- 919 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Ah şu biz insanlar
Saldırganlık I
Yıllar önce “Sineklerin Tanrısı” romanını okuduğumda, yazarın insan davranışlarının alt sınırları ve saldırganlık üzerine çeşitlemelerini müthiş bir gerilim içerisinde okumuştum. Aynı gerginliği, geçen yıl Alman Sineması’ndan “Deney” isimli filminde yaşamıştım. Mavi gezegenin sinir sistemi en gelişmiş canlısı olan insanoğlunun belirli şartlar altında nasıl davranış kayması gösterip saldırganlaştığına dair daha birçok örnek sıralanabilir. “Jungle Book” her ne kadar fantastik bir macerayı anlatsa da, insanoğlunun bir yavrusu gerçekten vahşi bir yaşamın içerinde büyürse, nelere dönüşebilir; ne kadar vahşi ve saldırgan olabilir? Bunu sınamak bir ütopyadır. İnsanın en yakınında yaşayıp çok uysallaşmış evcil hayvanların (bana göre davranış bozukluğu sergileyen, hasta hayvanlar) doğal ortamlarına döndüklerinde ne kadar kısa sürede yabanileşip saldırganlaşabildiklerini çoğumuz gözlemiştir. Bunun da bu karakterlerin belirli oranlarda bizlerde de olabileceğini göstermektedir diye düşünmekten kendimi alamamaktayım. Bu alt sınırlara inişe şüphesiz davranış bilimlerinde bir tanımlama vardır. Olayları sadece okuyup izleyen bizler için bu tür değişim ve yönelimler, yüksek düzeyli ilgi merkezleri olmaktadırlar.
İnsanlarda saldırganlık davranışlarının nedenlerini belirlemeye yönelik olarak yapılan deneyde Amerikalı psikolog Milgram çeşitli meslek ke¬simlerinden (%40 işçi, %40 memur, %20 serbest çalışan) 280 kişiyi "öğret¬men" olarak rasgele topladı. Bu kişiler, görünüşte bir öğrenme deneyine yardımcı olacaklardı. Kendilerine deneyin amacının "gitgide ağırlaşan ce¬zalar uygulanmasıyla, öğrenmenin olumlu mu, yoksa olumsuz mu etkilene¬ceğinin anlaşılması" olduğu bildirildi. Öğretmenin, öğrencisine belli sorular yöneltmesi ve her yanlış yanıt için, gitgide şiddetlenen cezalar uy¬gulaması isteniyordu. Öğrenci rolünü oynayanlar, araştırmacının çalışma arkadaşlarıydı. Ama öğretmenler bunu bilmiyorlardı. Ceza olarak 15-450 Volt arasında değişen elektrik şoku kullanılacaktı. Oysa bu da yalnızca gö¬rünüşteydi; gerçekte herhangi bir akım uygulanması söz konusu değildi. Öğretmenin gözü önünde öğrenci, deney odasındaki bir sandalyeye bağla¬narak kollarına birer elektrot yerleştirildi. Elektroşok oluşturmaya yarayan ceza aygıtı, bitişik odadaydı ve öğrenci buradan görülemiyordu. Öğrencisi¬nin tepkilerini, yalnızca duyabilen "öğretmen", işittiği seslerin gerçekte bir teypten çıktığını da bilmiyordu. Deney sırasında, 120 Voltun üzerinde ceza akımı verildiği zaman, canın şiddetli yandığını bildiren sesler, akım 180 Voltun üzerine çıktığında, çığlıklarla birlikte yalvarmalara ve daha büyük gerilim uygulandığında da, işkence gören insanların haykırmalarına dönü¬şüyordu. Buna karşın "öğretmen"lerin %62,5’i, bu yükseklikteki gerilimleri ceza olarak kullanmaktan kaçınmadı. Öğretmenlerin, "Öğrenci çok acı çekiyor. Deneyi burada kesebilir miyim?" sorusuna karşılık olarak, deney yöneticisi yalnızca "Başka seçeneğiniz yok. Deneyi sürdürmek zorundası¬nız" demekle yetiniyordu. Bunun üzerine kimi öğretmenler, 325 Volta dek çıkan —öldürücü— gerilimlerde ceza akımları göndermek için, tuşlara basmaktan çekinmedi. Bir otoriteye boyun eğme ve onun belirlediği duru¬mu "kuzu kuzuya" kabullenme, kötü karşı çıkmayı engellemişti. Bu deney ayrıca, insan davranışının yönlendirilebilir olduğunu da gösteriyordu.
