METRİX
Merhabalar.Nasıl başlayacağımı bilemiyorum.Acemiliğime verin,içimden geçenleri paylaşmak istedim.Yazmış olmak için yazmadım yani.Aklımın erdiğince , dilimin döndüğünce anlatmak istiyorum sizlere. Sürç-i lisan edersek şimdiden affola….
Matrix filmini seyretmişsinizdir.Hani Kur’anın felsefesinden yola çıkarak senaryosu yazılan film…Şimdi bu elimizde dursun ama seyretmedinizse mutlaka seyredin.
Ne demek istediğimi daha iyi anlıyacaksınız.
Hadi bakalım başlıyorum içimden gelenleri anlatmaya.
Bu bir benzetme..Hayatımızın nasıl şekilleneceğine yapılan ,yapmamız gerekenlere karşı ufak bir kinaye..En azından benim düşüncem bu..
Televizyon çalışma sistemini az çok biliyoruz.Yayınlar anten vasıtasıyla dalgalar yoluyla bizlerin ekranına geliyor.Bizlerde gösterilenleri seyrediyoruz.Varsayalım naklen bir yayın var.Bu herhangi bir konuda olabilir.Kişinin seçimine,zevkine,beğenisine,ilgi alanına göre değişir tabi.
Yayın her ne konuda ve değişik olursa olsun,biz insanlar üzerindeki algılaması gözde ve beyinde yansıması aynı oluyor.Yani gözümüzden beynimize giden sinyaller ,sinir sistemindeki işleyişi aynı.Diyelim ki görme yeteneğimiz yok..
Antenden ekrana yansıyan ,oradanda beynimize gelen görüntü göremiyoruz. Ama şu var ki ,naklen yayını göremesek de yayın devam edecek.
Tıpkı biz kör olduğumuzda biz göremiyorsak bu başkaları da görmüyor anlamına gelmez. Demem o dur ki; hayatımızı da buna benzetelim. Ben hayatımızı bu canlı yayına ve kör olmayı da ölüme benzetiyorum. Bizler yayını canlı izlerken beynimize aksayanları iyi değerlendirirsek.. filmi iyi izlersek ve ödememiz gerek aidatları zamanında ödersek yaşam kalitemizi de yükseltmiş oluruz.
Ta ki yayın kesildiğinde (yani öldüğümüz de) görmeyen gözlerimiz sonsuz aydınlıkla açılsın.. hiç kesilemeyecek olan en güzel görüntülere açılsın….
Martılara ve kendinize iyi davranın…..