- 7902 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SANATÇININ GÖREVİ
Bilginin görevi, nasıl ki gerçeği yansıtmaksa sanatçının görevi, rolü; ahlaksal, dinsel, siyasal fikirlerin dışında güzellik yaratmaktır. Sanat için sanat düşüncesi, sanatı fayda fikrinden uzaklaştırır. Amacı; bütünüyle sanat eseri çerçevesinde en güzeli yaratmaktır. Çiçekler gibi faydasız, ama tabiatın gerekli olması olduğunu bizi zorlar.
Gustave Flouberde, “ Sanat faydasızın araştırılmasıdır “ der.
Sanat, yaşantımızın izdüşümüdür.
Anlamsız sanat, kapitalist düzenin bireyci sanatı olmuş; anlamlı sanat ise, tutsak toplumların aynası olmuştur.
Okuyucu,bir eseri yaşamak yani o eserin içersinde kendini, kendine benzeyen insanı bulmak ister. Bulamadığı zaman; o eser, ona başka dünyadan bahsediyormuş gibi gelir.
Sanatçı, okuyucuları içinde yaşadığı dünyanın duygularını, düşüncelerini yansıtabilmelidir.
Eser kahramanı, bizim duygularımızı, neler hissettiklerimizi bizim gibi hissetmezse o esere toplumsal eser diyemeyiz. Anlatılan kişi, tek bir kişi dahi olsa o fert bizden biriyse o eser sanat değeri taşır.
Robinson Croze’nin sanat değeri taşımasıyla Daniol Defoe büyük bir yazar niteliği taşımaktadır.
Bir düşünüre göre uygarlığın temsilcileri:
- İşçiler : Demire ve çeliğe hayat verirken; gelişmenin maddi koşullarını oluştururlar.
2- Bilginler: Tabiatı araştırıp onu nasıl yansıtabileceğini öğretirler.
3- SANATÇILAR: İnsanın iç dünyasını yani insan ruhunu incelerler ve insanların içlerindeki iyiyi ve kötüyü gösterme çabasındadırlar.
Sanatçı, yalnız fırtınalarda değil, güzelliğin her fısıldayışında; hem içten, hem dilden gelen en hafif meltemde bile titreyen anten olurlar…
Düz anlatımdan uzaklaşırlar. Örneğin ; Yağmur yağıyordu yerine bulutlar ağlıyordu kullanılması gibi…
Her şeyden en önemlisi de sanatçı, yüreğiyle konuşur. Bu yüzden sanatçıdan riyakarlık beklenmez.
Not: Bu yazı, alıntıdır.