Yüreğinize sağlık Toynak kardeşim önemli bir konuya değinmişsiniz,Biz et tırnak gibiyiz Türküyle,kürdüyle lazıyla çerkeziyle ayrılmaz bir bütünüz, ancak bizi bölmek bizim gelişmemizi Ülkemizin ekonomik olarak dünyadaki ekonomilerin baş oyuncusu olmasını istemeyen diş güçler ve ülkemzideki uzantıları terörün bitmesini istemiyor çünkü bir yerlerden namalanıyorlar SON ON YILDIR güneydoğuya yapılan yatırımlara bir göz attığınızda gözleriniz kamaşır ama yine terör artıyor bunların niyetleri başka,uzatılan zeytin dalını kırdılar kana boyadılar,Bu güçlü ülkemiz tek vucut olduğunda Askeriyle polisiyle vatandaşıyla terör den söz edilemez,çünkü biryerlerden destek alamaz yanlız kalır.Birlik beraberliğimizden taviz vermeden islam kardeşliğini ön plana çıkararak her şeyin üstesinden İnşaALLAH geleceğiz.Ülkemizi güzel günler beklemekterir.birileri ismezsede selam ve dua ile kutluyorum sizi ve değerli yazınızı...

Sayın Öztürk;bilimsel verilerden hareketle jules verne'nin yazdığı kurgu bilim romanlardaki hususlar 100 yıl gibi bir süreç içinde gerçekleşmiştir.Günümüzde yazılan kurgubilim romanlar ve filmlerde de şunları gözlüyoruz.Bir gücü eline geçirmiş kötü niyetli birisi çevresindeki insanlara zulüm ediyor:Onları köleleştirmeye çalışıyor.Bunun yanında yine üstün güçlere sahip şövalye kılıklı bazı kişilerde bunlara karşı savaş veriyor.Sonuçta da mücadeleyi hep bunların kazandıklarını görüyoruz.Yani terörizm günümüzün sorunu olduğu kadar geleceğin de sorunudur.Bu bakımdan terörizmin hiç bitmeyeceği anlaşılmaktadır.O zaman daha büyük boyutlarda karşılaşabileceğimiz terörizme karşı önlemler almak,etkisini azaltabilecek ciddi çalışmalar yapmak zorundayız.Bu çalışmaların sürekliliğini sağlamak mecburiyetimiz var.En önemlisi yöneticilerin terörizm karşısında kararlı tutumları,ve mücadelenin uzman profesyonellerce yapılmasıdır.

Türk,Kürt binlerce yıl içiçe yaşamış, aynı kader birliğini paylaşmışız.Ne garip bir birliktelik ki aynı harflerle de yazılıyoruz.

Bazıları Türkiye'nin bir mozaik olduğunu ifade ediyor.Bazıları da bu söze karşı çıkıyorlar.Ülkemiz tarihi mozayik eserlerle dolu. Onların iyi korunanları hala canlı gibi.Güzelliklerinden hiçbir şey kaybetmemişler.Ben çeşitli taşlardan yapılan ve günümüze kadar sağlam kalan bu mozayıkları çok seviyorum.Ancak bunların arasında kaşı gözü,orası,burası oyulmuş, kırılmış mozayıklar da var.İşte ben buna üzülüyorum.Mozayık da olsa benim güçlü görünümüme kimsenin zarar vermemesini istiyorum.Bunun mücadelesini hep birlikte vermek zorundayız.

Türk milleti tarih boyunca hep başka etnik guruplarla içiçe yaşamıştır.Granit gibi sağlam görüntüler vermiştir.Ancak genelde,kuars,feldspat ve mika minarellerinden oluşan granit bile çeşitli etkenlerle dağılıp bir yerlere taşınırlar.Buralarda yine bir araya gelen bu minareller çeşitli etkenlerle başkalaşarak yine granit gibi sağlam grovaka dönüşürler.İşte Türk milleti aşağı yukarı aynı unsurlarla güçlü devletler kurabilmişlerdir.Dünya artık çok değişti Türkiye'den başka gidecek vatanımız yok.Her türlü etkiye karşı durarak güçlü yapımızı muhafaza etmek mecburiyetindeyiz.Bir bütünün parçaları olmamıza rağmen birlikte güçlü ve mükemmeliz.

