- 1449 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BEN BİR KÜÇÜK CEZVEYİM
BEN BİR KÜÇÜK CEZVEYİM
yalnızlık; sadece ve hep yalnızlığa eş olur.!!!
Çocukluğumdan bu yana severim tek katlı evleri,eski sokakları ve üzerinde tokmak olan kapıları......
Ona evet demem çabuk olmuştu sanki,çünkü hızlı ve büyük bir aşktan çıkmıştım.
Onu unutamıyordum,Kenan... ben, halen onu seviyordum aslında..!!!!!!
Nasıl terk eder diyordum beni, nasıl..?
Biz tam iyi bir ikiliydik aslında ama bitti işte.
Ne oldu ayrılık acısını sindiremedim, ve cezamı buldum, bilseydim ki kaçmak korkak işi,sen kaçtıkça yanacağın ateşte büyüyor aslında.
Şimdi o sevdiğim damda oturuyorum,bir pirketin üzerinde evet oturmuş düşünüyorum.
Geceye sesleniyorum,yıldızlara evet ne kadar parlasalar da, ihanete hazır bakıyorlar.
GECE SEN KAZANDIN SEN ,
BEN YİNE YALNIZ KALDIM...!!
evlendiğim adam, ismini dahi kullanmak istemediğim adam aşağıda hor hor uyuyor.. bense yalnızlığıma ağlıyorum, hüngür hüngür,bir yandan küçüklüğüm canlanıyor gözümde ninemin evi ve anılarım.
Neden eşini bulamaz ki insan, iyiler neden hep kötülere değer.
ÇÜNKÜ ASLINDA ONLAR YILDIZLARLA YER DEĞİŞTİRMİŞLERDİR..!
ah beni sevse uyumazdı beni karanlığın gölgesine ya da zifirisine terk etmezdi.
Ben şimdi şu anda bu soğukta damda ağlıyorsam , kalkar gelirdi yanıma hissederdi ruhumda ki hüznü kötü gölgeyi hissederdi.
Gece ben bu adamı sevmiyorum işte, o benim eşim olamaz , o yalancı bir ruha sahip daracık kalbi var.
Hem onun merhameti de nasır tutmuş..!
Sana daha çok seslensem beni geçmişteki sevgilimin yanına götürür müsün gece..?
Hem o hissederdi de beni, belkide..............seviyordur halen beni.
Nedense ona ne ruhum ne de bedenim ısındı, içime nefreti körüklüyor.
İşte bak diyorum kendi kendine sevdiğin şehirdesin … yanında bir adam var belkide sen kapris yapıyorsun ,ruhunu yoruyorsun.
Ayaklarımda siyah topuklu bir çizme,içimde müthiş bir heyecan ama ona değil doğduğum şehir e..
yürüdüğüm üzerine bastığım taşlara.
Yan yana yürüyoruz lakin bastığım taşlar kadar soğuk bir adam,ellerimi tutmuyor yürürken hayalimdeki gibi kollarıma girmiyor.
Ben yine çocuk heyecanıma dönüyorum geçtiğim sokaklarda çığlıklar atıyorum ruhum şaha kalkıyor sanki.. ojeli ellerim duvarlara değiyor, eski bende sağlam bir sevgili.
Kapı önlerindeki ayağı çıplak çocukları görüyorum kimisi burnu sümüklü, gözü halen çapaklı........gülümsüyor kocaman ağlarken bile mutlu sanki.
Ben yalnızlığı kocaman bir kayık yapmışım yüzdürüyorum içimde.!
Gözlerine bakıyorum nasıl bu kadar kayıtsız olabilir anlayamıyorum,soğuk ,dokunduğum duvarlar sıcak kalır yanında.
AH... AŞK BEN YALNIZIM ŞİMDİ.............!!!!!!!!!!!!
Kısa ama uzun bir yürüyüşten sonra bir gün önce tuttuğumuz evimize geldik,ben içeri yine heyecanla girdim.........eski bir sokakta eski bir evdi bu.
Gözlerimde çocuksu bir telaş evin her yerine göz gezdiriyordum, burası birinci kattı eve girince hemen yan tarafta eski bakımsız bir mutfak vardı tek camı kırıktı,üşümüştüm sanki.
Beni en çok cezbeden salondan açılan bir kapıydı evet avluya bir kapı küçük bir avlusu vardı, bir de incir ağacı, bizi görünce telaşla ağaca tırmanmış kediye kaydı gözlerim.
