- 1638 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
Duygu Mevsimlerimiz
Yaz, mevsiminden çıkardı kalbini. Tüm ağaçlara, çiçeklere, toprağa haber saldı : “Geldiğimi müjdeleyin, boy boy çiçek açın, yeşillenin…” dedi. Ve yine geldi yaz… Mevsimler arasındaki bu koşturmaca son nefesimizi verene dek sürecek. Seneler seneler önce sınıfımızın duvarındaki okuma fişleri geldi gözümün önüne : “ İlkbahar- Yaz- Sonbahar- Kış”. Daha o yıllarda nereden bilebilirdim ki, her mevsim ayrı bir öykü olacak, her öykü sonsuz duygulara gebe kalacak…
Yerküre kendi ekseninde, bizler yazgımızın ekseninde dönüp duruyoruz. Ben dünyamızın olduğu gibi, bizim de mevsimlerimiz olduğunu düşünüyorum. Biz yazgımızın etrafında dönerken oluşan, bize ait, bizden parça duygu mevsimleri… Üstelik dünya gibi sadece dört mevsime değil, belki yüzlerce duygu mevsimine sahibiz. Sevda mevsimi, hüzün mevsimi, mutluluk mevsimi, düşünce mevsimi, beklenti mevsimi, arzu mevsimi, gözyaşı mevsimi, sıkıntı mevsimi, coşku mevsimi, ihtiras mevsimi, düş mevsimi bunlardan sadece bir kaçı…
Ve yine dünyamıza ait mevsimler gibi üçer aylık döngüler halinde değil, günden güne, hatta saatten saate değişen mevsimlere sahibiz. Uyumadan önce sıkıntı mevsiminde olabilirken, sabahleyin uyandığımızda gelen bir telefonla coşku mevsiminde olabiliyoruz. Ya da bir gün sevda mevsimindeyken, apansız gelen bir ayrılık haberiyle, bir anda hüzün mevsiminde bulabiliyoruz kendimizi. Tabi bir de hiç beklenmedik anlarda ortaya çıkan, sebepsiz, sırrını çözemediğimiz mevsimlerimiz var. Bu tip mevsimlere “giz dolu, buruk sıkıntı mevsimleri” demek daha doğru olur sanıyorum. Bu mevsimleri yaşadığımız süreçte, ruhumuzu gri bulutlar kaplamıştır sanki. Oktay Rifat’ın bir oyununa verdiği isim gibi: “Yağmur sıkıntısı”nı yaşarız belki de bu mevsimde. Hani, “ne olacaksa olsun” deriz. “Yağacaksa yağsın, yağmayacaksa yağmasın”… Ama yaşanan sürünceme ve daha bir çok nedenden dolayı çözülemez bir türlü bu mevsimlerin sırrı…
Ben bu yazıyı yazarken aynı anda bir çok mevsimi taşıyorum kalbimde. Hem sevda mevsimindeyim, hem coşku mevsiminde, hem beklenti mevsiminde, hem de en çok değer verdiğim mevsimlerden biri olan düş mevsiminde… Düş mevsiminin diğer mevsimlere göre bende çok ayrı bir yeri var; çünkü düş mevsimleri bana göre mevsimlerin en anaç olanı. Yine bana göre bir çok mevsimin kökeni de düş mevsimi… Yine çünkü : Düş varsa aşk da vardır, mutluluk da vardır, arzu da vardır, ihtiras da vardır…
Bir de bana göre aynı zamanda “mevsim uyuşmazlığı” sorunu yaşıyoruz çevremizdeki insanlarla. Duygusal ilişkilerimizdeki sorunların ana sebeplerinden biri mevsim uyuşmazlığı. Belki de çok farklı mevsimlerdeyken daha zor anlayabiliyorlar insanlar birbirlerini. Ben sevda mevsimindeyken, karşımdaki hüzün ya da beklenti mevsimindeyse çok daha zor anlaşabiliyorum. Yani ben yağmur altında yürümekten büyük haz alıyorken, karşımdaki insan yağmur altında yürümekten ürküyorsa, aynı anda, sokakta yağmur altında yürümekten alacağımız mutluluk nasıl bir ortak paydada buluşabilir ki? Pek tabii bu aynı zamanda karşımızdaki insana özgü mevsimleri ne kadar iyi çözebildiğimize ve benimseyebildiğimize de bağlı galiba…
Mevsimlerle ilgili en güzel hususlardan biri de, bir çok insanla “ortak mevsimleri” yaşayabilmek…Ama bana söyler misiniz, peki ya siz, tam şu anda hangi mevsiminizi yaşıyorsunuz?
OKtay Coşar
2003 Ankara
YORUMLAR
BAŞLANGIÇ
ben ne yaz'ı severim ne kış'ı
yazın kış'ı özlemem
kışın yaz'ı
ben bahar'ı severim
başlangıcı...
sonbahar'ı severim
bakmayın son dediklerine
o da, kışın başlangıcı...
aşk'ı da en başında severim
o, yeni yeni heyecanı
aşkın başlangıcı...
sonrası...
hiç olmasa keşke derim
yazlar gibi,
kışlar gibi
Gülnur Yener
11/Ağustos/2010
tebriklerimle...severek :)
Bu ne hız Oktay
daha şiirinin etkisinden çıkmadan baktım bildirimlerimde bir marcel yazısı daha:)
tarih eski olsada asırlık bir zaman dilimine yayılacak sorgular sorgulatmalar
ten uyumu duymuştum mevsim uyumu duymamıştım
ama şöyle bir düşününce bu yazının insanın insana olan tüm uyumlarını kapsadığını düşünüyorum...
dip not:Benim mevsimim saniye değil sanisede bile değişir
bunu ben niye düşünemedim:)
Ustasın usta
tebriklerimle
Nilgün ARIKAN tarafından 8/19/2011 11:01:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
Oktay Coşar
Teşekkürler Nilgün. : )
Çok doğal,su gibi akan bir yazıydı ve de beni de düşündürttü şimdi hangi mevsimdeyim acaba diye.Sanki bezginlik mevsimi gibi.İlginçtir ama ,dediğiniz gibi yarın çeşme-Dalyanda yüzerken de mutluluk mevsimiyaşanacaktır belki de:) tebrik ettim duygularımıza tercüman olduğunuz için:)
Oktay Coşar
Daha ben tatile çıkamadım. :)
Yeşilvadi
Her yazınız gibi on puanlık yazı... Parmak izlerimizin farklılığı gibidir öykülerimiz, çünkü ekseni etrafında döndüğümüz yazgılarımız da öyledir. İki doğrunun kesişme yerinin nokta olması gibi, "ortak mevsimler" aynı yumurta ikizlerinde bile o kadarcıktır. Bence... Medeniyet uyumsuz ruhları asgari müştereklerde uyumlaştırma müeyyidelerinden müteşekkül değil midir, zaten? Hukuk bilimi "hürriyet" başkalarının hürriyet sınırlarıyla çevrilidir, der... Sınırlarımızın içinde hepimiz tek tabancayız, galiba. Yazınızın içeriği sarmaladı zihnimi; sürç-i lisan ettiysek, affola. Saygıyla.
Oktay Coşar
Şimdi nasıl oldunuz? Umarım iyisinizdir...
Kemnur
Bana bütün mevsimleri yaşatacak bir kadın var mı?Olsaydı sever miydim onu? Hiç sanmam:))Biraz bencil ama çok adil...Tebrikler.
Oktay Coşar
Bir mevsimde buluşalım muhakkak, bak unutturma. : )
Feyza Can
onun gibi...
ilahi guldurdun beni:))