülgez Mama, Ayşe Mama, Göle’de oturduğunda evlendirmişti. Nebo Ağagile gelin vermişti: Gülgez Mamayı. Ayşe Mama da Sasatel’in geliniydi.
Gürcistan Dağ-Arıklı köyünden köçlerini yüklemiş Beyrahatun’a gelmiştiler. Koca sülale biraradaymış.
Metin Onay’ın babası Osman Ağa yeğenidir. Osman Amca’da sülaleyle Beyrahatun’a gelmiş.
Birinci Dünya Harbi öncesi Kafkasya’nın müslüman ahalisini boşaltma sebebi ayrı bir başlık içerir. Ona kısaca değinerek geçeceğiz.
Ardahan Ruslardayken Kafkasya’da Rus Çarlığı "Kamandet Rejimi" diye bir rejimi yürürlüğe koymuştu. Tiflis Valisi: Çar’ın kardeşiydi. Ona bir suikast yapılınca. Şüphe üzerine Kafkasya’dan büyük bir sürgün düzenlemiş Ruslar.
Ardahan’ın bugün doğudan, batıdan, kuzeyden, güneydeki köylerin Kafkasya’dan gelme her köyü bu tasarrufun gerçekleşmesi tedibidir.
İsmeyil Emimgil de bu sürgünden dört sene sonra rızaen gelmiş. Dağ-Arıklı kartal gibi kartal yuvası o kellede ki köy; görmüşem, uzaktan lakin epey uzaktan fakat.
Dağ-Arıklı’dan gelipte Beyrahatun’a çatmışlar. Bir sene sonra fırtına koptu.
BİRİNCİ DÜNYA HARBİ.
Allah bir daha bu millete göstermesin: savaş... demiş M. Akif Ersoy:
Birinci Cihan Harbini ve Anadolu’nun işgalini.
Bu harbin bir varyantını Ardahan hicran dolu yaşamış.
Gülizaroğlu Abdullah, İsmeyil Emi ve Esat Oktay, Memmet Ali Bey, Hamşioğulları Beylerini Allah rahmet etsin.
Onlar için Ardahan’da halk: devlet şunu yapsın, bunu yapsın demekle herşeyi devletten bekleme klişesi içerisine giriyorlar.
Oysa artık dünyamızda ultra- citizen çağı yaşıyoruz.
Birey toplumdan bile önemli.
Birey yani sen ben bir mevlüt okutabiliriz Gülizaroğlu Abdullah’a, Esat Bey’e değil mi?
Esat Beyin fotoğrafını dükkanına asabilirsin.
Sokaklara bunların isimlerini verebiliriz.
Ardahan Kahramanları hayrına lokma dağıtılabilir.
Bireyler üzerine düşeni yaparsa diğer kurumlarda güzel akt’lerin titreşiminden ari olamaz.
Yalnız vebali üzerimden atmam hasebiyle yazıyorum:
Memmet Ali Bey Ardahan Kahramanlarından iç memleketlere sürgüne nakil edildi.
Emri tebellüğ ettikten az sonra Enver Azeri’nin Yaylacıktaki ev Nadir Bey’indi onların hayatta kalağın başına geldi ve içini çekerek:
- Hay vaay hay! Menim emeklerime... dedikten sonra... gene de memleket sağolsun... demiş.
Vefa İstanbul’da bir semtin adı değildir. Zeki Müren söylerdi.
İngiliz’in not defterine yazdıklarını jülik bir çocuk başını uzatarak baktı ve hamını okudu.
Şunları yazıyormuştu:
...in Ardahan. I saw Sumerian some words.
We delivered Ardahan to some Ardahan’s heroes.
One of them Gulızaroğlu Abdullah İs saying " EZ" instead of I.
İt means BEN in İstanbul Turkish. Other hero: İsmeyil Ağa is saying:" ÖZ"
Ez and Öz are coming from Sumerian word’s OZ
At finally we couldnot success in front of EZ/ ÖZ / OZ
İngiliz Sumerolog şunu diyordu mealen:
Gülizaroğlu Abdullah Bey ben kelimesi için EZ kelimesini kullanıyor.
İsmeyil Ağa’da Ben kelimesi yerine Öz kelimesini kullanıyor, kelime Sümer’den gelme beş bin yıllık sözcüktür. Ki...
" Buradan hemen gidak hem döger hem sögerler yoksam!"
EZ/ ÖZ/ OZ
Bir "Sümer" hayır duasıyla:
- Ardahan Kahramanları nurselinde ışıklara gark olarak yatın! Allah sizden razı olsun!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.