Yeni hayatımda ki ilk dostlarım olacaklardı, ruhumda tatlı bir ürperti oldu ama üşümedim.
Konuşan sanki bendim evin içinde heyecanla dönen her şeyi benimseyen ve mutlu gözüken,onda bir şeyler vardı ve ben ulaşamıyordum bir türlü.
Nasıl beğendin mi dedi bana,ve hiç beklemediğim bir anda sarıldı bana,tadı yoktu bu dokunuşun,sanki kupkuru bir ovaydı bende.
Çok beğendim canım,bak artık bir evimiz var şimdi.
Yalnız şu oda orası bize ait değil, şen gül ablaların özel eşyaları var, orayı kullanmayız olur mu..?
Peki canım, ama burayı güzelce temizlememiz gerekiyor şimdi.
Sen nasıl istiyorsan düzenle temizle bir üç ay buradayız yeni bir yer bulana kadar.
Ama şimdi çıkmam gerek, gelirken bir şeyler getiririm , kafana göre takıl sen.
Ama çok soğuk burası nasıl ısıncağız.*? Battaniyelerle...
örteriz üstümüze kat kat ısınırız.
Peki hoşça kal.
Küçüklüğümden bu yana gizemi severdim ya al şimdi sana gizemli bir ev.
Kapalı oda hemende açtım orayı,şöyle bir baştan göz gezdirdim yerlerde karton kutulardan koliler vardı, ve şen gül ablanın kızlarını sanırım çeyizleriydi bunlar..
Evet çok güzel kitaplar toza bulanmış, üzerileri ağlanmış,bana bakıyorlardı, tamam bak ne güzel televizyon yoktu, telefon yoktu ama romanlarım vardı.
Hemen kendime bir kitap seçtim ön sözü beni çeken ruhuma yol aldıracak bir kitap.
Kanepe ye uzanıp düşüncelere daldım....... kim bilir bu salonda neler yaşandı bu duvarlar nelere şahit oldu, evet şu guguk kuşlu duvar saati kimlere heyecan oldu.... avlu orayı seven oldu mu ki benim gibi..!!!!!!!
Şu şişman tüylü kedi yıllar öncesine mi ait acaba..??
Ben neredeydim ve nereye geldim, kim bile bilir nereye gideceğim..........!
AMA BEN YALNIZIM.,; SAĞIR VE DİLSİZ GECELERDE YALNIZIM..!!!!!!
içimde bir ses hep benimle konuşuyor sanki.. bir soruyor bir cevap veriyor..
Konuşamadığım bir adam,gözlerimle hiç buluşmayan gözler,arkasını dönüp uyumalar ve içimde gavur bir yalnızlık.
Biliyor aslında, bu kaçıncı beraberliğim..evliliğim, işte o yüzden dökülüyor tüm sert taşlarını çöl sıcaklarını.
Genzim yanıyor sanki, aslında çok soğuk, ayaklarım buz tutmuş gibi,içimse biliyor ben yakında bir buz dağının altında kalacağım.
Korkuyorum sanki tekrar ayrılık düşüncesi midemi bulandırıyor, hayır hayır o kötü değil, sen çok şüphecisin diyorum kendi kendime.
Sanki içimde ki konuşmaya kulak misafiri olmuş gibi sarıyor beni kendine, bir anda hızlı bir mutluluk düşüyor içime ama o hızda da kuru bir soğuk.
Sevmiyorum onu sevemiyorum bir şey var evet gözlerime bir hüzün perdesini indiren bir şey......
Onu sevmediğim anda Kenanla olan aşkıma koşuyorum, içimde girilmemiş anı bırakmıyorum kendimi serinletene kadar hayallerde çalkalanıyorum.
MUTSUZUM..
çok ama çok mutsuzum,derdimi derdimle konuşturuyorum.
Bu adam kim ,ben neden onu bu kadar kolay ruhuma aldım ve şimdi neden sevmiyorum.
Gittikçe soğukluğun sınırlarını daha da büyütüyor,kabalaşıyor ve çirkinleşiyor.
İçimde açtığı her kapıyı en zorba şekilde kapatıyor.
Defterim evet ona koşmalıyım, gün be gün tarihi tarihine mutlu ya da mutsuz yazdığım eski defterime.
Eski sayfalara dönmeliyim evet mutlu olduğum sayfalara belki..... yine mutlu olurum.!
