Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Mehmet Ali Öztürk
Mehmet Ali Öztürk
@mehmetaliozturk

ESKİ AŞKLAR

23 Ağustos 2011 Salı
Yorum

ESKİ AŞKLAR

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1202

Okunma

ESKİ AŞKLAR

Sözlükleri karıştırdığımızda anlamını bulamadığımız veya bulduğumuzda da anlamının bizi tatmin etmeyen kelimelerden bir tanesi de aşk kelimesidir.Yüzyıllardır insanların kafasında soru işareti bırakan bu kelime kimine göre Aşk: Sevgilisini gördüğünde elinin ayağının bir birbirine karışmasıdır.Kimilerine göre de dünyalar kadar söyleyeceği olup ta bir kelime dahi konuşamamaktır.Günümüzde yaşanan aşklarla, tarihe mal olmuş ve altın harflerle tarih sayfalarının en güzel yerine nakş olmuş aşklar arasında fark var mı yok mu hep birlikte bakalım
Leyla ile Mecnun aşkı yıllardır filmlere konu olduğu gibi dilden dile dolaşmaktadır. Aslı ile keremin aşkını duymayan kalmamıştır. Ferhat ile şirinin hikayesini sarayların duvarlarına nakş olduğunu hemen hemen herkes bilir. Kendileri yaşamasa da isimleri ve aşkları dünya durdukça söylenecek,dilden dile dolaşacaktır. Sizce bu gerçek anlamda yaşanan aşklar tarihe nasıl mal oluyor.? Belki de cevabını şöyle vermek gerekir.Hürmetle,saygıyla önünde eğileceğimiz o büyük aşıklar, severken sayarken hiçbir beklenti içerisine girmeksizin kendini sevgilisinde yok etmişlerdir.Aşkları uğruna çöllere sürülme yi seve seve kabul ettikleri; gibi günlerce susuz bırakıldıktan sonra aşklarında vazgeçerlerse kendilerine suyu ikram edeceklerini söylediklerinde, onlara itibar etmeyip gerekirse aşkları uğruna seve seve öleceklerini ilan etmişlerdir.Diğer insanların kendilerine hayal aleminde olduklarını ve onlardan kendilerine yar olunmayacağını, deli divane gibi ortalıkta dolaşmamalarını söylemelerine rağmen; kendilerini onların itip, kakmalarına aldırmaksızın uçan kuşları, yüzen balıkları,açan çiçekleri,buram buram kokan gülleri,gökyüzündeki bulutları hatta sürünen yılını dahi kendi aşklarının sonsuza kadar süreceğini söyleyip, onları aşklarına şahit tutmuşlardır.Böyle aşklarına tutkuyla bağlı olan insanların karşısına geçip te saygıyla, hürmetle önünde eğilmemek; için daha önce sevgi kelimesini duymamış ve sevgilinin gözlerinin içine bakıp gözlerin içerisine kendini hapis etmemiş olması gerekir.Buda bizim yaratılışımızla doğru orantılı bir düşünce değildir.Çünkü yaratılış olarak bir kadının veya erkeğin aşksız yaşaması durumunda hayata tek başına sarılması , hayata tutunması, olaylar karşısında direnç göstermesi çok zor görünmektedir.Bir çok koşulu bir araya getirdiğimizde mutlaka ve mutlaka birine tutkuyla,aşkla sarılmamız gerektiği ve o sarıldığımız kişiyi de aşkları, dilden dile dolaşan aşıkların aşkları kadar olmasa da bizimde aşkımız dilden dile dolaşsın.Aşk kelimesini bizde biraz açıklamaya çalışalım.Bence aşk tutkuyla karşındakinin seni sevmesini beklemeksizin sevmek,defalarca aşkını ilan edeceğini söylemene rağmen onu, gördüğünde ağzında kelimelere dökülmeden aşkını kalbine gömmen, bir gülü gördüğünde onu güle benzetmen,renga renk uçan kelebeklerin kanatlarındaki renkleri gördüğünde sevgilinin renkli kişiliğini hatırlaman,gökyüzündeki bulutların beyazlığını sevgilinin leke değmemiş,tertemiz kalbine benzetmen,güneşin ışıltısını,ayın parlaklığını,güldeki canlılığı,camdaki pürüzsüzlüğü sevgilinin yüzüne benzetmendir. .Ne kadar yazarsak yazalım aşk, kelimesini açıklamak ona anlam yüklemek için kelimelerin yetersiz olduğunu göreceğiz.Çünkü aşk uğruna nice imparatorlar tahtlarını feda etmişler,bazıları da çok verimli toprakları çeyiz olarak vermişlerdir.
Topluma şöyle göz ucuyla baktığımızda eski aşkların derecesine yakın aşkların yaşandığını gördüğümüz gibi sevginin,aşkın,muhabbetin yerine nefret tohumlarının ekildiğine de şahit olmaktayız.Günümüzde boşanmaların her geçen arttığını görmekle birlikte dağılan ailelerin nasıl perişan olduklarını ve boşanma sonucunda kimi çocukların baba sevgisinde yoksun olduğunu kimi çocukların anne şefkatinden mahrum kaldığını görmekteyiz. Bunun temelinde o ailede aşkın bir mumun eridiği ve bittiği gibi bittiğinin göstergesidir. Bize düşen görev nesilden nesile aktarılan büyük aşkları günümüzde de yaşatmak. Herkesi bu konuda gönüllü olmaya davet ediyorum.Çünkü eskidende olduğu gibi günümüzdeki toplumu ayakta tutmak,yüceltmek aile dinamiğini sağlam temellere oturtmak; için büyük aşklara ihtiyacı vardır.Aşkınızın,muhabbetinizin ,tutkunuzun daim olacağı yaşama imza atmanız dileğiyle

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Eski aşklar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Eski aşklar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ESKİ AŞKLAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.