19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1872
Okunma
ÇİVİSİ KENDİNDEN
Kırk beşinde erken emekli olmanın tadını çıkarıyordu. Sağlıklı ve yakışıklıydı Turan Bey.
Çapkınlık ve hoyrat kullanmadan dolayı eşini çökertmişti. Çekinik karakteri yüzünden kadın sürekli ezilmişlik yaşamıştı. Çocuklarının hatırına ve ekonomik özgürlüğü olmadığı için hep boyun eğen olmuştu.
Sürekli fakirlik yaşatan Turan Bey; Kıbrıs Barış Harekâtında psikolojisini iyice bozmuş ve çekilmez biri olmuştu.
Emekli parası ile iş kuran Turan’ın eli şimdilerde biraz para görür olmuştu. Aslında güzel olan eşinin bakımsızlığını bahane ederek eski hovardalıklarına yenisini ekleme planlarına başlamıştı.
Karısının dul ve güzel arkadaşı hoppa Ayşe’ye ilgi duymaya başlamıştı. O nedenle samimiyeti artırmıştı.
Yirmi yedisinde çok güzel ve bir çocuk annesiydi Ayşe. Her erkeğin ağına düşürebileceği kolay kadınlardandı. Adı “ Hoppa Ayşe” ‘ye çıkmıştı. O da Turan’ı gözüne kestirmişti ve yakınlık gösteriyordu.
Kocasını Ayşe’nin elinden kurtarmaya çalışan Solmaz Hanım da bu ilişkiye ortam hazırlıyordu. Solmaz aslında Fatma’ya akrabaydı, yeğeninin eşiydi. Eşini kurtaracağını düşündüğü bu ilişkiye evini paravan edip katkı sunuyordu. Evini aykırı aşıklara terk eden Solmaz başarılı da oluyor, hoppa Ayşe’yi Turan bey’e Yamıyordu.
Turan’dan para sızdırmaya başlayan Ayşe ise değişik ilişki ve fantezi çeşitleri ile kendine daha da müptela ediyordu Turan’ı.
Artık Turan’ın gözü dünyayı görmez olmuştu. Yediği paranın limiti de döndürülemez hale gelmişti. Senetleri bir bir protesto oluyordu.
Kaçak ilişki fark edilmiş gerilim had safhaya yükselmişti ama bu Turan’ı durduramıyordu. İki aile arasında gerilim de husumete dönüşmüştü. Turan’ın çocukları ne babalarına söz anlatabiliyor ne de Ayşe ve iki asalak kardeşinden babalarını uzak tutabiliyordu.
Turan eşini boşamak için mahkeme açmıştı. Delilikle suçluyordu.
"O" eşle bunca hayat geçirdiği ve halen katlandığı için belki de deliydi Fatma. Ama yapılan derin tetkikler kadının sapasağlam olduğunu ortaya koyuyordu. Hâkim “ Oğlum bir de sen git kontrol ol” diye azarlıyordu Turan’ı. Kendi şahitleri dahi gerçeği anlatıp aleyhine şahitlik yapıyordu.
Avukatı da “ Sen bana böyle anlatmadın” diyerek davadan çekiliyordu. Dava düşüyor, zoraki evlilik sürüyordu.
Ayşe’nin berduş ve sapık kardeşi Mustafa; bir akşamüzeri Fatma hanım yalınızken kapısına dayanıp: “ Kocan seni ablamla aldatıyor. Ben yakışıklı ve güçlüyüm. Gencim de. Sen de kocanı benimle aldatsana” diyordu.
Fatma’nın feryadına komşuları hemen yetişiyor ve sapık genci tartaklayarak oradan uzaklaştırıyordular.
Polisin elinden bir şey gelmeyince Fatma’nın çocukları silahlı takibe başlıyordu ırz düşmanlarını. Para musluklarını kısmak için de babalarını dükkândan uzaklaştırıyorlardı.
Bütün bunlar bile aykırı âşıkları engelleyemiyordu.
Kısa bir süre sonra para sıkıntısı yaşayan Turanı tehdit etmeye başlıyorlardı hoppa Ayşe’nin kavat kardeşleri.
Ayşe aşk yuvasına çağırdığı Turan’ı kardeşlerine iyice dövdürüp, kolunu kırdırıyordu. Cebinden paraları alınıp zorla senet imzalatılıyordu.
Polis’in hızlı müdahalesi ile senetler bulunup iptal ediliyordu. Fakat dayak yanına kar kalıyordu.
Çünkü Turan’ın çocukları kendilerinin yapmak isteyip de yapamadığını babalarına yapanlara müteşekkirdiler.
Ayşe “ senden hamileyim” diyerek Turan’dan yüklü para istiyordu telefonla. Verirdin- Vermezdim diye cebelleşirken Ayşe’ye Konya Ereğli’den yaşlı ama çok varlıklı bir kısmet çıkıyor. Alelacele onunla evleniyor. Asalak Kardeşleri ile adamı yemeye başlıyorlardı.
Ayşe artık o yollu olmaktan kurtulmuştur. Evinin hanımıdır.
Aralarında otuz yaş fark olan eşini iki yılda ahretlik eder. Zengin bir aptalın parası tabana yayılmış pek çok nasipsiz faydalanmıştır.
Zenginleşen Ayşe ise Aşkı Turan’ı aklına bile hiç mi hiç getirmemiştir.
Erkeği kadın-kadını para değiştirirmiş.
Görkemli olduğu anlaşılan bir ağaç ayakta ölmüştü. Ağaç sağ iken vücudunu saran asalak ve sarmaşıklar halen yaşamaktaydı.
Gürgenlerin kütüğünü parçalamak için ara sıra demir çivi de kullansalar; genelde çivisi kendinden olurdu.
Hayat herkes için garip, acımasız ama gerçekçiydi.