- 755 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DOMATES TARLASINDAN FAKÜLTEYE
Gül, garibanlığın kol gezdiği perişanlığın eksik olmadığı bir kasabada okuma hevesiyle yanıp tutuşan gencecik pırıl pırıl bir genç kızdı.Gül, ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için ilköğretimden sonra okuyamadı.Bu çocuk yaşında ailesine maddi anlamda birazda olsa destek olmak için domates tarlasında domates toplamaya gidiyordu.Tarladan gelir gelmez, yorulduğu halde mutfakta annesine yardım ediyor, evde kaldığı zamanlarda okul bahçesinde koşturan öğrencileri seyre dalar giderdi.Gül, yaşına rağmen güzel ve gösterişli olduğu için gençler etrafından ayrılmıyorlardı.Bu durumu gören tarla sahibi, Gül’ü işten çıkardı.Gül, diğer gün başka bir tarlaya domates toplamak için gitti.Çocuklukla genç kızlık arasındaki bir dönemde olduğu için domates toplarken güle oynaya domates topluyordu.Bazıları onu şımarık bulurlardı.Bazıları, “o daha çocuk bırakın keyfince çalışsın” diyordu.Yeni tarla sahibinin oğlu, Gül’ü gözüne kestirmişti.Güle, “ben sana aşık oldum, sen boş ver domates toplamayı gel bize gidelim.” Dediğinde yüzü kızarak çocuğun yanında uzaklaştı.Gül, akşam eve geldiğinde utana sıkıla durumu annesine anlattı.Annesi, ihtiyacımız olmasa seni göndermem; fakat görüyorsun ki çok perişan, zavallı bir durumdayız.Yarında git seni rahatsız ederse bir daha gitmezsin.Gül, tamam anneciğim dedikten sonra iki odalı evlerinde kaldığı odaya geçti.Sabah biraz isteksiz, biraz ürkek bir şekilde domates toplamaya gitti.Gülün arkadaşları, hasta mısın? yüzün sararmış dediler.Gül, biraz başım ağrıyor o kadar arkadaşları aldırma geçer dedikten sonra işlerine koyuldular.Tarla sahibinin oğlu, sabah saat sekizden beri Gülün yolunu bekliyordu.Çocuk nede olsa zenginiz bir teklifte bu iş biter.Ondan sonra seversem, aşık olursam evlenirim yoksa da biraz onunla oyalanırım bu düşünceleri kafasından geçirdikten sonra Gülün yanına gidip kolay gelsin Gül Hanım size domates toplamak yakışmıyor.Diğer kızların gülüştüğünü gören genç aslına bakarsanız size de yakışmıyor gelmek isteyen varsa bizim evde dinlenebiliriz.Gencin haddini aşan tavrını gören kızlar gülmelerini kesiverdi.Kızların yanında uzaklaşırken Güle Gül bir gün avucuma düşeceksin o günü sabırsızlıkla bekliyorum.Gül, akşamı zor etti.Annesine tekrar olup bitenleri anlattı.Ağlayarak anneciğim gariban olabiliriz; fakat kişilerin bu garibanlığımızdan faydalanıp art niyet taşımaması gerekmez mi? Zengin diye bana veya diğer kızlara sahip olmayı istemesi terbiyesizlik, ahlaksızlık değil midir? Anneciğim imkanımız olsaydı okula gider bu gibi insanlara fırsat vermezdim.Annesi gülün başını göğsüne yaslayıp hüngür hüngür ağlamaya başladı.Gül, bir süreliğine domates toplamaya ara vermişti.Her zaman ki gibi okul bahçesinde ki öğrencileri izlerken öğretmen kendisini çağırdı.Çekine çekine öğretmenin yanına gitti.Öğretmen Güle ismini sordu.Başını öne eğerek Gül dedi.Öğretmen, Güle dikkatimi çekti öğrencileri seyre dalıp gidiyorsun.Gül, Hocam okumayı çok istememe rağmen gariban olduğumuz için babam beni okula gönderemedi.Bende bazen domates tarlasına gidip domates topluyorum.Bu şekilde azıcıkta olsa aileme katkıda bulunuyorum.Öğretmen hala okumak istiyor musun? Dediğinde bu soru karşısında gözleri parlayan Gül, evet diye cevap verdi.