- 1987 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
Bittiğim an -22-23-24-25-26 :)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ne kadar bahtsız biri olduğumu bilirsiniz. Bilgisayarımın çöktüğünü söylemiş miydim, sanırım bu ilk. Kısa bi ayrılık yaşamış olduk sizinle. Tüm dosyalarımı kurtarmayı başardım evet bu iyi haber. Peki ya kötü haber?
Şu bittiğim anlar evet…
ANILARIM -22-
Çapkın olmadığımı iç rahatlığıyla söyleyebilirim. Bu mertebeye erişebilmek için keza işi sonuçlandırmak gerekiyor. İşte tam bu noktada günahlarımdan arındığımı düşünmeye başlıyorum. İşte onlardan birisi;
Bakın ne zamandı bilmiyorum tarih veremem ama bir yaz günüydü. Üstteki uzun yazıyı dengelemek ve zamanınızı almamak adına çok hızlı geçiyorum, matematiği sevdirmek adına şöyle izah edeyim;
Verilenler :
Bir kız
Ben
Boş bir ev
İstenenler :
Kaderin bu talihsizliğine bir son vermek
Ne mi oldu, üstümde sadece bir şort kalmışken kapı çaldı. Kız kapıya yönelip delikten bakıp yanıma geldi ve ;
-ne yapacağız şimdi babam geldi, dedi
Gelir gelir, gelir tabi. Hiç şaşırmadım. Tşortum nerdeydi giyinip balkondan atlarım ben.
Tam o sıra kapının anahtar sesi gelmez mi. İçimin yağları eridi o an. Yapabileceğim en akıllıca hareket oda kapısının arkasına saklanmaktı. Dolap da vardı ama ya neyse :) Kapının arkasına geçtim. Babası kapıyı açtı içeri girdi. Odanın önünde durdu. Yatağın üstündeki tşortumu gördü. Bu ne kızım diyerek birkaç adım odanın içine girdi. Arkasını dönse beni kabak gibi görecek. Kız bahane konuşmalarına girerken tek fırsatım adam ona bakarken benim arkasından sessizce odadan çıkıp kendimi dışarı atmamdı. Öyle yapamadım. Nasıl mı?
Tam arkasından çıkışa geri geri giderken kız bana baktı. Babası da arkasını döndü kız bana bakınca.
Göz göze geldik mi babasıyla?
Geldik.
S.ctık mı?
S.ctık!
Konuşma aynen şöyle gelişti iki saniyelik bir duraksamadan sonra;
-laaağğğnn
-laağğn mı? Arkanda 6 çıplak adam var, kız üçe üç tek kale maç yapıyo, ve bana mı laağğn oldu şimdi?
Adam ağzı açık arkasına bi döndü. Ben odadan ışık hızıyla..
Kızla sonuç ne oldu peki?
Dünya ahiret bacım :) bükemediğin eli öpeceksin…
ANILARIM -23-
Herhangi bir erkek arkadaşım bize geldiğinde annemin kapı dinleme alışkanlığı vardır. (bknz.:diğer anılar) bir gün yine bir arkadaşım bize geldi. Babamın laptop bilgisayarı arızalanmıştı. Bende arkadaş anlıyor diye yatağın üstüne koyup tornavidayı çıkarıp bi bakmasını istedim. O ara içerden peçete ve kolonya alıp odaya girdim. İçini temizleme maksatlı. Bunu gören annem kapıda pusuya yatmış ve ;
-hmm, iyiymiş şunu bi çıkarsana
-çevirsene önce
-ooo, iki saat sürer yapmak
-sürsün olum ne var
-sizinkiler bi şey demesin
-ya ne dicek onlarda sevinir
-tamam takıyım mı
-tak tak
(vidayı göstererek)
-versene bi
(birini uzattım)
-olum bu buna girer mi
-amaaan sana bıraktım o zaman sen yap
-terledim ya
Annem odaya dalar;
-ah meeet
-bi şey mi var anne
-yok bi şey yavrum ben içeri gidip babana olayı yanlış anladığımı haber vereyim de beylik silahını yerine koysun
ANILARIM 24
Asosyal bir hayatım olmasına rağmen anılarıma hala devam edebilecek kadar tecrübe ile donattı kader beni. İşte onlardan biri daha.