Bu konuda en yaygın kabul gören görüşlerden biri “insanda saldırganlık, kesin çizgileriyle tanımlanabilen belli bir dürtüye bağlı olmayıp, aynı davranışların karmaşık bir bileşkesidir” şeklindedir. İnsanda ayrıca, saldırganlığın başka biçimleri de etkili olur. Bunlardan bazıları:
• Alet saldırganlığı: Başkasının malına sahip çıkma, çıkar çevrelerini ya da ideolojileri işin içine karıştırma, çıkarlarına ters düşen rakipleri ortadan kaldırma örneklerinde olduğu gibi, tasarlanmış eylemlerin, kişi ya da küme çıkan için, alet
olarak kullanılmasına alet saldırganlığı adı verilir. Alet saldırganlığının
başarısı, korku doğurabilmesine bağlıdır.
• Saldırganlık davranışına öykünme: başka kişilerin saldırganlığının ör¬nek alınmasıyla ortaya çıkar. Çocuklarda yaygın olarak görülen bu tür saldırganlık davranışlarının araştırıldığı bir deneyde, filme alınmış, "elindeki
sopayla büyük kuklalara saldıran adam" sahnesini izleyen çocukların, da sonra baş başa bırakıldıkları aynı kuklalara, tıpkı filmdeki adam gibi saldırdıkları gözlenmiştir.
• Kandırma: Genel kabul gören yasa ve kurallara dayanarak, gerçeğe ve mantığa uygun kanıtlar ileri sürme
• Aklını çelme: Kanıt olmamasına karşın, amaca uygun gerekçelerden yararlanarak kararlan etkileme
• "Oldu-bitti"ye getirme: Karşı görüş ve gerekçelere fırsat tanımadan
sonucu belirleme
• Kışkırtma: Gereksinimler uyandırma ve bu gereksinimlerin giderileceği
sözü verme
• Gözdağı verme ve şantaj: Korkutarak isteneni yaptırma
YORUMLAR
Ben de meshur bir yazarin yikicilik ve saldirganlik uzerine söylemis oldugu guzel bir söz var , onu eklemek istiyorum ; Insandaki yikici ve ölumcul edimin kisinin , yaniltici bir iktidardan pay alma ugruna kendisine ihanet etmesinden kaynaklanir .....
Umarim insanlarimiz bu insani olmayan hirslarindan vazgecerler bir an önce ve daha yasanilasi bir dunya yaratiriz , bunun icin de gercek egitimin altini kalin cizgilerle cizmek lazim , cahillikle bunlar asla cözumlenemez ......
Guzel bir yazi , tebrikler , sevgilerimle .......
Yazınızı okurken nedense o öğretmenlerin yerinde ben olsam aynı onlar gibi şiddet göstermeye devam eder miydim acaba diye düşündüm ama cevabını bulamadım.
Şiddet ve saldırganlık...Sanırım çoğu insanın olaylar sonucunda en kolay yolu seçerek başvurdukları yöntem...
Duyarlı olunması gereken bir konu gerçekten...Ellerinize sağlık...
sayın yazar
üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir konu ... dünyayı da olumsuz etkileyen ...şiddet -eğitim ilişkisini araştırmak lazım daha deytaylı ..kaynaklarını da belirterek...mesala saldırı sonucu ölen insan oranı yılda yüzde kaç...? buna insan dışında ki canlıları da katarsanız.. işler iyice karışır....!!! vahşi yaratıklar biz insanların yanında çok masum kalır....
sebep...?
en yüksek zekaya ( yeryüzünün de ki en güçlü silah ) sahip varlık insan....
hak ettiği değeri kendisine bahşedilen değeri kullanamayınca o zeka bir an da çok tehlikeli bir silaha dönüşebiliyor..dönüştürülebiliyor....çok özel yöntemlerle ...
kişisel çıkarlar için kendi cinsini topluca katledebiliyor acımasızca.....eğitim çok önemli... her işin başı eğitim ... özgün ..düşünmeyi geliştiren ...araştıran analiz eden..yaratıcı ..farklı düşünenlerin kabul gördüğü bir eğitim....herkese standart eğitim modeli ile bu işler olmaz...ihtiyaca göre eğitim modeli ...kişiye özgü...
( doktor reçetesi gibi.... hastalığa göre ilaç...)
kutlarım...güzel bir çalışma olmuş...
SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ tarafından 12/12/2007 12:31:47 AM zamanında düzenlenmiştir.