- 523 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İnfilak
Bu konuda öyle sanıyorum ki çok ciddiyim efendim. Hayır, alışılmışın aksine şımarık balon misali anlık almış olduğum bir karar değil bu. Kelimenin tam manasıyla şu anki mevcudiyetime dair her ne varsa, hepsini olanca kuvvetimle dışlıyor ve aynı güce sarılarak buralardan öylece çekip gidiyorum. Gün günden üzerimde oluşan baskıyı göz önüne alırsak geç bile kaldığımı söyleyebilirim size efendim.
Evet, ne diyordum. Aklım karışık filan değil efendim, sadece düşüncelerimi toparlayamıyorum o kadar. Evet, neyse… Gidiyorum diyordum.
Bunu kaçmak olarak katiyen algılamanızı istemem. Zira düşünceleriniz benim için çok değerlidirler efendim. Pek çok kez dayanamaz oldum, kendimi ezilmiş hissettim ama bu defa başka türlü. Bıyık altından gülüşünüzü görür gibiyim yine, ne olur yazdıklarımı okuyunca gülmeyiniz efendim. Gayet ciddiyim bu defa bakın.
Bunları yazıp yazmama konusunda epey kararsız kaldım ilkin. Neticede zatıaliniz sebeplerini benim kadar iyi biliyorsunuz. Ayrıca hakkınızı helal ediniz efendim, bu konuda çok başınızı şişirmişliğim var biliyorum. Benden yana ne hakkım varsa helal olsun. Densizlik işte efendim, ne hakkım varsa tabii. Biliyorsunuz, sizi hep öz babam gibi sevdim, saygı duydum. Dile kolay efendim, on yedi senedir yanınızda çalışıyorum. Beni işe aldığınızda babam öleli dört ay olmuştu. O günden bu güne bana babamın yokluğunu aratmadınız, çok müteşekkirim size. Bu sebepten sakın yaptığımı nankörlük olarak değerlendirmeyiniz. Biliyorum, kariyerimin zirvesindeyim, iyi bir işim var, rahatım yerinde belki ama yok, yok elimde değil efendim.
Saçmaladığımı da düşünmeyin sakın, farkındayım konudan konuya atlıyorum belki ama en samimi duygularımla kaleme aldığım bu veda yazısı niteliğindeki müsvetteyi en doğal haliyle size okutmak için efendim, hiçbir yerinde düzeltme yapmıyorum. İçimden ne gelirse. Yazıyorum. Size olan saygımdan efendim.
Gitmek mevzuuna dönersem eğer, nereye gideceğim hakkında en ufak bir fikrim yok hala efendim. Kimsenin beni tanımadığı bir memlekette hayatıma yeniden başlamak istiyorum. Tabii bir terzi olarak. Çocukken hep terzi olmayı istemişimdir. Anlatmışımdır mutlaka size de. Babam beni zorla üniversitede mühendisliğe kaydettirmeden önce ben hep terzi olmak istemiştim. Kumaşları seviyorum efendim. Nedendir bilmiyorum, ama seviyorum. Onları şekillendirmek, yeniden oluşturmak, onarmak, her şeyini seviyorum efendim işte. Fakat üniversiteye girmemle hayallerimde suya düşmüştü tabii. Böyle hayal mi olur diyeceksiniz fakat hayal hayaldir efendim, kimisinin de hayalleri böyle oluyor işte.
Üniversiteyi bitirip de askerliğimi yaptığımdan beridir de sizin yanınızdayım. Sonrasını biliyorsunuz malum. Sakın yanlış anlamayın efendim, sizden hiçbir zaman şikayetim olmadı, pek bir memnunum hatta, inanın. Hakkınızı hiçbir zaman ödeyemeyeceğim farkındayım. Benimle her zaman candan bir arkadaş gibi olduğunuz için size minnettarım da efendim. Lakin şu yaşadığım hayatın şartları artık bir karabasan gibi her geçen gün üzerime çöküyor. İnanır mısınız kendimi boğulacak gibi hissediyorum efendim, nefes alamadığım oluyor. Acıtasyon yapmıyorum efendim, lütfen beni yanlış anlamayın. Söylediğim üzere, sade içimden geçenleri en samimi duygularımla birlikte sizinle paylaşıyorum, ihtiyacım olduğunu hissediyorum buna. Kendimi tamamen kapana kısılmış gibi hissediyorum efendim. Maddi değil elbette tabii, manevi hepsi. Yaptığım işi sevmiyorum efendim, elimde değil, sevemiyorum. Her sabah aynı iş için uyanmak ölümden beter inanın. Size bir şey dediğim yok efendim, size de yapmış olduğunuz işe de saygım sonsuz elbette, ama sorun ben de efendim, sadece bende. Ne kadar da beni iş konusunda hiç sıkmasanız da her zaman müsamaha gösterseniz de bu buhran her zaman üzerime çöküyor efendim. Nasıl iyi bir mühendis oldum inanın ben de bilmiyorum. İşimi bu denli sevmezken, nasıl da böyle iyi yaptığımı ben de anlayamıyorum. Ve bilakis bu durum beni oldukça yaralıyor efendim, bir makineden ne farkım var benim diye bazen kendi kendimi yiyorum.
Beni böylesine yıpratan düşüncelerim size çok basit hatta komik gelebilir, ne olur küçümsemeyiniz beni efendim. Söylemiş olduğum gibi korkmak ya da kaçmakla ilgili değil bu. Yalnızca elimden baskıyla alınmış yaşantımın zorlayarak da olsa geri kalan kısmına tekrardan sahip olmak istiyorum. Şu sahte telaşelerle kaplı dünyaya kaç kere gelebiliyoruz ki efendim? Mutlu olmadıktan sonra diğer bütün materyallerin ne önemi olabilir ki insan hayatında?
Lütfen bana kızmayınız, gereğinden ziyade şişirdim yine giderayak kafanızı farkındayım efendim. Lütfen beni anlayışla karşılayınız hatta mümkünse eğer bağışlayınız. Ve aslında benim bunda hiçbir kabahatimin olmadığını anlayınız efendim. Elemle bir daha görüşemeyeceğimizi bildirirken size olanca minnettarlığım ve saygımla ellerinizden hasretle öperim. Hakkınızı lütfen helal edin ve selametle kalın efendim.
Terzi İdris
A. Selim AKOL