Bir yaz günü, tanıdığım birinin kafesine gittim. O kadar yoğundu ki herkes ayakta okey oynuyordu. Yaşlı bir bayan müşteri yanından geçerken beni durdu;
-evladım sen garson musun?
-bunu ister miydiniz teyzecim
-nasıl
-yani değilim ama siz bana söyleyin ben iletirim garsonlara
-evladım kahve falı baktıracağım da bakan var mı bu kafede
(Ahmet yapma. Ahmet. Ahmet söyleme, Ahmet burası yeri değil)
-a ne tesadüf ben bakıyorum teyzecim bakarım ben
-çok sevinirim evladım
Masaya oturdum. Fincanı aldım. Sallamaya başladım.
-teyze senin gelinin bir aya doğum yapacak, yüzüğünü kaybetmişsin, ama bundan eşinin haberi hala yok, gizliyorsun. Bir oğlun var bekar, ayrı yaşıyor ama. Sen buna çok üzülüyosun.
Teyze hiç bişey söylemedi ben kalkarken tam kalktığım anda cebime bir şey soktu. Ve hızlı hızlı gitti. Cebime baktım o zamanın parası 5 TL. güldüm kendi kendime.
Eee?
Ee si bundan sonra başlıyor. Bir sonraki gün kafedeki arkadaşım aradı.
-ahmet yılmaz çabuk kafeye gel
-ne oldu bir şey mi var olay mı oldu
-çabuk gel
-abi kavgaya felan çağıracaksan hiç bana bel bağlama kim güçlüyse onun tarafına geçerim
-lan gel
Dıt dıt dıt dıııt
Gittim.
Kafede en az 10 nine beni bekliyor. Meğer dün ne dediysem doğru çıkmış. Beni bi sardılar fal bak diye. Ya dedim dün ben salladım tutmuş. Hepsi bu. Yok illa ki bakacaksın. Peki dedim sorun değil. Aldım fincanı, (ayrıntı vererek sallıyorum ki anlasınlar salladığımı ve peşimi bıraksınlar)
-ablacım açık net söylüyorum zamanım yok, senin kızın düşük yapmış, bu hafta beyaz renkte kartal bir araba alacaksınız. Daha önce de eşine bağlama büyüsü yapmışsın, zaten işe yaramamış boz onu uğraşma adamla. Size iyi günler.
Bi sonraki gün. kapı çaldı, açtım. Abartısız söylüyorum kafadan 80 insan. Nası bi sallama potansiyelim varsa firesiz hepsi tutmuş. Herkes tanıdıklarına bu olayı anlatmış. Kapıda kuyruk. Muğladan gelen mi ararsın, ıspartadan özürlü çocuğunu getiren mi ararsın. Bi de isim takmışlar fincancı baba diye.
Kapıya çıkıyorum millet elime ayağıma sarılıyor fincancı baba derman diye.
Nasıl tuttu o kadar şey hala anlamadım. Yakın çevrem ikiye bölünmüş durumda.
Kalbi temiz diyenler
Aptala mağlum olur diyenler
Tesadüfün nerelere varacağını göstermek için paylaştım bu anıyı. (şaka değil)
ANILARIM 25
Ömrümde hiç gülmedim diye bir söz var. Ne kadar yalan bir sözdür değil mi?
Haa diiiii yapmayın lisede ön yargılı olmamak konusunda eğitim almadınız mı ha? Gülmedim. Gülemedim. Buyurun 36553194’üncü çapkınlık demesi ve 36553194’üncü o çaresiz bakışlar..
