4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
639
Okunma

Ramazan Ay’ı dolasıyla herkeste bir durgunluk görüyorum, ben de dahilim bu tümceye...
Halsizlik diz boyu. Konuşmaya, bir iki laf söylemeye bile tahammülü olmayanlarla karşılaşıyorum. bu sıklık artıyor, insanlar arasında katıldıkça...
Ve bu aralar edebi yanımı hafife alıyorum sanırım. Eskisi gibi kitap okumuyorum. Kitap kurdu olduğum yalanıyla yüzleşmeye hazır değilim. Çok online satranç oynuyorumdan olabilir mi? Olabilir bu. Ancak bütün neden bu değil...
Sanırım kendimle barışık değilim birkaç aydır. Askerlik sonrası heyecanımın can yönünü kaybettim. Oysa güzel yerde, İstanbul’da, 1. Ordu komutanlığı(Selimiye Kışlası) Karargahında vatandaşlık görevimi yerine getirdim...Rahatlık içinde geçti askerliğim. Pek sıkıntı çekmedim, günler beklediğimden hayli çabuk yaprak döktü. Bir baktım şafak, doğan güneşti...
Moralimin yüksel olması gerekirdi askerlik sonrası. Ancak o morali bulamıyorum kendimde. Ya bir kuytuya kayboldu, ya da birileri benden habersiz ç/aldı onu. Şimdi o morali aramak boşuna. Şimdi o moral peşinde zaman kaybetmek k/ayıp bana...
En iyisi gelmesini beklemek. Eğer beni seviyorsa koşa koşa gelir bir gün sabahında. Yok eğer beni sevmiyorsa, zaten bir daha uğramaz haneme....
Peki moralim sıfırlarda diye, hayata küsecek miyim? Hayır. Hayat, tek moralden ibaret değil ki. Hayatın cana kattığı nice mutluluk iksiri var. Bu sevince uzanmak yakın olmalı bana...
Ben sadece silkelenmeliyim biraz. Azıcık kendime gelmeliyim. Ve huzurumu tekrar ruhuma çağırmalıyım...
..........................
Mehmet Selim ÇİÇEK
22 Ağustos,,,0933
Mardin