Çok önemli konulara değinmişsin.Sanayi devrimini tamamlamış ülkeler,yüz yıllardır enerji kaynakları,ham madde,ucuz işgücü ve pazar peşindeler. Ülkemiz bu saydıklarımın en stratejik yerinde bulunmaktadır.Bu bakımdan neredeyse 200 senedir emperyalist ülkeler ülkemizden ellerini çekmemektedirler.Her türlü ortamdan istifade etmektedirler.Çok değişik görüşlü insanlardan oluşan Edebiyat Defterine de sızmak isteyecekleri hususunda seninle aynı düşüncedeyim.Benim de çok sağlıklı bir şekilde yönetildiğini gördüğüm bu güçlü yapının içine sızmaların olmaması için yöneticilerin yanında tüm camianın da uyanık olması gerektiği kanaatindeyim.Bu vesileyle tüm Edebiyat Defteri arkadaşlarıma saygı,selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Biz, İnternasyonal Marşı söylerken başkaları milyetçilik şuuru aşılıyordu çocuklarına. Biz, milliyetçiyim diyenlere faşist damgası vururken birileri milliyetçiyim diyenleri alkışlıyor, kahraman ilan ediyordu. Bizim öğretmenlerimizden bazıları 'doğuda haklarını(?) elde etmek için savaşan ve ölenlere saygı duruşunda bulunup, Lenin'in, Mao'nun, Enver Hoca'nın propagandasını yaparken, Henüz 10-12 yaşındaki Kürt çocukları şehit olan Mehmetciklerimizin haberini duyunca ağzı kulaklarına varıp, alkış tutuyordu.

Almanya'da 7-12 yaş arası çocukların futbol karşılaşmaları vardı.
Bir sonra sahaya maç yapmak için çıkacak olan iki çocuk, ısınmak için koşarken önüme geldiklerinde durdurdum.
Yabancı olup-olmadıklarını sordum.
Bir tanesi sesine vurgu da vererek:
"- Ben Kürt'üm!" dedi.
Gözlerimi diğerine çevirdiğimde duyulur-duyulmaz bir sesle:
"- Ben Türk'üm," diyebildi.

Doğu ve Güney Doğu'ya yatırım yapılmadığı, orada yaşayan insanların horlandığı, 2. sınıf vatandaş olarak görüldüğü üzerine az nutuklar vermedik değerli arkadaşım. Amaç, devrimi(nasıl devrimse) gerçekleştirebilmek içindi. O zaman birilerini piyon olarak kullanan ve ellerine orak-çekiçli bayraklar verip Taksim Meydanı'nda toplayan bir güç vardı. Şimdi de birilerinin ellerine yeşil-sarı-kırmızı paçavra vererek, sözde olmayan haklarını(hangi haklardan mahrumsalar, anlamak mümkün değil) elde edebilmeleri için huzurlu ülkemizi bu duruma getiren başka güçler var. İstiyorlar ki Arap Baharı Türkiye'yi de sarsın.

Evini idare etmekten aciz bazıları savaş çığlıkları atıyor. İç savaşın ne demek olduğunu bilmeyen böyleleri, terör esen bir yörede acaba iki saat yaşasalar bu çığlıkları atabilirler mi?

İtidal, itidal, itidal.
Allahtan MHP'nin başında macerası bir lider yok.

Önemli bir konuyu burada gündeme getirdiğiniz için sizi kutluyorum.

Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.

Yazın çok doğru.

Her cümlene katılmakla beraber vatandaş olarak da bilgilenmekle vazifeliyiz. Koyun gibi güdülen olmamalıyız. Kendi fikirlerimiz olmalı. Milliyetçi, hümanist ve aydınlık fikirler olmalı. Ve asla ırkçı akımlara kapılmamalıyız. Irkçılıkla mücadele etmeliyiz.
Herkes bütünleşmeye çabalarken kendi kendimizi bölüp lokma haline getirmemeliyiz.

Kendimizi lokma haline getirirsek kurda kuşa yem oluruz.

10 numara bir yazıydı. Kutlarım.
Sevgi ve selamlar.

Engin Tatlıtürk tarafından 8/18/2011 12:39:21 PM zamanında düzenlenmiştir.