Yani ne yapmalıyım evlilik öncesi sevgililiğe rest çekmek mi gerekir. Can bu, çekiyo. İşte bu psikolojideki bir gün. Program çıkışı bir bayan yolumu kesti.
-merhaba Ahmet
-aha, kadın kadın kadın kadın
-ahmet?
-ha yok bi şey buyurun ne vardı
-ben Gülgün, bu akşamımı sana ayırdım saat problemim yok, istersen uzun süreli bir birlikteliğe başlayabiliriz
-eee, bilmem ki, ikna oldum atla arabaya
Arabaya bindik. Arabayı çalıştırdım. 1. vitese aldım. Gaza ayağımı getirdiğim sırada kadın bana sarıldı. Ya dedim güzelim sabret iki dakika, kafamı kaldırdım arabanın tam önünde elinde bıçak ile bir adam. Tabi o an sahne dondu. Yani adam hareket ediyor, kadın bana sarılmış titriyor ama bende çıt yok. Adamın bağırması ile kendime geldim
-kimsin lağğn sen karımın yanındaaa!
Kimsin lan sen karımın yanında.. bu ne demek. Bu bayan benim karım demek elbette. Durumu toparlamada ihtisasım olduğundan kafamı camdan çıkarıp çok normal bir ses tonuyla, ama o heyecanın verdiği akıl almaz bir gafla;
-ne bağırıyon kardeşim dayısının kızıyım ben
(ne ba-ğı-rı-yon kar-de-şim, DA-YI-SI-NIN KIZIYIM BEN.. Dayısının kızı mı? Korkunun böylesi :)
Adam tüm sinirini unutup yanıma geldi,
-dayısının kı kızı mı? Dedi ve yanımdaki bayana baktı. Ve ömrümü çürüten şu konuşma geçti;
Adam : a pardon ya benzetmişim bu benim karım değil
Bayan : ya sen dayımın kızı mısın manyak herif
Ben : ya adam karım dedi ağzımdan öyle çıktı bi an
Bayan : ne karısı canım travestiyim ben
Sonrasını hatırlamıyorum. Bayılmışım..
:)
ANILARIM 26
Size de oluyor mu bilmiyorum bu çapkınlıklarda şansım hiç tutmuyor. Diğer anıları okumuş kişiler ne derece haklı olduğumu bilirler. Büyük ihtimalle bana acıyan gözlerle bakıyorlar. Bunca talihsiz anıdan sonra intihar etmeli miyim sizce? Aslında evet. Ama o kadar talihsizim ki, şimdi intihar etsem kesin ölmem sakat kalırım. Beni hayatta tutan yegane düşüncedir bu. Ama bu anıdan sonra tekrar bu düşünceyi gözden geçireceğim.
Bir bayanı arabayla bulunduğu yerden alacağım. Ordan bir yemek yiyeceğiz. Romantik bir buluşma olmasına katkı için bir sürpriz yaptım. Kız geldi kapıyı açtı, tam oturacakken koltuğun üstündeki bir buket kırmızı gülü gördü. Sevindi. Çiçek buketini aldı, o da ne? Bir kutu çikolata. Daha da mutlu oldu. Çikolatayı aldı. Aaa.. my love müzik albümü. Duygusallığı zorluyordu kalbi. Albümü aldı. O da ne? Bir küçük kutu. Kesin yüzüktü. Kutuyuda aldı ve arabaya bindi. Bana sarıldı. Kutuyu açtı. Baktı. Baktı. Baktı… Sonra bir tokat atıp beni terk etti.
Aaaa :(( neden ama Ahmet?
Anlamıyorum, bu kadınları anlamıyorum. Ona, onunla geçici düşünmediğimi, ciddi olduğumu ve evlenmek istediğimi anlatmaya çalışmıştım sadece bu armağan ile. Hey, bu kadar uzun ve duygusal bir mesajı tek bir hediye ile nasıl anlatabilir ki insan?
