GİT PEŞİMDEN RAMON III-
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ramon.
Sen de mi buradasın.
-burası benim yerim bayan.
Doğru ya, hep unutuyorum, tamam, evin yarısı senin yarısı benim olsun anlaştık mı ?
Ama sadece bu gecelik.
-bakalım bayan...bu işler belli olmaz, uykuya bağlı, artık şansa kalmış herro ya da merro.
.
Biliyor musun ramon, ben geldiğimde bomboştu şu karşıki sahiller...
Sahildeki kargaların birbirinin ölü satıcılığını, kıyının da köşesine saklanıp izledim.
Korktum.
Bir solukta koştum.
pembe panjurlu evler aradı ağlarken gözlerim.Meğer filmlerdeymiş ramon.Sonra koşarken ayağıma bir sen, bir de soğuktan donmuş martı takıldı...İkinizde gülümsüyordunuz.
Bir sana sarıldım, bir de martıya...Belki ısıtırım umuduyla.
Hani korkmuştum demiştim ya...Unuttum.
Pembe panjurlu bir ev aramıştım demiştim ya...Sizinle avundum.
O pembe panjurlu evleri sadece ressamlar yapıyormuş meğer ramon, boyalar bitince...Mutluluk da bitiyormuş biliyor musun ramon.Siz bunları da yazıyor musunuz.
Yazıyorduk, artık okunmuyor.Çünkü artık koyu renk panjurlar çıkmış dediler, biz de sildik.
belki insanlar koyu renk panjurlu pencereleri denemek istiyorlar, şanslarına bırakalım.
.
Sahi ramon,
Sizin ustalar düş/leri yazabilir mi ?
Bunu bize mi dediniz, yüzbinlerce ustaya...!
Pardon, özür dilerim.
-Sizi girmek istediğiniz düş’ün içine de sokarlar, içinden de çıkarıp yazarlar.Siz yeter ki o düş/ün bir kere düşün içine bayan, sonra herşeyi unutun gitsin.
Mesela yeniden duyar mıyım o kokuları ?
Kötü bir kokuysa duymazsınız, sileriz korkmayın.
.
Burnumda kestane kokuları ramon.Galiba en çok bunu duymak istiyorum.
Çocukluğumuzun sobada pişen kestane kokusunu...
Babaannemin ördek sobası.Küçük bir ördek sobamız olsun, üstüne kestaneleri dizelim, mis gibi kokutsun odayı.
-sanki vak vak edecek, buna neden ördek ismini takmışlar ki ramon.
Çocukken insan düş/ten bile düşmekten korkuyor.
Oysa altı üstü bir düş, beğenmezsen çık, kaç, koş, dağlara, bayırlara koş değil mi ramon...
Beğenmezseniz uyanın, ben yanınızdayım bayan.
.
Benim hiç kırmızı papuçlu düşlerim olmadı biliyor musun ramon.
Çingene ruhumu çıplak ayaklarımla dolaştırırken kopuk tokyo, kırık sapan bütün mahallenin camlarını yırtık meşin topumla kırarken, kırmızı ayakkabıların bağlarına bile düşmandım...
Hani ayaz olur ya bazen eylül geceleri, yine öyle yazsınlar ramon.Hatta öyle başlatsınlar...
.
.
bayan...uyudunuz mu ?
öyküsatıcısı2011Davidoff
YORUMLAR
PARDON...
Ramon veya Roman olmak çok önemli değil.Gerçi siz öyle dedikçe ramon’ a da alıştım.Hem zaten söylemesenizde, nasılsa duvarda adım yazılı.Harflerin yeri değişse de, gözünüzde ve gönlünüzde artık nasıl biri olduğumu iyi biliyorum ya.
Benim için de önemli olan işte o...
Ama sizde şunu iyi bilin.
Ben uydurma hayatların üzerinden köprüler kurmuyorum.
Tam tersine...
