SARIKIZ 2.BÖLÜM
Nazlı gülümsedi; koyunlarda kalkmıştı.Susunca kavalın sesietrafa dağılmış otlamaya başlamışlardı.
Çoban Ali "Oturur musun." diye yer gösterdi. Yoksa yolcumu sun? Nerden böyle?"
Nazlı gösterilen yere oturdu.
"Yo buralardayım bir haftadır muhtarın misafiriyim.Karabaşı da köyden tanıyorum.Bak yabancı gibi davranmadı."
"He bende hayret ettim. Bu köpek bu kıza hırlamadı diye.Gözelden anlıyor."
"Güzelden mi mi bilmem ama dosttan anlıyor."
"Muhtarda misafir olduğunu duymuştum da; gittiler biliyordum."
"Evet arkadaşlar dün gitti; ben kaldım. Buraların havasını biraz daha ciğerlerime doldurayım istedim. Çok güzel bir yer."
"Öyle güzeldir abu havası. Yeşildir,çamlıktır.Her bir çeşit çiçek bulunur. Dağlarında
maralı vardır gezer; dereye inerler su içmeğe.Kuşlar ayrı şarkı okur.Çiçeklere arı balı bulunur şifa niyetine.Suyunu içen bir daha unutmaz burayı.kar suyudur doyulmaz içmeye."
"Biliyorum; bir haftadır yaşadım bu güzelliği. Gezdik, dolaştık doyasıya. Bir burası kalmıştı görmediğim; yakın diye sona bırakmıştım.İyiki gitmemişim bak seni tanıdım."
Yakında bülbüller şakıyordu doğan güne...
"Ne güzel şakıyorlar; kim bilir neler anlatıyor neler konuşuyorlardır? Anlamayı ne çok isterdim."
"Güllere serenatta onlar. Aşklarını anlatırlar hergün; hiç bıkmadan usanmadan."
"Sen bu köyden misin?Bir haftadır hiç duymadım adını."
"Evet bu köydenim; bir hafta oldu askerden geleli. Henüz yeniyim."
"Konuşman güzel; tahsilin var mı?"
"Yok okumadım.Askerliğimi İstanbul da yaptım.Elim,yüzüm düzgün diye garnizonun gazinosunda garsonluk yaptım.Konuşmamı orada düzelttim.Okuma yazmayı öğrendim."
"İnanmam; bu kadar kısa zamanda büyük başarı. İçinde varmış senin."
"Ehh... işte okumayı çok isterdim olmadı köy yerinde. Birde fakirlik vardı; okuyamadım."
"Ya ailen?"
"Bir anam var.Ben çok küçükken babam kazada ölmüş.Zavallı anacığım hayatını bana adadı.Ya sen kimsin;ne işin var buralarda ?"
"Rabbim in bir garip kulu.Gezmeyi seven; doğaya hayran. Bir arkadaşın sayesinde buradayım.Muhtarı tanıyorlarmış, bende takıldım peşlerine.Çok sevdim buraları; kaldım biraz daha."
"Sen tahsilli olmalısın."
"Eh var biraz; önemli değil ki tahsil."
"Karnın aç mı? Kahvaltı yapmadım henüz."
"Evet aç; yapmadan çıktım evden. Dönüşte yaparım demiştim."
"İyi... şimdi burada yaparız."
Bir çıkın açtı. İçinden peynir, zeytin, domates ve bazlama çıktı.
"Bak anam taze bazlama yapmış.Peynir de onun marifeti.Güzel peynir yapar tadına doyum olmaz.Kusura bakma burada çatal matal yok.
"Olsundu."
Neşe içinde yediler.Sanki kırk yıllık dost gibiydi sohbetleri. Zamanı unutmuştu Nazlı.Vakit öğleyi gösteriyordu ki...İki kız göründü biri Elif; diğeri de güzelce biriydi. .Yanlarına gelince şaşırdı kızlar çobanının yanında Nazlı yı görünce.
"Off abla ya! Seni çok merak ettik nerdesin diye."
"Yok Elif bak Çoban Ali ile tanıştım. Onun yanında zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Kusura bakmayın."
"Eyi; annem de kayboldu bu kız deyip duruyordu."
Nazlı gelen kıza baktı çok güzeldi. Dal gibi boyu ,siyah gözler, siyah saçlarına gül desenli bir yemeni bağlamış;çobana bakışları başkaydı sevecendi. Elindeki çıkını çobana uzattı.
"Sana yemek getirdim. Öğlen geçti acıkmışsındır dedim. Sağ olsun Elif te arkadaş oldu."
Çoban gülümsedi "Aç değilim; zahmet etmişsin.Ama çok sevindim beni düşündüğün için.Nazlı Hanım bak bu Gül.kendisi de gül gibi güzeldir."
Gül kızardı utangaç:
"Nazlı Hanımı tanıyon mu? Bir haftadır köyde imiş."
Gül mahcup "Tanırım" dedi yavaşça.
Nazlı "Bir kere gördüm; yalnız konuşmamıştık.Nasılsın Gül?"
"Sağol; siz nasılsınız? Arkadaşlarınız gitmiş siz kalmışsınız. Çok mu sevdiniz burayı?"
"Evet ;iyiki kalmışım. Bak çoban Ali yi tanıdım. İyi bir arkadaş buldum.Sevecen,neşeli,yakışıklı"derken Gül e bakmıştı.(Anlamıştı ki Gül çobana aşık.Ya çoban ...o da seviyor mu ki?Neyse öğrenirim diye içinden geçirip gülümsedi. )
"Ne yemeği getirdin?Çobanı bilmem ama ben acıktım.Buranın havası mı nedir acıktırıyor insanı."