Eee, sen ne aldın ki, kutudan ne çıktı?
Ya şey, ucu delik bir prezervatif..
Neeee, ne var ciddi düşündüğümü göstermek için parfüm mü alsaydım ha. Lanet olsun kimse benimle evlenmiyor
:)
YORUMLAR
selam çok komikti bayağı güldüm
fakat can alıcı komik yerler devamlı cinsel içerikli ve türk ahlak kavramlarının kırmızı çizggilerinde dolaşmakta yoksa bu kadar güldürmek olamazdı diye düşünüyorum
tanınmış komedi tiyatrocularının komikliklerini kaybetmeye başladığı yerde ahlak prensiplerini konu ederek oynayıp
komikliklerinin doz ayarını yükseklerde tutmayı belli bir müddet başarabilmişlerdir zaman sonra
bunun da kaybolduğu görülüp yok olmuş ve hatta ilerleyen zamanlarda da unutulmaya yüz tutmuşlardır..
ve bu bizi bozmak isteyen dış güçlerin en büyük silahıdır bilinç altı bizimle oynarlar..
dolayısı ile başkasının kendisi için değerli addettiği bir şeyle diğeri dalgasını geçmesi ve hatta onu aşağı görmesi sözkonusudur burda bir hırlığın çıkması pekte zor değildir .... bu zihniyet zamanda devamlı unutulmuş ve
hiç bir değerde duramamıştır..yok olmuştur
necip fazılın dediği gibi
düşmanım benim değerlerimle oyna benimle dalganı geç ki bendeniz o değerlerimin değerini anlayayım
buna benzer demiştir tam gidip bakmam gerek o kadar da gale almak gerekmez..
adam sormuş efendim sinek yenirmi caizmidir . mide senin inanç senin afiyet olsun efendim tabiiki yiyebilirsin
saygılar hürmetlerimle yazınızı kutluyor afiyetler diliyor, devamını bekliyoruz çok hoştu.....
yok,sul tarafından 9/27/2011 10:15:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hiç kimse ama hiç kimse yayınlanan bir yazıyı beğenmek zorunda değildir! Beğenmediğini dile getirmek nasıl herkesin hakkı ise, beğenmediğini de dile getirmek herkesin hakkıdır. Yalnız alaycı bir şekilde değil!
Aziz Nesin'in dediği gibi “Mizah, çok ciddi bir iştir.”
Okuduğumuz her yazı;
Görüşlerimize aykırı gelebilir.
Ahlak sınırlarımız dışına çıkabilir.
Eklenen yazıyı çok aykırıda bulabilir.
Ama yalnız bu kimsenin düşüncelerine gem vurulabilir ve aşağılanabilir anlamına gelmez.
Buna da izin verilmez.
Şiir ve yazılarda güne gelen yazıların seçimleri seçici kurula aittir. Seçici kurulu şiirin veya yazının altına eleştirmek yerine yazıyı neden beğenmediğinizi belirtmeniz hem bilginizin hem de okuyucuların niyetleri ile örtüşebilir. Yalnız yazarın yazma şevkini kırmaya neden olacak her türlü teşebbüs kimsenin hakkı değildir. Bizlerin niyeti üzüm yemek olmalıdır. Bağcıyı dövmek değildir! Hem bu sayede daha ciddiye alınırız.
-----------------------------------------------------------------
Türkiye'de Elif Şafak;
ilk romanı pinhan ile 1998 mevlana büyük ödülünü kazanan şehrin aynaları ,mahrem'in yazarı olmuştur.
Aynı zamanda;
Baba ve piç kitabı ile de davalık olmuş ve beraat etmiştir.