Öğretmen, istersen Açık Öğretimden liseyi bitirebilirsin.Hem ailene yardımın dokunur hem de liseyi bitirir üniversite sınavlarına hazırlanırsın.Derslerine ben yardımcı olurum.Öğretmen Gülün ailesinin yanına giderek durumu anlattı.Gül, okumayı çok istiyormuş fakat durumunuz yokmuş. Açık Lisede okuyarak üniversiteyi kazanabilir.Babası hayır olmaz dedi.Annesi Gülün domates tarlalarında ne gibi sıkıntılar yaşadığını bildiği için evet hocam okuma imkanı varsa okusun çok iyi olur.Kadın kocasını da ikna etti.Gül, Açık Liseye kaydını yaptırdı.Gül, evde ders çalışıyor takıldığı yerde öğretmenin yanına gidip takıldığı yerleri sorup öğreniyordu.Gül’deki bu azim öğretmeni bile şaşırttı.Gül, ailesinin desteği ve öğretmenin yardımıyla liseyi bitirmek üzereydi.Bir yandan da üniversiteye hazırlanıyordu.Bu çalışma azmi sayesinde liseyi bitirdi fakat ilk yılında üniversiteyi kazanamadı.Gül, edebiyat öğretmeni olmak istiyordu.Öğretmen Gülü üniversite hazırlık dergisine abone yapıp abone ücretini kendi verdi.Öğretmenin o sene tayini çıktı. Fakat sık sık arayacağını durumunu öğreneceğini söyleyip başka bir kasabaya gitti.Gülde öğretmene söz vermişti.Mutlaka üniversiteyi kazanacaktı.Azminde hiçbir şey eksilmeyen Gül iki yıl sonra üniversite sınavını kazandı.Okul döneminde hem çalışıyor hem okuyordu.Akan zamanla birlikte Gül, okulunu bitirip başarıyla KPPS sınavında yüksek puan alıp atandı.Gül’ün yüzünde artık güller açıyordu.Gül, artık öğrencilere hayat hikayesini, nasıl başarılı olduğunu anlatıyordu.Fakat bu başarıda hayat çizgisini değiştiren öğretmenini şükranla anıyordu.Kim bilir belki ilerde o öğretmenle aynı okulda birlikte görev yaparlar.Ben okuyamam bizim durumumuz çok kötü diyenlere umarım Gülün hayatı kendilerine bir ışık olur bir ilham kaynağı olur.
YORUMLAR
"DOMATES TARLASINDAN FAKÜLTEYE
Gül, garibanlığın kol gezdiği perişanlığın eksik olmadığı bir kasabada okuma hevesiyle yanıp tutuşan gencecik pırıl pırıl bir genç kızdı. Gül, ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için ilköğretimden sonra okuyamadı. Bu çocuk yaşında ailesine maddi anlamda birazda olsa destek olmak için domates tarlasında domates toplamaya gidiyordu. Tarladan gelir gelmez, yorulduğu halde mutfakta annesine yardım ediyor, evde kaldığı zamanlarda okul bahçesinde koşturan öğrencileri seyre dalar giderdi.
Gül, yaşına rağmen güzel ve gösterişli olduğu için gençler etrafından ayrılmıyorlardı. Bu durumu gören tarla sahibi, Gül’ü işten çıkardı. Gül, diğer gün başka bir tarlaya domates toplamak için gitti. Çocuklukla genç kızlık arasındaki bir dönemde olduğu için domates toplarken güle oynaya domates topluyordu. Bazıları onu şımarık bulurlardı. Bazıları, “o daha çocuk bırakın keyfince çalışsın” diyordu.
Yeni tarla sahibinin oğlu, Gül’ü gözüne kestirmişti. Güle, “ben sana aşık oldum, sen boş ver domates toplamayı gel bize gidelim.” Dediğinde yüzü kızarak çocuğun yanında uzaklaştı. Gül, akşam eve geldiğinde utana sıkıla durumu annesine anlattı. Annesi, ihtiyacımız olmasa seni göndermem; fakat görüyorsun ki çok perişan, zavallı bir durumdayız. Yarın da git seni rahatsız ederse bir daha gitmezsin. Gül, tamam anneciğim dedikten sonra iki odalı evlerinde kaldığı odaya geçti. Sabah biraz isteksiz, biraz ürkek bir şekilde domates toplamaya gitti. Gülün arkadaşları, hasta mısın? yüzün sararmış dediler. Gül, biraz başım ağrıyor o kadar arkadaşları aldırma geçer dedikten sonra işlerine koyuldular.
