- 971 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MERSİN KAYACI VADİSİ
GEZİ ( BORULARLA DANS)
AHDOS KULÜBÜNÜN DÜZENLEDİĞİ 1. DOĞA YÜRÜYÜŞÜ ETKİNLİĞİ
Sabah 07.00 da üyeler ve geziye katılmak isteyen konuklar baraj yolu maya göz merkezi yanındaki kulüp binasında toplandılar. E–5 karayolu üzerinden en son beni de alarak yürüyüş parkuruna doğru yol aldık. Otobüste hatıra fotoğrafları çekildi. Aliye hanım otobüsün adeta neşe kaynağıydı. Sanki şehirlerarası bir yolculuktaydık ta âliye hanımda o otobüsün hostesiydi. Bir dakika bile yerine oturmadı.
Derken sabah kahvaltısını yapacağımız bölgeye ulaşmıştık. Doğayla iç içe, akarsuların aktığı, ördeklerin suda yüzdüğü, mis gibi oksijen dolu bir hava karşılaşmıştı bizleri. Ardından sabah kahvaltısına geçildi. Yaklaşık 1 saatlik bir kahvaltının ardından yola çıkma zamanı gelmişti. Faaliyet kapsamında suyu olmayan arkadaşlara sular verildi. Piknik bölgesinde kullanılmak üzere matlar dağıtıldı. Sırt çantaları kuşanıldı. Artık yola çıkma zamanı gelmişti.
Yolda ilerlemeye başlamıştık. Üç tarafımız yüksek dağlarla çevriliydi. Herkes hatıra fotoğrafı çekiliyordu. Doğayı çekiyorduk tüm güzelliğiyle. Derken karşımıza ilk küçük ırmak ve ilk üzerinden geçeceğimiz boru çıktı. Beytullah beyin sırtındaki çantadaki Türk bayrağı çok güzel duruyordu. Kayalık bir taş arasından geçerek mola yerine varmıştık. Harika bir manzara vardı. Yine fotoğraflar çekilmeye başlanmıştı.
Kısa molanın ardından tekrar yola çıkıldı. Yokuş aşağı iniyorduk. Bu sefer ikinci boru çıktı karşımıza. Borulardan kurtuluş yoktu galiba. Çılgın arkadaşlar dayanamadı suya attılar kendilerini. Su soğuk olsa da aldırmıyorlardı. Aliye hanımda dayanamadı girdi suya. Beklide ortamın sıcaklığı hissettirmiyordu onlara hiçbir şeyi. İkinci köprüde geçilmişti artık.
Yeniden yola koyulduk. Muhteşem vadini güzellikleri arsında aman Allah’ım üçüncü köprü çıktı karşımıza. Tabiat gittikçe daha da güzelleşiyordu. Ciğerlerimiz oksijen doluyordu. 24 saattir uykusuz olamama rağmen enerji dolmuştum adeta uyumak istesem de artık uyuyamıyordum. Kendi adıma ben çok eğleniyordum.
Hayda oda ne dördüncü köprü çıktı karşımıza bizi bekliyordu. Onu da aştık. Artık piknik alanına yaklaştığımız söyleniyordu. 3–5 dakika sonra piknik alanına vardık. Matlar serildi. Kısa bir dinlenmeden sonra ateşler yakıldı. Öğle yemeği sırası gelmişti. Bu arada iki adet çadır kuruldu. Çadırın tam ortasına AHDOS kulübünün tanıtım brandası çekildi. Öğle yemeğinde ekmek arası sucuk vardı. Mis gibi de kokuyordu ha. Bir ara küçükte olsa voleybol tarzı bir oyun oynandı. Ardından ben erdem beyi alarak kayalıklara hatıra fotoğrafı çekmeye gittik. Sonra piknik alanına geri döndük. Yanımızdan akan ırmağın suyu o kadar güzel ve berrak akıyordu ki dayanamayıp birkaç avuç içtim. Her fırsatta serinlemek için başımı yıkadım.
Saat 16.30 civarlarıydı. Artış dönüş zamanı gelmişti. Bu sefer dönüş yolunda ayrı güzergâh izlendi. Eski bir kilise kalıntısıyla karşılaştık. Kiliseyle ilgili espriler yapıldı. Fotoğraflar çekildi. Yani muhabbetle otobüse kahvaltı yaptığımız yeri gelmiştik. Arkadaşımızın birisinin annesinin yaptığı güzel börek ve pastalardan yedik. Çok güzeldi.
Saat 17.30 gibi yola çıkıldı. Uri hoca havaalanında bırakıldı. Saat 20.00 civarında Adana’ya gelmiştik. Bir gezi böylece sona ermişti.
GÖKSAL BOZGÜNEY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.