Sen Gelince

• 18 Ağustos 2011 Perşembe 19:44:39

Güller açtı. Dostluğu ve duyguyu doğru tespit etmek ve buna uygun bir ilişkiyi geliştirmek gönül istencesinin temel meselesi oldu. Bu anlamda tabiat ve toplum kanunlarına aykırı olmayan sübjektif niyetin, objektif bir olgu halini alabilmesi için belli bir süre sonra sevgi yağmurları yağacaktır. Bu süreç sonunda şartların güzellikli getirisinde objektif olgunun ortaya çıkışıyla yaşanası dostluk sevdası iki kişinin ortak mutluluk ürünüdür.

İşte bu ortak ürün sahipleri hiç soluk almadan baktılar birbirlerine… Suda gülümseyen Nilüfer çiçekleri gibiydiler. Sanki bir sevdanın resmi yüreklerinde, ellerinde büyüdü o anda. Birbirlerine sokulmaları terli bir fırtınayı, bulutlarla kaplı olmayan mavi gökyüzündeki yıldızların sıcaklığında farklı figürlerle uçan özgür Martı gibiydiler. Bu serin yaz gecesinde…

Başlarını göğe çevirdiklerinde ay yüzünü göstermişti. Bir sevdanın resmi ellerinde, yüreklerinde büyüyordu. Kapıldıkları bu büyünün sırında ülkedeki yıkımları, soygunu, vurgunu unutmuş söylemlerde hasretlerini gideriyorlardı. Kim bilir belki de yitik ve umutsuzluklar geride kaldı diye fısıldaşıyorlardı. Gecenin sessizliğinde.

Gün doğumuna birkaç saat kala doğayla beraber uyandılar hayata… Kim bilir belki de bu zaman diliminde güzel gözlerin mahmurluğunda uyanış sevinçleri ruh sevişmelerin ince belli bir bardak zarafetiyle karışan soluklar da sessiz bir fırtına yarattılar. İşte tüm olumsuzluklardaki baskıya, zulme ve adaletsizliğe karşı direnen yaşam sevdalı ve sevgi özlemlidir. Ancak bahsettiğimiz sevgi yolda, sokaklarda, kafelerde, bulvarlarda, loş ışıklı barlarda ve otellerin tozlu odalarında alınıp verilen değil, bir yaşam sevdasına değer olan yalın, özgür sevda ve sevgidir. Selam olsun…

Sonsuzluğun içinde yeni bir güne ruh algılarının güzelliğine doğru, hayallerinde de olsa el ele tutuşup yürürlerken ikisi aynı tümceyle sarıldılar birbirlerine… Çünkü yaşadıkları onca gönül hak ihlallerinin bir bileşeni olan yasaklara, farklı bakışlara, değerlendirmelere, anlamamalara inat tekrar birbirlerinin düşüncelerinde ve gözlerinin noktalandığı yerde buluşarak fısıldaştılar…
Seni seviyorum.

Bedri Demirpençe.