- 1079 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK SIRLAR-2
Kararını verdi. Ayağa katlı. Açık pencereye yöneldi. Artık ince bir çizgi üzerinde yürüyordu.Her şey bitecekti. Gördüğü tüm kabuslardan uyanacak, tüm sıkıntıları bitecekti… Adımları çoğaldı. Pencerenin tam önünde durdu.Artık hiçbir şey düşünemiyordu.Gözleri kararmış, başı dönmeye başlamıştı.
Ve…
Camdan kendini bırakmış, olan olmuştu işte. Beyni, bin parçaya bölünmüş sağa sola
savrulmuş, bedeninde ki tüm kemikler kırılmıştı. Başına binlerce kişi gelmiş, neden böyle bir
şey yaptığını merak ediyorlardı. Polis arabaları, ambulans sirenleri birbirine karışmıştı.
Etraftan parçalarını toparlayacaklar, sonra hastaneye götürüp cesedi araştırma için
otopsi yapacaklar ve hamile olduğu ortaya çıkacaktı. Annesi kimsenin yüzüne
bakamayacaktı. Zavallı kadın ! Bu günler içinmi yetiştirmişti onu. Olmaz olsundu böyle
evlat ! “ Benim böyle bir evladım yok!” deyip çekip gidecekti belki de. Bu kesindi. Herkesin
diline dolanacaktı adı…
” Kimbilir kimlerle düşüp kalkmıştı da babası belli olmayan bir çocuk peydahlamıştı. Gidinin yosması…”
Telefonun keskin sesiyle kendine geldi. Pencereden geriye döndüğünde, gözünü
kamaştıran güneşten dolayı bir zaman kendine gelememişti.
“ Kesin Ümit arıyor. Pişman oldu özür dileyecek”. İçini garip bir mutluluk kaplamıştı ki ne
yazık ki, hastaneden arıyorlardı. Acil annesi ameliyat olmalıydı. Para lazımdı. İyi de para
nerde ? Hangi ağaçta yetişiyor? Hangi topraktan çıkıyor ? Kim borç verir ? Az buz değil. Bir ton para…
Masasına tutunup sandalyeye yığılıp kaldı. Neye yapacağını neyi düşüneceğini şaşırmıştı.
Olmaz olsundu böyle hayat. Akşam paydos saati ne çabuk olmuştu. Herkes
toparlanıyordu. Kendi de kalktı . Hazırlanıp eski mahalleden çok yakın tanıdıkları
komşuları Selma hanımdan borç isteyecekti. Gerçi durumları iyi değildi. İki tane çocuk
okutuyorlardı üniversite de ama. Başka çaresi yok, gidecek başka kapısı yoktu.
-Sen nereye gidiyorsun ? Unuttunmu ? Patron seni odasında bekliyor. Dedi Selma.
-Ah kafam ! Unutmuşum… Teşekkürler uyarın için .
Beni neden çağırsın ki ? Benim ile ne işi olur ? Diğer kızlar olsa şimdi. Ayna karşısından
geri çekilmezler, boya kutusunun içine girerlerdi. Canı sıkılmış patronun odasına doğru yürüyordu.
Tık tık
-Girin !
-Afedersiniz ! Beni istemişsiniz !
-Evet. Buyurun geçin şöyle oturun.
-Teşekkür ederim.
-Elimde birkaç dosya var . Biraz izin .
-Elbette, buyurun siz.
Rana koltuğun kenarına ilişti. Ne konuşabilirdi ki ? Ayrıca onunla aynı odada kalmaktan
korkmuştu. Ara ara bakışlarıyla onu süzüşü hiç hoşuna gitmemişti. Gömleğinin düğmelerini
nerdeyse göbeğinin üstüne kadar açmıştı. Hava sıcaktı, ama oda da klima vardı.
Bakışlarını hemen, gömleğin içinden görünen yanık teninden çekti. Utanmıştı. Aşkına,
Ümit’ine ihanet ediyormuş gibi geldi. Ümit’i Allah onu bildiği gibi yapsındı. Elindeki
telefonun mesaj bölümüne girdi. Ona ilk tanıştıkları andan itibaren yolladığı mesajlara tek
tek bakıyor, sinirleniyor, sinirlendikçe hepsini siliyordu.
Sami beyin cep telefonu çalıyordu. İşiyle meşgul olduğu için duymuyordu .
-Sami bey telefonunuz çalıyor.
-Bakarmısın sana zahmet ? Sonra arayacağımı söyle her kim ise.
-"Elbette. Efendim.
