İBADETLER VE BİZ…
İBADETLER VE BİZ…
Bu gün, Ramazan ayının ilk günü ve 30 gün sürecek olan oruç un başlangıcı…
Be vesileyle Ramazan ayının insanlığa, İslam âlemine hayırlara vesile olması temennisiyle,
Bu yazımı ibadetlerin insanlar üzerindeki etkisine ayırmak istiyorum…
Biliyorsunuz, inancımız gereği yapmamız gereken ibadetler var…
İşte oruç ta bunlardan biridir…
İbadet, kulun Yaratanına karşı duymuş olduğu saygı ve sevginin bir sonucu olarak O’nun rızasına uygun davranışlar sergilemesidir…
Bu yönüyle Allah’ın (c.c.) rızasına uygun tarzda geçirilen bir hayatın her anı ibadet sayılır…
Geçmişte epey vaaz vermişliğim ve hutbe okumuşluğum var…
Onun için bu hafta müsaade edin bende vaaz edeyim…
Zaten demezlerimi? “hocanın yaptığını yapmayın söylediğini yapın diye”…
Gerçi ben hayatımda etik olmayan bir şeyi yapmadım…
En azından bilerek yapmadım…
Okuduğum dini bütün eserlerden aldığım kültürü yaşamaya çalıştım…
İbadetler konusunda her ne kadar karnem zayıfsa da…
Ben şuna inanırım Allah (c.c.) kendine olan borçlarını affeder…
Yeter ki kul hakkıyla gitmeyin…
Ve üstelik Allah (c.c.)en büyük bağışlayıcı ve af edicidir…
Yeter ki pişmanlık duyup yüce yaratana sığınalım…
Haliyle ibadet, yaratılanın Yaratanına karşı bir şükran borcudur…
Dünyada var oluşa bir teşekkür mahiyetinde olan ibadetler vesilesiyle insanlar, hem dünya hem de ahiret için birçok kazançlar elde ederler…
İbadetler, ferdî hayatın tanziminde de büyük rol oynar…
Çünkü ibadetler, fikirleri Cenabı-ı Hakka`a çevirttirir; zihinlerde Allah`ın azamet ve büyüklüğünü yerleştirir.
Bu ise, kulun, her yaptığı işte Allah`ın rızasını düşünmesini, İlâhî emirlere ve yasaklara uymasını sağlar…
İbadetlerin fertleri birbirlerine kaynaştırmada ve toplumda huzur ve barışı sağlamada da büyük rolü vardır…
Aynı kıbleye yönelerek ibadet etmek, Müslümanlar arasında kopmaz bir bağlılık ve bitmez bir alâka te`sis eder…
Bu bağlılık ve alâka da sarsılmaz bir kardeşliği, ciddî bir sevgiyi, samimî bir dostluğu netice verir…
Bu sayede, toplum hayatı huzur ve rahata kavuşur; maddî ve manevî olgunluğa ulaşır…
İbadeti terk etmek, imanın insan davranışları üzerindeki müspet tesirinin zamanla zayıflayıp kaybolmasına sebep olur…
İnsan davranışları üzerinde imanın tesiri zayıfladıkça da menfi duygular, kötü huylar, zararlı arzular, onun his âlemini kaplar; çeşitli günah ve kötülükleri işlemeye zorlar…
Bu bakımdan, iman ile ibadetin birbiriyle yakından alâkası vardır. İman bir lâmba ise; ibadet, rüzgârlar karşısında onu sönmekten kurtarmak ve ışığını daha da fazlalaştırmak için lâmbaya takılan şişe hükmündedir...
Diyelim ki namaza gidip geliyoruz; daha cami yolunda iken dedikoduya başlıyorsak,
Gıybet yapıyorsak, fitne fesat yapıyorsak, oruç ağızla hele bunları yapıyorsak yaptığımız ibadetleri gözden geçirmek gerek bence…
Yaptığımız görevleri yeterince yapmıyorsak…
İnsanlara yardım etmiyorsak…
Büyüklerimize saygı göstermiyorsak…
En önemlisi dürüst olmuyorsak…
Durup düşünmek gerek…
İnsanların haklarına riayet etmiyorsak…
Yalan söyleyerek insanları aldatıyorsak…
Ayet ve hadislerin den alınmış bir yorum olan Hacı Bektaşi velinin “eline, beline, diline sahip” değilsek ibadetlerimize biraz daha itine göstermemiz lazım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.