Tarla sahibinin oğlu, sabah saat sekizden beri Gülün yolunu bekliyordu. Çocuk ne de olsa zenginiz bir teklifte bu iş biter. O'ndan sonra seversem, aşık olursam evlenirim yoksa da biraz onunla oyalanırım bu düşünceleri kafasından geçirdikten sonra Gülün yanına gidip kolay gelsin Gül Hanım size domates toplamak yakışmıyor. Diğer kızların gülüştüğünü gören genç aslına bakarsanız size de yakışmıyor gelmek isteyen varsa bizim evde dinlenebiliriz. Gencin haddini aşan tavrını gören kızlar gülmelerini kesiverdi. Kızların yanında uzaklaşırken Güle Gül bir gün avucuma düşeceksin o günü sabırsızlıkla bekliyorum. Gül, akşamı zor etti. Annesine tekrar olup bitenleri anlattı. Ağlayarak anneciğim gariban olabiliriz; fakat kişilerin bu garibanlığımızdan faydalanıp art niyet taşımaması gerekmez mi? Zengin diye bana veya diğer kızlara sahip olmayı istemesi terbiyesizlik, ahlaksızlık değil midir?
Anneciğim imkanımız olsaydı okula gider bu gibi insanlara fırsat vermezdim. Annesi gülün başını göğsüne yaslayıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Gül, bir süreliğine domates toplamaya ara vermişti. Her zaman ki gibi okul bahçesindeki öğrencileri izlerken öğretmen kendisini çağırdı. Çekine çekine öğretmenin yanına gitti. Öğretmen Güle ismini sordu. Başını öne eğerek Gül dedi. Öğretmen, Güle dikkatimi çekti öğrencileri seyre dalıp gidiyorsun. Gül, Hocam okumayı çok istememe rağmen gariban olduğumuz için babam beni okula gönderemedi. Ben de bazen domates tarlasına gidip domates topluyorum. Bu şekilde azıcıkta olsa aileme katkıda bulunuyorum. Öğretmen hâlâ okumak istiyor musun? Dediğinde bu soru karşısında gözleri parlayan Gül, evet diye cevap verdi. Öğretmen, istersen Açık Öğretimden liseyi bitirebilirsin. Hem ailene yardımın dokunur hem de liseyi bitirir üniversite sınavlarına hazırlanırsın. Derslerine ben yardımcı olurum. Öğretmen Gülün ailesinin yanına giderek durumu anlattı.
Gül, okumayı çok istiyormuş fakat durumunuz yokmuş. Açık Lisede okuyarak üniversiteyi kazanabilir. Babası hayır olmaz dedi. Annesi Gülün domates tarlalarında ne gibi sıkıntılar yaşadığını bildiği için evet hocam okuma imkanı varsa okusun çok iyi olur. Kadın kocasını da ikna etti. Gül, Açık Liseye kaydını yaptırdı. Gül, evde ders çalışıyor takıldığı yerde öğretmenin yanına gidip takıldığı yerleri sorup öğreniyordu. Gül’deki bu azim öğretmeni bile şaşırttı. Gül, ailesinin desteği ve öğretmenin yardımıyla liseyi bitirmek üzereydi.Bir yandan da üniversiteye hazırlanıyordu. Bu çalışma azmi sayesinde liseyi bitirdi fakat ilk yılında üniversiteyi kazanamadı.
Gül, edebiyat öğretmeni olmak istiyordu. Öğretmen Gülü üniversite hazırlık dergisine abone yapıp abone ücretini kendi verdi. Öğretmenin o sene tayini çıktı. Fakat sık sık arayacağını durumunu öğreneceğini söyleyip başka bir kasabaya gitti. Gülde öğretmene söz vermişti. Mutlaka üniversiteyi kazanacaktı. Azminde hiçbir şey eksilmeyen Gül iki yıl sonra üniversite sınavını kazandı. Okul döneminde hem çalışıyor hem okuyordu.
Akan zamanla birlikte Gül, okulunu bitirip başarıyla KPPS sınavında yüksek puan alıp atandı. Gül’ün yüzünde artık güller açıyordu. Gül, artık öğrencilere hayat hikayesini, nasıl başarılı olduğunu anlatıyordu. Fakat bu başarıda hayat çizgisini değiştiren öğretmenini şükranla anıyordu. Kim bilir belki ilerde o öğretmenle aynı okulda birlikte görev yaparlar. Ben okuyamam bizim durumumuz çok kötü diyenlere umarım Gülün hayatı kendilerine bir ışık olur bir ilham kaynağı olur.
Mehmet Ali Öztürk"
Güzel bir başarı öyküsü. Alınacak çok ders var, almak isteyene.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.