(Kaynak:http://www.elifsafak.us/haberler.asp?islem=haber&id=32)
-----------------------------------------------------------------
Edebiyat'ın özgürlüğünü her zaman her yerde savunacağız. Ve özgürlüğü yaptığımız hatalardan dolayı aldığımız uyarılarla doğru orantılı görerek özgürlüğümüz kısıtlanıyor diye bağıracağız. Ama gel gelelim insanların yazma hakkına gelince yok kardeşim. Yazının şurasında şöyle bir ifade geçiyor. Bu bize ters diyeceğiz.
Okuduğumuz yazıyı kimimiz beğenirken, kimimizin beğenmemesi olması gerekendir.
Kimimiz Cem Yılmaz'ın G.o.r.a filmine gülerek çıkarken ve bu adamın kıvrak zekasına hayranken. Kimimiz ise filmde geçen argo ifadelerden dolayı filmi eleştirmişizdir. Ama bu o filmin film olmadığı anlamına gelmez.
--------------------------------------
Bedri Tokul'un yapmış olduğu;
"Bu site site olalı böyle bir ŞAHASER görmemişti...
Vay beeee...
Ne yazıydı ama...
Helal olsun seçenlere ...."
diye bir yorum kabul edilemez.
Ve bu yüzden ; Bedri Tokul'un üyelik onayı 3 gün alınmıştır.
Ve ayrıca yorumlara bakılırsa sizin beğenmemiş olduğunuz bir yazıyı bir çok üye beğenmiştir.
Not: Eleştirilerde neden eleştirdiğinizi, varsa edebi anlamda hataları vs vs paylaşılması hem edebiyatın gelişimine hemde yazarın daha iyi yol katetmesine neden olacaktır.
Sonuç olarak yöneticiler dahil hiç kimse bir yazarın yazma şevkinin kırılmasına sebep olamaz. Aşağılayamaz!
Ve yine ayrıca; mizah bölümünü ciddiye aldığımızı göstermek için sitemizde üst menülerde Mizahlar diye ekstra menü eklenmiştir!
Ve yine konu ile ilgili bu tür yorumlarda eskiden olduğu gibi daha katı kurallar izleyeceğiz. Bu site bir okul. Eleştirileri eleştiri düzeyinde yaptığımız ve paylaşımlarımızı kurallarımıza uygun yaptığımız sürece bu site herkese açıktır.
Yok falanca yazar neden çok güne geliyor. Yok falanca yazar neden az güne geliyor vs vs gibi söylemlerle zamanınızı harcamak yerine. Edebi çalışmalarımıza nasıl bir katkı sağlarız. Ne gibi çalışmalar bize fayda sağlar. Site de yeni gelen üyelere nasıl bir destek sağlanır bunun peşinden gidelim. Zira bu tür söylemlere yönetimin kulağı tıkalıdır. Site kurulu üye yeni olmadığı sürece sadece ve sadece eklenen içereğe bakmaktadır. Bunun dışında herşey ütopyadır.
ANSIZIN tarafından 8/22/2011 1:33:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Site kurtuluş Örgütü gibi bir kaç üyemiz güne gelen yazının altında alaycı bir yaklaşımla site seçki kurulunu hedef aldıklarını görüyoruz.
Dün yapılan seçkilerden farklı kıstaslarla yapılmadı bugünkü seçkilerimiz. İşin komik yanı bu örgütün elemanları site selameti için çalıştığını söyleyen kimseler. Kendilerini kınıyorum. Düşmanca tavırları için tebrik edecek değiliz elbette. Üyeler yazılarını eklerler eklenen çalışmalara ciddi donanımınızla eleştirilerinizi bırakırsınız bunun dışında alaycı bir imada bulunmak haddinizi aşmanızdan başka bir anlama gelmez.
Bu nevi yorumlarınızla ilgili Sitemiz kurucusu sayın Habib Dağ bilgi sahibidir. Gereken tarafından yapılacaktır.
lacivertiğnedenlik
asran
Muhattabınız ben değilim artık, durumla ilgili kimseleri önce vicdanlarına ardından ilgili mercilere havale ettim. Siz vicdanen samimiyet buluyorsanız kendinizde bu mesajı üstünüze alınmamanız gerekirdi. Muhatapları elbet alması gerekeni alacaktır.