Benim köprülerimin altında ve üstünde çalışan ustalar var.binlerce, onbinlerce,
Yüzbinlerce ustalar...
Ellerinde kağıtlar,
kalemler...Silgiler var.
.
Ve işçiler var, görünmeyen işçiler...kulaklarını çınlattığımız işçiler var.
Bu kez hayatın tersine gidiyor işler.
Ustalar çalışıyor, işçiler oturuyor.
Kalemler köprü oluyor hayatın içinde, işçilerse köprülerden gidip geliyor.Geçitler yapılıyor
köprülerin altına bazen, olmuyor...Yıkılıyor.
Bir usta geliyor Keban’dan, baraj yapıyor bizim köprülerin altına.Canı sıkılan bir işçi balık
tutsun bari akşama diyor...
İşte Ramon ya...Hikâyenin bir benzeri nasılsa.
SEÇKİ ÜYELERİMİZE,
OKUYAN, OKUMAYAN...BEĞENEN, BEĞENMEYEN TÜM ARKADAŞLARIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
Sağolun.
Sizin ustalar düş/leri yazabilir mi ?
ne çok güzeldi
bitmesin isteyecek kadar...
tebriklerimi bırakıyorum...saygımla
Davidoff
Oysa altı üstü bir düş, beğenmezsen çık, kaç, koş, dağlara, bayırlara koş değil mi ramon...
ne hoşgeldiniz...
TEŞEKKÜR EDERİM USTA.
Sanırım arkası yarın gibi bir yazı
kutlarım sizi devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
SEVGİYLE KALIN....................................
Davidoff
artık şansa kalmış herro ya da merro.
TEŞEKKÜR EDERİM.
kutladım..
güzel bir seri yakalamışsınız, devamı beklenecek cinsten
sevgiyle..
Davidoff
:)
TEŞEKKÜR EDERİM fulya.
Yok yok, uyuyacaktım tam kuşlar haber verdi, o leylekler var ya.
Meğer komşu olmuşuz yazılarda.
Öyle de canım çekti ki kestaneli pastayı. Bugün feyza' nın sayfasında da şimdi sende.
Sen bilmezsin canım, üzülüp korktuğumda artık sana sarılıyorum ben, bir de ramon' a...
...
Gel birlikte kırmızı pabuç alıp deli gibi yürüyelim eskitene kadar...
Davidoff
hani eskiler derdi ya, " darda kalmak " diye.işte ondan.
ben hiç darda kalmam.gökten birşeyler gelir tomar tomar...
hadi deli de ramon.
-biliyorum bayan, bir keresinde yazmıştık, yazmıştık da.böyle roman mı olur dediler.o yüzden bol sadaka verin, ama dilenmeyene.
TEŞEKKÜR EDERİM KOMŞU.
Kalimera.
"Siz yeter ki o düş/ün bir kere düşün içine bayan, sonra herşeyi unutun gitsin."
sahi neyi unutacaktım..:)
tebriklerim hayata kattığın düşün dolu eşsiz cüm güzelliklere iyi ki varsın ne güzelsin sevgili Davidoff..:)
sevgim saygımla hep selamlar...
Davidoff
:)
TEŞEKKÜR EDERİM.
Davidoff
sen yeter ki o düş/ün bir kere düşün içinde.
Davidoff
gittiğin her yere çift kişilik bilet :)
bi nani, bi laci...
TEŞEKKÜR EDERİM.
Benim hiç kırmızı papuçlu düşlerim olmadı biliyor musun ramon.
Çingene ruhumu çıplak ayaklarımla dolaştırırken kopuk tokyo, kırık sapan bütün mahallenin camlarını yırtık meşin topumla kırarken, kırmızı ayakkabıların bağlarına bile düşmandım...
Hüzündür yakaladığım Ramon.
KUTLADIM SEVGİMLE
Davidoff
Beğenmediği sayfayı yırtar atar.
