- 777 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KOCA FİDAN
İnsanın acısını kendiyle paylaşması kadar kötü ne olabilir ki?İçine çöreklenen acının zehrinin dışarıya damla damla akıtması boğazına düğümlenen çığlığın yürek damarlarını sıkıştırıp boğulacak gibi olması.Yaşanmışlıkların girdabında dıştan içe kabararak içine gömmesi yine duygularını.Olmamalıydı gitmemeliydi apansız.Ne kadar acı vermiş olsada yaşantıma bir anda sonsuza göç ettiğini duymamalıydım.Elleri ellerimi tutmadan son bir özür dilemeden benden gitmemeliydi.Borcu vardı çocuklarına, borcu vardı sevgiye borcu vardı hayata.Belkide sevgininde ona borcu vardı.Hiç birini ödemeden hiç bir şeyini almadan, hiç kimseye veda etmeden aniden gitmesi doğru değildi.
Neden içimdeki bu acı..Neden akan gözyazlarımdaki beni zehirleyen matem.Yıllar geçti ayrılığımızın üzerinden..Koskoca yıllar..Uzun günler,geceler ,saatler.O yeni hayatında belki mutluydu belki içinde yanan ateşin yakımıyla hergün bir öncesi günden daha derbeder.Bilemiyorum.Kimse yokmuydu soracak, sormak için istek.İstek olsada bulmak için cesaret.Ne için diyordum kendikendime neden bulayım.İstesem masamdaki bardağa uzanır gibi uzanırdım onun dünyasına...
O’nun dünyası...O özgürlüğü seçti..Dayanamadı belki yılların omuzlarına yüklediği strese.Boğuldu yanımda ..Hissettiğim anda yoluna kırmızı halılar sererek uğurladım onu.Şaşkındı.Ummamıştı.Gözlerinde olamazlığın gururla karışık bakışıyla yürüdü yoluna...
Yolu bazen engebeli bazen düz gitti.Gizliden takip ediyordum.Sevdi ...Kısa sürede olsa mutlu oldu..Ama yine terkedildi.Onu terketmeyen sadece içki şişesiydi..Ayrılamadığı bağımlılığından kurtulamadığı uğruna yurdunu yuvasını dağıtabildiği bir cam şişe...İçindeki su öylesine yayılmıştı ki damarlarından hücrelerine darmadağın yapmıştı hayatını isteyerek.
Çözülmez dünyasının karmaşasında kaybolup gitti uzun yıllar...
Yavruları onsuz büyüdü o yavrularından uzak.O kadar kaptırmıştı ki zehre kendisini çocuklarının yanına gelmeye bile utandı.Geldiği saatler ise gecenin kör üçüydü bazen.
Hiç suçlamadım onu..Bu hayat onun hayatıydı ve istediği gibi yaşamalıydı..Ama yanlıştı gittiği yol.Dağa çıkmaya çalışıyordu her adımı bir uçurum.Tökezledikçe tekrar doğruluyor ve bir adım daha atmaya çalışıyordu.Elinde tuttuğu cam parçasıyla hayata.
ilginç bir yanın var dedi yirmiiki yaşına geldiğinde oğlum.Hiç babamdan kötü bahsetmiyorsun.O nu tanımak isterim.Bana babamı bulurmusun..Özledin mi diye sordum..Güldü...Tanımıyorum ki özleyeyim..Sadece merak ediyorum..
Belkide konuşacakları vardı kimbilir yıllardan beri içinde koparttığı duygu fırtınalarından kaçını dindirdi benden habersiz.Aniden onu görme isteğine saygı duydum.Peki dedim.Elim masadaki bardağa uzandı..Tedirgindim...Ya kırılırsa yeniden cam parçaları elime saplanır ömrümün geri kalanını yine aynı eziyetle geçirirsem..Ya çocuklarımın yüreğine batarsa o kırıklardan birkaç tanesi..
Onların hayatta her istediklerini gerçekleştirmiş biri olarak bu isteklerinede tamam dedim.Akrabalarıyla iletişime geçtim..
Bilinmezi yaşamak bazen çok faydalıdır ruh haline.Belkilerle geçen hayat umut yaratır yeni doğan güne sevgiye kavuşmalara..Gerçek acı verir daima.Gerçeği bilme hakkı doğamızla uyum gösterir ..Bazen içinden çıkılmaz durumlara sokar bizi,bazen rahatlatır.
Gece.....Karanlık alabildiğine..sokak lambaları az olan bir mevkide sürdürüyor yaşantısını..sigarası bitiyor yolun karşı tarafındaki büfeye doğru adımlıyor ayakları.Kafası iyi..İçindeki zehri atamamış yıllardır.Karşıya geçerken tökezliyor ayakları asfaltın kayganlığında nasılsa..hızla gelen bir araba vuruyor bedenine..Oracıkta can veriyor koca fidan.Kimsesiz sevdiklerinden uzak..Yılların acısını arkasında bırakarak belki bir ah acısıyla teslim ediyor ruhunu çalkantılı hayatından sessiz dünyaya doğru.
Gözlerimden akan yaşlara hakim olamıyorum telefonun ucundaki sesin anlattıkları karşısında.Yüreğimde derin bir acı.Onları kavuşturacakken şimdi babalarının üçay önce böyle feci şekilde öldüğünü nasıl anlatırım bilemiyorum.
Beynim zonkluyor..Keşke diyorum üç ay önce yapsaydım bu araştırmayı kader değişirmiydi.İçimde garip bir suçluluk yatıyor bedenimi tekmeleyerek.
Korkularımı yenememenin derin yası..İçimdeki matemi örtecek perde bulamıyorum.Yıllar geçtiği halde onca yaşanmışlıktan sonra hala ondan nefret etmemem ve arkasından ağlamam neyin göstergesi.Seviyormuydum...Hayır sorusu şiddetle çarpıyor yüzüme.Peki neden bu gözyaşları...Döktüğüm her gözyaşı evlatlarıma verdiğim sözü tutamamanın ve onun ölümünün ifadesi.
Acım içimde ..Yıllara rağmen tüm yaşanmışlıklarımın hatırasına fatiham dilimde,bu durumu nasıl anlatacağım konusu beynimde
birkaçgün geçmesini bekliyorum.Kendimi toparlar toparlamaz acıda olsa durumu onlara anlatacağım.Bilmek uzun zamandır görmeseler bile toprağının yerini bilerek ona ulaşmak onlarında hakkı...Allah sabır versin diyorum...Asyacan Nermin Devrimci..26mart2011