-“ Buyurun Sami beyin telefonu. Şu an kendisi meşgul beyefendi. Notunuzu iletirim. Sizi
daha sonra, iş bitimin de arayacaklar. Size de iyi akşamlar…”
“Daha neyi bekliyor bu adam? Daha eski mahalleye gidip Selma teyzeyle konuşacağım.
Sonra hastane. Uff hadi be adam…”
Rana; genç patronunun yüzüne dikkatlice baktı. Kemikli ve erkeksi yüz hatları vardı.
Dikkat çekici ve çarpıcıydı. Hafif kirli sakalı çok yakışmıştı. Hele ki elleri. Tam bir erkek
eliydi. Tablo yaptırabilirdi bu eller. Beyni allak bullak oldu. Ne yapıyordu böyle. Ellere karşı
zaafı vardı. Yaptığı karakalem resimlerinin çoğu erkek eliydi. Buna kendisi de anlam
veremiyordu ama, bu onda bir saplantı haline gelmişti. Kafasının içinde, elleri beynine
çizgi. Kemikli, sert ama yumuşak bir çift el. En uygun zamanda yapmalıydı beyninde ki elleri…
Patronun bakışlarıyla karşılaştı. Şaşırıp kalmıştı. Adam gömleğinin bir düğmesini daha
açıyor, gözlerini Rana’dan alamıyordu.
-Sen diğer kızlardan çok farklısın.Dedi Sami bey. İyi de durup dururken nereden çıkmıştı
bu laf şimdi ? Herkesin dediği gibi çapkın bir adam ise aynı odada kalmaları hiç doğru değildi.
-Ne demek istiyorsunuz Sami bey? Ne söyleyecekseniz söyleyin. Zira gitmem gerekiyor.
-Gidersin canım acelen ne ?
Rana hızla ayağa kalktı kapıya yönelecekken Sami tam önünde durdu.
Göz göze geldiler. Rana bir yaprak gibi titriyor, belli etmemeye çalışıyordu.
Sami kendinden emin adımlarla Rana’ya yaklaşıyordu. Her adım Rana için ölüme giden bir
yoldu. Akşam rüzgârı aniden pencereyi açmış, tül dalga dalga yalpalamaya başlamıştı.
Elindeki kaleme tırnaklarını batırıyor, tam kırmak üzereyken vazgeçiyordu. En azından
Sami beyi yaralar elinden kurtulabilirdi. Bu fikir aklına yattı. Açılan pencereden, sokaktan
gelip geçen arabaların korna sesleri birbirine karışıp akortu bozuk düzensiz bir orkestra
gibi çalıyordu. Rana başına cama çevirmişken, Sami iyice yaklaşmıştı. Birden !
Karşı koyamamaktan korkuyor, yüreği yerinden çıkacak gibi atıyordu. Nefes alışları
hızlanmış, yanakları kızarmış, kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıyordu. Kaçmak istiyordu.
Tam sırası diye düşündü. Etrafını kontrol etti. Sağda masa, solda ise dolap vardı. Geri
geri gitti. Olamaz !
Duvar !
Yolun sonundaydı. Artık istese de kaçamazdı. Köşeye sıkışmıştı. Teslim mi olacaktı ?
Gözlerini Sami’nin gözlerinde birleştirdi. Kemikli yüzü, kirli sakallarıyla, tam karşısındaydı.
Bağırsamıydı acaba ? Boğazı kurumuştu. Şirkette de kimse kalmamıştı. Herkesin işten
çıkmasını beklemişti demek. İyi de ağzının içine düşecek o kadar kız varken neden,
kendisiydi. Anlam veremiyordu.
Annesi gözünün önündeydi. Hastanedeydi. Ameliyat olmalıydı. Yoksa ölecekti. Ne olursa
olsun direnmeliydi. Karşı koymalıydı. O yolun yolcusu gibi hemen teslim olmamalıydı. Dili
damağı kurumuştu. Ağzının içinde biriktirdiği tükürüğü yutmaya çalıştı, olmadı. Bir daha
denedi olmadı. Derin bir nefes alıp yuttu. Sami’nin erkeksi nefesi yüzünde bir Meltem
coşkusuyla esiyor, bir alev dalgası gibi vücuduna doğru akıyordu.
Ah bu çaresizlik ! Ah bu parasızlık ! Mecburiyet... !
Aniden !
Kapı açılsa ! İçeri biri girse ve kurtulsaydı bu zor durumdan ! Nasıl bakardı annesinin
yüzüne. Herkes onu kötü bilecekti. Herkes, suçlayıcı ve aşşağılayıcı bakışlarını
haykıracakltı. Ellerine koz mu verecekti ? Suçlumuydu ?
Ellerini karnına götürdü.Sevdiği adamdan bir parça taşıyordu. İyi de sevdiği adam
neredeydi ? Hayalleri vardı . Masumiyetiyle, bekareti bacak arasından sökülüp alınmıştı.
