Reankarne Bir Düş...
Şimdi dudaklarını yazıyorum tenime...
Söylüyorum en içli şarkıları kendimce. Küçük telaffuz hatalarım var tabiki, hayat oyunların da yaptığım gibi...
Mesela;
"Perde kapanmadan selam vermem gibi, sonra seyirciler alkışlamadan sırıtık bir bakış atıp, haylazca tebessüm edişim gibi..."
Dilimde tutamadığım cümleler vardı, biriktirirdim onları ceplerimde... Sonra ki zamanlarda bir volkan gibi fışkırırdı içimden biriktirdiklerim... Önce yüreğime, oradan ellerime dökülüverirdi, sağ parmağımda ki parıldayan şey eşliğinde...
Evet, evet o bir yüzüktü... Sana söz vermiştim hani, hiç bırakmayacaktım ya seni...
O sözü tutuyorum şimdiler de...
Dilim sus olmuş, dudaklarım sana mühürlü...
Hayatın neresinden tutsam, hep bir geç kalınmışlık geliyordu elime... Sol yanım daha bir ağrıyordu o günlerde...
Hançerlerle bölünüyordu kulakçıklarım, lime lime ediliyordu karıncıklarım... Üzerine sos olup akıveriyordu damarlarıma doğru kırmızım...
...
Meydanlarda dolaşıyordum, dolaşırken rast geliyordum birkaç sokak oyuncusuna... Kulak misafiri oluyordum sonralarda...
İçime işliyordu kelimeler, denizler de boğulmuyordum... Boğulmalar da deniz oluyordum kendi kendime... Ve kendi denizimi boğuyordum ellerimle...
Sesinde ihanet yakalıyordum...
Sürüyordum göğsüme...
Kaldırmıyordu ne harfler, ne heceler...
Eğiliyordu,
Eziliyordu,
Eriyordu,
Büküle büküle...
Sonra yeniden,
Sen başlıyordun içimde, yine yeniden sence...
Doğuyordun, yaşıyordun, umut oluyordun bence...
"Bir reankarne düş görüyordum, uykuya yakın ölümlerde..."
...
Birkan SUCAKLI
10/12/2007 - 02:33