HIRSIZSIN SEN..?????
sabah tatlı bir mahmurlukla uyuduğumuz yer yatağından kalkıyorum ama müthiş bir bulantı var içimde onun uyuyan yüzüne çıplak tenine göz gezdiriyorum, yastığa dolanmış kollarına tuhaf oluyorum çünkü bana korkunç şekilde itici geliyor.
Bir anda avluya atıyorum kendimi, kedi evet bu eski evin kedisi gözyaşlarının şahidi kedi neredesin
gel yalnızlığımı sana kusayım.
İncir ağacının kalın gövdesi ,ellerim damarlanmış gibi gözüken gövdeye değiyor yumuşakça ve ben ağlıyorum, ağlıyorum...!
içimden usulca bir şarkı çıkıyor.. belkide ruhum bir kıyıya oturuyor..
AĞLAYAN ÇOK GÜLEN AZ..!!
ben bir küçük cezveyim
köşe bucak gezmeyim
ben bir küçük cezveyim
elden ele gezmeyim
verim benim yarimi
boynu bükük gezmeyim
gülen az gülen az
en sonunda çöküyorum ağacın önünde içimde bir bıçak biliyor beni , ruhumun her yerine kesikler atıyor , yontuyor üşüyen yalnızlığımı..!!!
Yarın evet yarın belki başka bir gün olabilir mi, diye saçmalıyorum içimde ortalığı dağıtıyorum , kalbim ve beynim düşman sanki ya da ben miyim onları gavurlaştıran..???????
BİTMEDİ...!!!!
not:çıkaracağım romanın girş kısmıdır.
Hatice Nilüfer Karataş
YORUMLAR
Tebrikler değerli dost. İnsanı alıp götüren, samimi bir anlatımdı.Doğal yapınızı ve içinizden geçenleri çok güzel yansıtmışsınız. Keyif vericiydi. Başarılarınız daim olsun. Selamlar.
gaybana geceler
Keşke herkes sizin gibi cesur yürek olabilse,, duygularını, düşüncelerini bu denli yalın, hertürlü riyadan uzak, samimi, içten ve korkusuzca yazabilse,, Bir yazı değil, bir anı değil, bir roman özeti okudum sanki.
Herkes sevilmez ki,, seviğinizi sandığınız kişiler bile itici gelir size. Sevgi ki, herkes girmez gönüle ve herkesle yaşanılmaz, kontak kurulmaz,,, seçici olmak gerekir, siz seçiminizi yaparken o anki duygularınıza yenilmişsiniz,, sevdiğinizi sandığınız eşiniz demekki size baştan beri itici geliyormuş da, siz bu gerçeği çok sonraları öğrenmiş olmuşsunuz.
Kenan'ı belki de bu yüzden çok seviyorsunuz,, kimbilir, belki de bir var oluş mücadelesi veriyor aşkınız,, kimbilir, bir boşluğu dolduruyorsunuz aslında.. kimbilir,, kendinizi kandırıyorsunuz belki de.
Bunu en iyi siz bilirsiniz,, biz okuyucuların dışardan gördüğü izlenim bu,, En azından benim düşüncelerim bunlar.
Sevgiyle , sağlıcakla kalınız,,, yüzünüz hep gülsün,,
gaybana geceler
böylesine anlayarak hissederek okuduğunuz için, umarım yazının devamındada bu güzel yorumlarınızı yaparsınız.
Sevgili arkadaşım.Duygularını ne kadar yalın ve katıksız olduğu gibi anlatmışsın ki....Öyle kaldım.Zannetme ki bu dünyada teksin.aynı duygularda bocalayan çok kadın var.sadece içindekileri bile anlatabilmek rahatlatıyor insanı.Bir yanlışlık diğerini doğrabiliyor ve halka halka oluşuyor.bir bakıyorsun ki istemediğin ama istediğin gibi görünen yaşantı içindesin.direndikce daha çok batıyor insan.bulunduğun durumun iyi taraflarını görüp değerlendirmek ve direnmeden teslim olmak işte çare...yoksa hep yaşantın ızdırap içine de ve geçmiş sevgiliyi anmakla geçiyor.gerçekten karşılıklı sevgi olsaydı şimdi yanında o olurdu.Ama yok.yok
gaybana geceler
bu benim romanımın ilk bölümü.. devamlarını yazdıkça yayınlamayı düşünüyorum ..
sevgiyle kalın.