0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2171
Okunma
İçe Çökmek
Bilirsiniz her canlı ölümü tadıcıdır. Mezarlıklar soğuk ve ürkütücü gelir insana, bizim oralarda mezarlıkta cenaze defnedildiği ilk gece baş ucuna bir ateş yakılarak aydınlatma yapılırdı. Cenaze defnedilirken üzerine direk toprak atılmaz. Kefenin üzerini korkuluk tahtası ile kapatırlar ve toprak onun üzerine atılır. Zamanla bu tahtalar çürür ve toprakla ceset karışır, bu uzun yıllar alır. Çok eski bazı mezarların mezar taşları yerine konan tahta başlıklar da çürüyüp kaybolduğundan orada bir mezar olduğu da bilinmez. Eski mezarlar da korkuluk tahtası çürüyünce içe çöker. Hatta mezarlıkta ziyaret için gelenler bazı eski mezarların üzerine basar ve çöken mezara düşerler.
Tüm ideolojiler ve fikirler de canlılar gibi ölümü tadıcıdır. Ölürler ve er ya da geç içe çökerler. Bu çöküş bazı sıkıntıları beraberinde getirir elbet…
Her fikir veya ideoloji içe çöker. Sempatizanları, takipçileri tarafından yıkılır. Hariçten gelen tesirle değil. Yakın tarihteki ideolojilere bakınız kendi sempatizanları tarafından köhneleştirildi, yenilenemedi ve yıkıldılar.
Seyrediniz şu an zirvede olan fikir ve ideolojilerin de ömrü kısadır. Çünkü sempatizanları o fikir ve ideolojiden beslenmeye başlarlar ve yedikçe doymazlar, daha da hırslanırlar. Sonuçta kendi ideoloji ya da fikirlerini yer bitirirler. İçe çöküş bu yüzden olur. Hariçtekileri suçlamaları ise sadece kendi hatalarına bahane bulmak içindir. Zaten kendi besledikleri unsurlar tarafından yıkılırlar.
Şimdi ideoloji ve köhne fikirlerle vakit kaybetme zamanı değil elbet. Şimdi insanlığın uyanma ve orjin insanı açığa çıkarma zamanı.
Ahmet Bektaş