- 1271 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK GÜÇ
Beden ve ruhun fazlasıyla yorgun olduğunu hissediyorsa eğer insan bitmeyecek cümleleri tek solukta okumak veya söylemek gerektiğini düşünmeli böyle bir durumda. İşte tam burada akla kuvvet ve güç kavramları geliyor. Kuvvet ve güç neye göre değerlendiriliyorsa değerlendirilsin. Benim fikrim gücü ruhta hissetmek ve hissettirebilmek için mücadele etmektir. İşte belki o zaman güçsüz ve halsiz düşen bedene karşı ruh aksini dile getirir. " Ben güçlüyüm!" diyenler ve bunu birçok şekilde gösteri yapar gibi sergileyenlere şunu sormalıyız; " nasıl güçlüsünüz? Güçlü olan taraflarınız neler? Gücünüzü nerelerden veya kimden alıyorsunuz? Verilen cevaplar şüphesizki çok önemli olacaktır. Gücünü emparyalizm, kapitalizmin biçtiği yerlerden alanlar ve ataerkil topluma dayanarak kendilerine güç katmaya çalışanlar zaman göstermiştirki hep yenilmeye mahkum olmuşlardır. Ve yenilmeye devam edeceklerdir. Eğer düştükleri bu durumun farkına varırda kendilerine, benliklerine kavuşursalar ne mutlu. Tabi kendi fıtratlarının farkına varabilmeleri ve ruhlarına çeki düzen vermeleride bir hayli zaman alabilir. Nihayetinde geçte olsa yanlış gücün kaybettirdiklerini kazandırdıklarının yanında çok fazla olduğunu görmeleri dahi bir adımdır mana alemine doğru atılan. Veya hiç dönüşü olmayan kayıplarada düşmeleri mümkündür. Böyleleri ayakta güç gösterisi ve lafazanlık yapsalar bile artık toplum ve sağduyulu insanlar tarafından güçsüz, aciz, aşağı gözükürler.. Tarihte tekerrürden ibaret olduğuna göre...
Gerçek pehlivan ruhunun güçlü olduğuna inanandır. Ruhu güçlüdür zira içinde namütanahi nihayetsiz sevgi, muhabbet, sabır, doğruluk, dürüstlük, eminlik daha birçok güzel hasletler taşır. Bedenin çöküşü olur ama ruhun çöküşü asla olmaz. Eğer ruhta olan güzellikler, değerler ayakta tutulabiliyorsa!!! Değilmi ki ölmeyen ruhlar biliriz hala yaşadıklarını ölümsüzlüklerinin ebedi süreceklerini biliriz... Veya örnek alır, anarız.
Hamiyet Yalazan
YORUMLAR
Hedef Türkiye mi ?
….Bundan beş altı yıl önceydi, hatta Irak’ın işgalinden de önceydi sanırım, Prf. Oktay Sinanoğlu’nun kitablarını okuduğum, ve bunların içinde biri var dı ki “HEDEF TÜRKİYE “bu kitabı okurken çok etkilenmiştim.
….Yıllarını Amerika’da öğrenim yaparak geçirmiş 23 yaşında üç dalda profosör olmuş müthiş Türk, PRF.Oktay Sinanoğlu sanki bu günlerin geleceğine işaret ediyordu da bizleri uyarıyordu daha o zaman yazdığı kitaplarında da, da ve çok iyi bildiği Amerikan’ın iç yüzünü anlatıyordu,ve hedeflerini anlatıyordu. Bizlere gelecekteki olması muhtemel tehlikeleri gösteriyordu kitabında.
….Bu gün şu olup bitenleri, görsel ve yazılı medyadan bakıp izliyorum da sanki bir garip esrarengiz bir pazılın taşları birer, birer yaşadığımız zaman içinde oturuyor gibi geliyordur bana.
….Önce izlediğimiz kadarıyla şu anlı şanlı Türk ordusunun adeta zayıf düşürülmesi moralin bozulması gibi görünen olaylar,yıpratılması sanki askerlik mesleğini seçtiklerine bin pişman eder gibi dışarıdan görünen yapılan olaylar daha sonra da hukuk alanındaki ya da, devletin diğer kendi içindeki bizlere medyadan yansıyan olaylar, ve bir de büyük Kürdistan,için uğraşanları adeta görmemezlikten gelircesine yapılanlar.
….Bir vatandaş olarak, her televizyon izlediğimde her ne zaman bir gazete okuduğumda şahsen benim içim ürperiyor oldu, ve çoluk çocuğumun geleceğindeki Türkiye manzarasından korkar oldum.Her ne kadar her şey Türkiye ‘de normal günlük gülüstanlık olma yolunda atılan birer güzel adımmış gibi gösterilse de,söylense de.
….Deniyor ki bu vatan açılımla falan bölünmez böldürtmeyiz nereden çıkarıyorsunuz siz bunları, ben bir vatandaş olarak dışarıdan izlediğim kadarıyla şahsen hiç de,öyle düşünmüyorum bu gidişle bölünmez diye bir şey olamaz amaç doğuda büyük Kürdistan hayali değilse,vede Amerika bunu gerçekten istemiyorsa,şu Suriye uyruklu Kürtlerin, ya da İran uyruklu Kürtlerin dağlarda bize karşı olan terörde ne işleri var, neden bizim ülkemize karşı onlar terör yapıyorlar.
….Ben bir vatandaş olarak asla açılımla bu işlerin biteceğine inanmıyorum çünkü onlar buz gibi, ileride büyük Kürdistan’ın kurulmasına temel olacak eyalet sistemine geçerek, doğunun ve güney doğunun bir Kürt eyaleti olması istiyorlar.
….Bu benim nacizane şahsi bir fikrimdir, okuduğum izlediğim olaylardan ve medyadan anladığım kadarıyla.
….Benim fikrime göre ortada birileri tarafından yapılmakta olan pazıldaki taşlar yavaş, yavaş da olsa, birer, birer yerine oturtuluyor görünüyor. Bakalım bu esrarengiz pazıl bitince, karşımıza hangi manzara çıkacak,her ne kadar bizler bu pazılı göremez isek de.
….Dilerim ve yanılırım da, bu pazıl bitince kötü bir manzara çıkmaz, ve bu günlerimizden daha güzel daha iyi görünen bir manzara çıkar ortaya.
….Ha bir de şu devlet sırrı var ki o daha da kafa karıştırıcı Allah o sırların başkasının ellerine geçmesinden memleketimizi korusun.
….Kafalar karışık, inşallah, hedef Türkiye doğru değildir.
ruhun güçlü olmasıda kuva i imaniye ye sahip olmakla olur.bunun akabinde ancak ruhun güzelikleri ifşa olunur.ve her güçlük karşısında düşmeden özbenliğini kaybetmeden maneviyatından ödün vermeden yoluna devam eder insan...düştüğünde veya ayağı sektiğinde tekrar yoluna devam edebilen dir güçlü insan güçlü ruh...bu gücün kaynağınıda kuran dan ve sünnetten alır insan.......eğer bunların dışında başka mecralardan ruhunun güçleneceğini düşünen insan kendini kandırır...safsatalarla ömrünü bitirir tüketir.................
Güç, mutlak güçlüyü hissetmekle elde edilir.
Yani dayanak önemli.
"Ruhu güçlüdür zira içinde namütanahi nihayetsiz sevgi, muhabbet, sabır, doğruluk, dürüstlük, eminlik daha birçok güzel hasletler taşır. Bedenin çöküşü olur ama ruhun çöküşü asla olmaz."
Ruhtan alıyor, ruh ise Rabbani bir kanundur. Proğram gibi.
---
Tebrikler.