Muamele gösterdiğiniz şekilde muamele görünüz.
lacivertiğnedenlik
djahmetyılmaz
Dozunda bir mizah çalışması benim adıma. Sitede farklı alanlarda çalışmalara aynı derecede önem verilmesi takdir edilesi bir durum. Bir kaç olumsuz yorum gördüm, eleştiri diyemiyorum zira eleştiri olabilmeleri için ciddi bir bilgi paylaşılması gerekir ama elbette bunun içinde donanım şart. Bir cümle özellikle dikkatimi çekti, yanlış anlamıyorsam sitem saklanmış sondaki ünlemden öyle anlıyorum. "hele güne gelecek kadar seçkin bulmak" demiş, aynı ismin güne gelen yazılarını gördüğümden eminim. O çalışmalar seçilebilmişken böyle özgün bir eser haydi haydi seçilmeliydi. :)))
djahmetyılmaz
işte beklediğim an buydu.artık yazılarınızı başkalarının da okuduğunu düşününce kendi kendime "ne haber, önceleri bu yazıları ben okuyordum" havasını atabilirim.emeğinize sağlık.eminim ki yazılarınız çok daha güzel yerlerde derece alacaktır.çok hoştu...
djahmetyılmaz
öncelikle güne gelen yazınızı kutlarım güzel eğlenceliydi ,
yazınızı okuduktan sonra aklıma ilk gelen dizüstü edebiyat serisinden PUCCA GÜNLÜK kitabı geldi aklıma
yani size pucca ' nın erkek versiyonu demeliyiz sanki nasılmı vardım bu kanıya işte puccadan bir anı :))
PuCCa Günlük -Alıntı
"Lisede bir çocuk vardı mesela,sümüklerimi görünce kaçmıştı benden p..t.Lise 1. sınıfa yeni geçmişim,nasıl havalı hissediyorum kendimi ama nasıl.Lise demek zaten o dönem , tamam sen olmuşsun demekti.Lise sonlarda bi tane çocuk vardı.Namı almış yürümüştü oğlanın.Ben daha görmemiştim ama aşıktım.Bir efsaneler vardı hakkında offf off.Maça gitmiş işte şöyle yapmış,15 gün nezarethanede kalmış,bilmem ne basket takımı bunu almak istemiş vs de vs.
Lise 2ler , lise sonlar çömezlere bakmak için sınıfın önüne gelirlerdi.Sonra bu da bir iki kere geldi.Orada gösterdiler çocuğu bana.Bebek gibi yüzü vardı oğlanın.Ben bildiğin aşık oldum.Ama ne aşk bende ki,ne aşk.Onunla nasıl konuşacağım hayalini falan kuruyordum.Ne hayaller ne hayalleeer....