Beni farklı gör, bana farklı bak diyor yapılan hareketler.Kürt aydınları kürt yazarları tek yazı tek kınama olmadığı sürece annalar daha çok ağlar.Bataklık kurumasın diye şehit kanlarıyla suladıkları sürece..

Değerli Toynak, bu anlamda görüşlerimi; "Açılım" namıyla onüç bölüm halinde bu sitede de belirttiğimden fazla bişey söylemeyeceğim. Tek üzüldüğüm lanet tahminlerimizn gerçekleşiyor olması. Çok üzgünüm...

Selam,saygı...

Bu sitedeki mozaik aslında Ülkemizin mozaği olmalı örnek teşkil etmeli ...

Birleştiren huzuru üfleyen bir rüzgâr görevi olan yazın için teşekkürler...

Kimsenin sesinin çıkmaması da birlik ve beraberlik istenilmesindendir ,yoksa bu sitede ne şiirler patlardı .
Başta ben çok yazılacak gerçekleri şiirleştirirdim ama ya sabır ,sabret diyorum. saygılar.

Zor günlerden geçiyoruz kesinlikle doğru. Yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. Teşekkürler paylaşımınız için. Saygılarımla.

.

Davidoff tarafından 8/19/2011 11:16:29 PM zamanında düzenlenmiştir.

Çok doğru söylemler bunlar değerli arkadaşım. Dilerim, bu mozaik yara almaz, ortasından çatlamaz. Bir an önce akan kanın durmasını, masum vatandaşlarımızın ve askerimizin yok yere ölmesini istemiyorum. Kimse istemiyor.

Dilerim, sağ duyu hakim olur.

saygılar.

haklısın can....söylenecek her şeyi söylemişsin....kalemin daim olsun saygılar gardaş

Kısmen karşı çıktığım noktalar olsa da güzel bir yazıydı...

İtiraf etmeliyim ki 5 yıl öncesine kadar kürtçe müzik dinleyen ve hatta onlardan bazılarını söyleyebilen biriydim. Bugün ise ''kürt'' lafını duyunca tüylerim diken diken oluyor... 30 yıl az buz değil 30 yıl... Nasıl bir tahrikmiş ki bu? Çok uluslu bir oyun ancak oyuna en başta kürtlerin gelmemesi lazım gelirdi.

Bugün facebook'ta ''atabook'' diye bir grup kurmuşlar, atatürk'ten başlayıp bütün türklere ve bugün düşen şehitlerimize olmayacak yakıştırmalar yapıyor, laflar atıyorlar... buraya yazamam, insanlığımdan utanırım!

zaman susma zamanı değildir, elbette şiddet zamanı da değildir. ama artık bir şeyleri görme, anlama, algılama zamanıdır. askerler birer birer cezaevine tıkılırken kandil'den gelen terörsitleri gözlerimizin içine baka baka salıvermediler mi? bugün gelinen noktada adamlar federasyondan bahsediyor, meclis seçimi yapmaya başladılar, arabaları durduruo yol kontrolü yapıyorlar; başkomutan benim diyen zattan çıt yok; askere sen benim memurum diyen zattan çıt yok!

anneniz muhteremin ellerinden öperim, biz insanı insan olduğu için severiz ancak insanlığından çıkanı alaşağı etmesini de biliriz...

"Eğer şairiz diyorsak var olan sevgide birlik ve beraberlikte buluşmalıyız... "

Ne kadar doğru bir söylem.Yunusun gönlü Mevlananın kalbi atıyor bu düşüncede.Hayırlı Ramazanlar.Teşekkürler.

Tüm içtenliğimle; Peki diyorum. Aynı içtenliğimle de; Söz veremiyorum.

Saygım, sonusuz. Her zaman.

evet tek istenen huzur dolu bir millet olmak tır ve güzelliklerde yaşamak
ama nerde
güzel anlatımdı saygılarımla

Duyarlı bir bakış açısı ama sonuna kadar dürüstçe. Tebrik ve takdir ederim sizi. Okumak ayrıca iyi geliyor insana böyle zamanlarda. Tebrikler

Sen bildiğini yazmışsın Toynak gardaş...

Ve de çok doğru yazmışsın...

Helal olsun sana...