Çoban çıkını açtı...İçinden üzeri tavuk etli bulgur pilavı çıktı; yanında da bir kap ayran
Çoban "Ohhhh..." dedi." Bu yenmez mi? En çok sevdiğim yiyecek.Ellerine sağlık gülüm.Hadi bakalım; sizde oturun beraber yiyeceğiz.İnşallah kaşık koymuşsundur.
Gül "Koydum... koydum." diyebildi. Onlarda oturdu. Dört genç neşe içinde yemeğe başladılar.
Çam ağaçları ile süslenmiş bu dağda derenin sesi ise sanki müzikte çağlayarak akıyor; tatlı nağmeler çıkarıyordu.
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Gözlerimin doldu anlar bunlar sevgili ablam. Köyümde koyunların peşinde dolaştığım günleri an be an yaşadım inanın bana. Sevgiler yüreğinize
AYSE 09
sağ ol meleğim sağ olasın
Annem malum ramazan ancak topluca okuma fırsatı buluyorum affola:)
Yazını okumak çok güzel, karakterler hemen şekil-şemale bürünüyor zihnimde
Başarın daim olsun annem, sevgimle
AYSE 09
hayırlı kandiller olsun
Sevgili Ayşe,
Birinci bölümü kaçırmışım ama ikinci de yakaladım. Dialoglara dayalı yazıyorsun ama güzel sarıyor insanı hikayelerin
Güzel bir köy hikayesi okuyacağız sanırım.. Bir de çok bekletmeden eklersen Sayfalarını daha da güzel olur.
Kendi adıma söyledim bunu, yazarın işine karışılmaz :))
Kolay gelsin,
AYSE 09
neyse birazcık naz mı desem sevgimlesin bitanem
sevdiğim bir kalem...yeni bir diziye başlamış.....kaçırsamda okurum...devam ayşe kardeşim....takibindeyiz saygılar
AYSE 09
varlığınız güç veriyor bana
saygılarımla her daim
Yazınız tadındaydı Ayşe Hanım.
Çimenlerin kokusunu duydum, ben sizi okurken papatyalardan da birkaç tane topladım.
Baktım sayfada hava öyle güzeldi ki...güneş açmış, koyunlar otluyor...kuzular meliyor, okşadım.Tam kaçacaktım ki...
Tekrar yazıya dönüp baktım.
Dört genç neşe içinde yemeğe başladılar.
Çam ağaçları ile süslenmiş bu dağda derenin sesi ise sanki müzikte çağlayarak akıyor; tatlı nağmeler çıkarıyordu.
ELİNE SAĞLIK.
AYSE 09
çok teşekkür ederim
saygım sevgimle her daim
Öyküyle beraber bizlerde dağlardayız. Temiz havayı alıyor,koyunları güdüyoruz.
Hadi hayırlısı güzel gidiyor öykü...
AYSE 09
taş yığını binalardan sonra
saygılarımla
Yeni bir roman mı Ayşe abla?
Seri yazmak, cesaret ve azim gerektirir,maaşallah sizde de hepsi var.Tebrikler.
Selam ve saygılar hacı ablam.
AYSE 09
sağ ol kardrşim sağ olasın saygı ve dualarımla
1- Kız o köyden değil. Kaybolmaya yüz tutmuş değerlerin, dostluğa dikkatin buram buram kokusu vardı.
2- Peynir, ekmek, zeytin, haşlanmış yumurta ,domates… Birlikte yenen azık ne güzeldir doğanın ortasında hele ki bir de yanınızdan buz gibi pınar akıyorsa… Bir köy çocuğu olarak bunu çok iyi bilenlerdenim zira çocukluğumda çobanlığın ocağından külüm vardır benim. Yabanböceği rumuzun altında yatan gerçek buna dayanır…
3- İstanbul’un zamaneleri bozmasın güzel konuşma geleneğini diyordu aynı zamanda yazınız…
4- Böyle yakışıklı ve saygılı bir genci kızlar sevmesin de ne yapsın…
5- Yazıda geçen konuşmaları okurken hayalimde inanın bir türkü dinledim; ‘’ Ben koyunu güderim, arkadaşım kız olsa…’’ Çoban için çok özel bir gündü doğrusu. Dağ ,taş- dere, tepe yürümekten yorulacağını sanmıyorum…
Yazınızı en kalbi duygularla kutluyorum Ayşe hanım. Yazınızı okuyunca fikrime dolan bir dörtlüğü de bırakarak ayrılıyorum sayfanızdan. Gönül dolusu selam ve saygılarımla…
Sarı lale nazlıdır, sarp kayalarda açar,
Kırmızı lale gelinciklere gülücük atar.
Rüzgârın nefesinde doğa türkü söyler,
Çobanın elinde papatya, falında ne çıkar! 21.08.2011-Ahmet BOZTAŞ
AYSE 09
çok teşekkür ederim sağ olasın
size maziyi yaşatabildimse ne mutlu bana
demek çok güzel bir çocukluk yaşamışsınız doğada tabiatla baş başa
çok teşekkür ederim sağ olasın saygıl benden olsun dualarla
AYSE 09
seni seviyor bu garip ayşe
resimde çok güzel yakışmış
sevgimlesin her daim
EVET DEVAMI OLMALI DA...TADINDAYDI YİNE..SEVGİMLE..KUTLADIM........................................
AYSE 09
sevgimlesin her daim yine