Hevesini alıp bir paçavra gibi fırlatmıştı. Kaşlarını çattı. Nefret ile adını andı Ümit’in.
"Şerefsiz "
Sami iyice sokuldu. Güçlü kollarıyla, Rana’nın kollarından tutup kendine çekti.
Dudaklarının yanından, yüzünde ve kulağında Sami’nin erkeksi nefesi yalpalanıp
duruyordu. Kulağının içine ateş topları düşüyor, l avlar içine doğru hızla akıyordu. Sami
kendisini hapsetmiş, hükmetmek, her istediğini yapmak için kıskacı altına almayı
başarmıştı. Direnecek gücü yoktu. Tüm gün yaşadıkları bir de Sami’den beklemeyeceği bu
hareket karşısında olduğu yere yığılıp kalması içten bile değildi. Annesi geldi gözünün
önüne. Annesi hastanedeydi. Hastane ise ondan para bekliyordu. Ameliyat olmassa
ölecekti. Para yoktu. Sami beye hayır derse işten kovulacaktı. Belki de hayır dediği için
iftira edecekler, başka yerdeki iş kapıları da sonsuza değin yüzüne kapanacaktı.
Annesinin bakışlarıyla karşılaştı. Çektiği acılardan rengi sararmış, acı dolu gözlerle ona
bakıyordu. Ameliyat olmasa ölecekti. "Hayır" derse Sami bey işten kovacaktı. Karnında ki
çocukla ne yapardı. "Ha" deyince iş bulunmuyordu. Annesi ameliyat olacaktı." Para, para"
diye sayıklıyordu doktorlar…Rana’nın kafası allak bullak olmuştu.Artık düşünemiyordu.
Sami’nin kalp atışları hızlandı. Nefesi hararetiyle yanmaya-yakmaya başladı. Nefesi ,
Rana’nın kulağındaki duvarlara çarpıp yüreğinde yankılanıyordu. Ellerini iki yana bıraktı.
Dizleri titriyor, bacakları tutmaz bir hâl içinde rüzgâr da sağa sola sallanan ağaçlar gibi bocalıyordu. ..
Ve…
YORUMLAR
yaa reklam arasini cok uzun tutmamanizi oneriyorum siddetle! :)
kucuk sirlar dizisini hic seyretmedim,ama bu diziye fena kaptirdim kendimi:)
bildirim gelince misirlarimi alip kosuyorum pc basina :p
sevgiler sultan..
cok basarili!
Ülviye Yaldızlıı
canımsın ya...
Neyseki yarın sonunu yayınlayacağım:)
Ülviye Yaldızlıı
3.bölüm ortada yok...Yazar yazmaz yayında:)
Roza
Bayağı hareketli bir öykü. Kurgusu zengin. Merak uyandırıyor. Bakalım neler olacak. Bekleyip göreceğiz. Kutlarım arkadaşım. Emeğine sağlık. Sevgilerimle.
Ülviye Yaldızlıı
Bu sefer brenda degilde perdeyimi ceksek ustune ne :)
Yeter kalp krizi kapiya dayandi .)
Cikis kapisini goster artik bu kizimiza , oda nefes alsin benimle :)
Yurekten tebrik ve sevgimle.
Ülviye Yaldızlıı
sevgi benden ta gönülden
Dünden sonra biter diyordum bugüne, ama yine devam ha:))
Güzel gerçekten....iyi gidiyor ablacım..
Ama şu entrika halleri iyicene insanı çekiyor öykünün içine..
Hürmetle...
Ülviye Yaldızlıı
İlk defa, bölüm olarak beni yormada...
Teşekkür ederim mert kardeşim...varlığın güç veriyor.
Ülviye Yaldızlıı
selamlar
Heyecanlı bir romandan kısa bir kesitti ve çok güzeldi ve devamı beklenmekte. Kalem, eline yakışanlar dansın.
Tebrikler Sulatan.
sevgimle.
Ülviye Yaldızlıı
Uzun metrajlı düşünseydim..baştan daha ağır giderdim..ama bitirmeye bakıyorum cancazım..
Sevgiyle hep daima Eminem...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Ülviye Yaldızlıı
Emine UYSAL (EMİNE45)
Yok, iflah olmaz bir adamım ben. Hevesle sarılacağım her seferinde. Aldanmak için sözcüklere, çıkartacağım gözlüklerimi. Sonra içimden geçen sayılar koşacak yardımıma ama yok hiçbir matematik çözemez sizi. Büyülü bir alışkanlım bu. Siz yazın...Biz de ekranı defter yapalım:)TEbrikler.