Öyle böyle derken baktım olacak gibi değil.Girdim sınıflarına.En arka sırada oturuyordu bu,Sinirli bir şekilde masasına gittim.Koydum ellerimi belime.Eski sevgililerine söyle beni tehdir edip durmasınlar,yeter beee,dedim çektim gittim.Bu arkamdan geldi,-Kim seni tehdit ediyor ? falan derken kurdum çocukla muhabbeti.Kimsenin beni tehdit ettiği falan yok tabi.Evi aramışlar kızla babama söylemişler güya seninle birlikteymişiz diye attım tuttum öyle.Ortalık bir karıştı ama artık konuşmaya başladık.Bir gün ben nasıl hastayım ama ölüyorum bildiğin.Sırf bu oğlan için gidiyorum okula.Beden dersindeyiz.Hastayım diye girmedim çalışmalara.Yanımda salak bi kız var.Banklarda oturuyoruz.Baktım bu çocuk geliyor hemen yanımdakini postaladım.Geldi oturdu.İşte başladı klasik konuşmalara.Sevgilin var mı ? bir adaya gitsen alacağın 3 şey ? Hangi sanatçıları seviyorsun falan filan.Sonrada ben senden hoşlanıyorum dedi.O konuya böyle girince bende kıkırdamaya başladım.Ama allah benim belamı versin kıkırdarken burnumdan bir baloncuk çıktı yemin ederim ben gördüm balonu.Bir çektim içime bütün hepsini yuttum.Sonra birden gözgöze geldik.Suratındaki o iğrendiğini belli eden hali,ağzını buruşturması,şaşkın gözleri,kusacak gibi bakışları hepsi mıh gibi aklımda yemin ederim.Öleyim dedim öleyim na burda,yer yarılsın içine gireyim Allah'ım al canımı öldür beni ya da o ölsün.Unutsun bunu rüya olsun bu,kabus.Nasıl kötüyüm ağlayacağım.Bu kalktı derse yetişmem lazım dedi ve gitti.Ben orda yalnızlığım,baloncuklu sümüğüm,rezilliğim,ergenliğim ve kırık kalbimle kaldım.Sonra herkese işte geldi konuşmaya , sümüğü aktı gerizakalının,pislik ya istemedim,ay onla sevgili olurmuyum ben falan dedim ama yiyen yedi yemeyen için yapacak hiçbir şeyim yoktu.
Nacizhane fikrimdi benim bu benzetme.Tekrar kutlarım yazınızı,saygılar
Kemnur
tüm yorumların altına imza koyuyorum...TEBRİKLER KARDEŞİM.SEVGİ VE SAYGIYLA
EK: DJAHMET YILMAZ'IN MİZAHI, YAYGIN UYGULANAN BİR MİZAH TÜRÜDÜR. BEĞENMEYENLER OLABİLİR, AMA BEĞENENLERİN SAYISI ONLARLA KIYASLANAMAYACAK KADAR ÇOKTUR...
DJAHMETİN ÇALAKALEM YAZI YAZMASINI ELEŞTİRENLER HAKLI OLABİLİR, AMA BU ONU İYİ YAZIYA YÖNLENDİRMEMEK İÇİN BİR NEDEN OLAMAZ.
BUGÜNKÜ SEÇKİ İÇİN SEÇKİ KURULUNUN HAKLI OLARAK, TEŞVİK EDİLMESİ GEREKEN BİR YAZARI SEÇTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM. SEÇKİ KURULUNA NAZİRE YAPANLARIN DA DJAHMETYILMAZ GİBİ HEVESLİ ARKADAŞLARIN TEŞVİK EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ KABUL ETMELERİNİ ARZU EDERDİM... YOKSA HİÇ BİRİMİZ PROFESYONEL YAZARLAR DEĞİLİZ KEYFİNİ ÇIKARTALIM ŞU İŞİN, NE OLUR...HERKESE SAYGI...
kemnur tarafından 8/19/2011 11:40:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
:))) ıyıki güne geldi yoksa okuyamazdım şansız ahmet diyeceğim ama onlarda olmasa hayat geçer mi :) bol mizahlı şans sana :) saygılarımla kutlarım çok güzeldi..
djahmetyılmaz
djahmetyılmaz
meselci
daha da mutlu oldum...
ilklerin tümcesi olmayı seviyorum:)
djahmetyılmaz
meselci
PARADA pulda gözüm yok.
benim gönlüm baya zengin hem.
kalsın derim adamım:=)
Bu site site olalı böyle bir ŞAHASER görmemişti...
Vay beeee...
Ne yazıydı ama...
Helal olsun seçenlere ....
djahmetyılmaz
djahmetyılmaz
lacivertiğnedenlik
Tebessümü geçtim, gülerek okuyorum anılarınızı...
Aslında adı çapkınlık anılarım olmalı sanki...
Neyse ne, bence bu anılardan daha çok var sizde..
Hepsi gelsin sırayla,
:))