TEŞEKKÜR EDERİM.
bayan...uyudunuz mu ?
yoo bu bayan hiç uyumaz Ramon. Bir penceresi var üzerinde küpeli çiçekleri ,dikkat et aralar aralamaz pencere önünde gül şurubu şişeleri vardır sakın kırma onları çok kızar o şuruptan içip arnavutkaldırımlı nostarji sokağına geçer. hikaye alıp satar
Şaşırma Ramon sen ne sanıyordun ördek sobanın başında uyuyarak hikaye yazılırmı onları gül şuruplarının tılsımını bilmeyenler yazamaz ki
kutlarım çok başarılı bir yazıydı sevgilerimi yolluyorum David Off um
Davidoff
küpe çiçeklerini sulamayı unutmuşuz :)
TEŞEKKÜR EDERİZ Bayan.
buket cihan temür
ramon benim de anlatacak çok düşlerim var sana
ama ciddiyim anlatamayacak kadar yorgunum
bir düş gecesinde gelsen yastığımın altındaki düşlerimin paketini açsak
ne dersin;
sevgilerimle
Davidoff
TEŞEKKÜR EDERİM Esmize.
daha önce bir yazıya yaptığım yorumu,
burayada yapacağım sayın yazar...yaklaşık olarak..
çünkü bilinç akışı yazıldıkça ve ben okudukça çok mutlu oluyor,
Oğuz ataydan sonra çok ciddi manada ele alınmadığı için edebiyat adına
(edebiyatçı değilim bu arada) çok üzülüyordum.
ramon serisi bir postmodern tarzda değil mana modern döngüde bir bilinç akışı,
yalnız marcel proust dan ziyade virginia woolf tadını daha çok bıraktı bende,
çok sevdim bu seriyi ve sessiz kalamadım özür dilerim.
kalemine sağlık,
ufak tefek eksiğiyle :))
(kızmaca yok sitenin büyük ve ağır abileri gibi, tapılası yazarları! gibi)
çok hoş ve inanılmaz güzel bir yazı...
yine ataydan iki ialogla bitireceğim,
biri hatalı bakalım hangisi.
-sus olric düşünüyorum.
düşünmek ne haddinize efendim.
-descartes düşündükçe var oluyor .
o düşündükçe var olur, siz yok olursunuz efendimiz.''
Oğuz Atay-Tutunamayanlar
Ah Olric ah...
-Ne oldu efendimiz?
Sende olmasan ne yapacaktım ben Olric.?
-Ben zaten yokum efendimiz
Sus Olric sus bak sonra herkes beni deli sanır...
...-Siz zaten delisiniz efendimiz
Tamam da Olric benim suçum mu deli olmak.?
-Tabiki değil efendimiz
Peki suç kimin Olric?
-Onun efendimiz.
Ama o bana beni sev demedi ki Olric
(oğuz atay-tutunamayanlar)
saygılarımla....
dünkü bilinç akışı yazılarından nebiha anımın yazısını buradan tekrar tebrik etmek istiyorum ayrıca...
var olasın kalemi böyle tuttuğun için...
belkide yanılıyorum ben, kim bilebilir...
uyuyanlar uyandırılmalı artık...
uyumadığını sananlarda.
Davidoff
-burdayım efendimiz.
-sence nasıl biri bu Ramon.
-ben sonuna kadar okudum, iyi birisine benziyor efendimiz.
Ben seviyorum işte tam bu vakit, akşam üstü gibi yapmayı. Sonra karanlığa merdiven dayamışken aşağıya bakmayı ama fazla ışık var diyerek tekrar gözlük takmayı. Seviyorum kararsızlıkta el ele dolaşmayı yüzü örtülmüş bir deliyle. Ben ağır oldukça onun uçuk kaçık yaşamasını, sustuklarımı söylemesini yabancılara. Ben seviyorum işte var mı dahası?
Tebrikler, yine tadı damağımızda kaldı.