Ülviye Yaldızlıı
Teşekkür ederim.Ömrüne bin bereket.
Sen biraz daha çalışsan ve kendini geliştirsen akıcı bir roman yazabilirsin Sultan. Bu öykünde bunu daha iyi anladım. Anlatımın çok güzel. Sürüklemeyi iyi biliyorsun. Bence uzat romana çevir.
Kutluyorum canım. Sevgiler.
Ülviye Yaldızlıı
Ben elimden çıkarmaya bakıyorum..Ama bu öyküde çok iş var..
Neyse kısa keseyim daha iyi:)
sevgiler bi tanem..
Aynur Engindeniz
Ülviye Yaldızlıı
ve-de bitirmek işi biraz daha heyecana sürüklüyor annem...
Yarın son noktayı koyacağım..O zaman her şey ortaya çıkacak..
öptüm pamuk yüreğinden..
Neden bu hikayeyi ramazana sakladınız anlamadım !
Evet intihar hikayelerini sevmiyorum, gerçeğinide sevmediğim gibi...Bu konuda bir araştırma yapmıştım; birçok nedene ulaştımdı. Ancak en ilginci, bir hoca intiharın kader olmadığını söylemişti. Onun görüşüne göre intihar tmamen şahsın tasarısıydı. Vebalinin de islamda çok özel olması nedeniyle hocayada hak vermek lazım diye düşündüm. Hülasa intihar bölümleri beni rahatsız ediyor...
Güç ve ahlaksızlık neden yanyana durur hep, diğerleri acaba paraları olmadığından mı ahlaklıdır ?
Bizde roman yok diyenler bunu beceriksizliğimize yorsada; aslında batılı romanlara konu olan şeyleri toplumumuz canlı olarak yaşıyor, aslında bize romanı sevdirmek zor bu anlamda. Hatta bazı olayları okunur kılmak için hafifletmek gerekiyor, yani gazını almak lazım. Nasıl sevsin romanı adam? Hayatı roman !...
Güzeldi vesselam....Benden de bu syfaları koparıp gitti...
Yürekten kutladım.Selam,saygı...
Ülviye Yaldızlıı
Bu hikaye dünkü yayından sonra yazıldı.Hatta son ve üçüncü bölümü henüz yazılmadı...
Doğrusunu söyleme gerekirse ;bende merak ediyorum...
iNTİHARIN HER TÜRLÜSÜ BENCEDE GÜZEL DEĞİL.aMA DÜŞÜNMEKTE BİR NEVİ İNTİHAR...kENDİNİ BİR ŞEKİLDE HAYATTAN KOPARIYOR.UZAKLAŞIYOR.NEFES ALMAYI BİLE ZORLAŞTIRIYOR KENDİNE...
HAYATIMIZ DOMAN...BAZEN AKŞAM OLDUĞUNDA DÜŞÜNÜRÜM...ACABA ŞİMDİ KİMLER KAVGA HALİNDE,DAYAK YİYEN KADINLAR, DÜNYAYA GELEN ÇOCUKLAR,PAZARLANAN KIZLAR,EVLATLAR,ESRARKEŞLER,ŞARAPÇILAR.... BU UZAYIP GİDER..HAYATIN ROMANIN İÇİNDEKİ ASIL KARAKTERLERİZDİR ASLINDA...
UZUN MEVZULAR BUNLAR...
TEŞEKKÜR EDERİM İLGİNİZ VE DAHİ GÜZEL YORUMUNUZ İÇİN...
hyazici58
Evet uzun mevzular, yazık ki, bu enli teferruata rağmen, yazık ki, hayat kısa...
Selam,saygı...
Hayırrr... Hayırrr... Sen Tacettinin dediğine bakma.... Kurtarma ne olacaksa olsun.... Kurtarırsan annesi hastanede amaliyat olamaz haberin olsun...
İlahi Sultan...
Yazılarınla bize k"Köşe kapmaca "oynatıyorsun.. Helal olsun sana...
Sevgilerimle...
Ülviye Yaldızlıı
Üfle nurettin üfle...ay hala gülüyorum..
Yarın son noktayı koyacağım abim..
Gerçi yazsam çok uzar da gerek yok..
Selam ve sevgilerimle.
veeeee.......sen varya sen....sayfanda kilitli kaldık....bir süprizin var gibi....yine sultanca....bakacağız kurtar artık şu çaresizi...tebrikler sultan saygılarımla
Ülviye Yaldızlıı
EH UFAK ÇAPLI..ZATEN YARIN BİTİRECEĞİM BU SIRLARI....
YOKSA !
DEVAMMI ETTİREYYİM:):?
SELAMLAR ABİM.ÖMRÜN BEREKELENSİN...