- 563 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SENİ SEVİYORUM
Saat gece yarısını geçmiş, uyku tutmamış beni. Aklımda sen, senin hatıraların… Kalbimde yine sen, senin aşkın…
Büyük bir yarışmanın final gününü bekler gibi heyecanla yaşıyorum son günlerde. Tıpkı “Gün gelecek, söyleyeceğim.” diye beklediğim bütün bir yarıyıl gibi.
Okulumun ikinci dönemi boyunca aklımda yalnız sen vardın. Ve ben çok kötüydüm. Her açıdan.
O günü, yani iplerin kopacağı günü düşündüğümde gözümün önünde beliren görüntü şu oluyor: Sen beni elinin tersiyle kovuyorsun. Ben her şeyi göze alarak bir duvarın yanına çömelip ağlıyorum, ağlıyorum. Herkes kötü karneden sanıyor. Senin aşkın başıma vurmuş anlasana!
Adını haykırmak istiyorum. Ve gözlerimi açtığımda… Bir hastane yatağında… Yanımda kimse yok… Kalkıyorum… Geriye dönüp bakıyorum ve cansız bedenimi görüyorum. Doktorların tam da aileme kötü haberi ulaştırdığı anda çıkıyorum odadan. “Kaybettik…” diyor doktor. Oysa kimse beni kaybetmedi. Ben kazandım, hayatı kazandım. Gerçek hayatı kazandım. Mutlu olmalıyım… Acı yok, dert yok, tasa yok. Ardımda acıyla ilgili yaşlı gözlerden başka şey bırakmıyorum. Bir de… Paramparça olmuş bir kalp… Hâlâ adını sayıklıyor…
Toprak rengi gözlerinden herhangi bir nedenden dolayı yaşlar akıyor. “yağmurdan sonra toprak” kokusu bedenine yayılıyor. O anda sert bir rüzgâr kokunu burnuma savuruyor ve ben huzur içinde ruhumu senin kokunla birlikte bulutlara teslim ediyorum.
Gözlerinin yanında hiç sayılabilecek ışık demetleriyle dans ediyorum göklerde âdeta. Buluttan buluta atlayıp kuşlarla geziyorum. Ve bir gün bir sis bulutu yardımıyla yeryüzüne iniyorum. Çoluk çocuğa karışmış bir “sen” var karşımda. Gözümden yaşlar süzülüyor ve bu yaşlar, sanki göz makyajımı siler gibi gülümsememi silip götürüyor çok uzaklara. Ama kendimi salmıyorum. Seni tatlı uykunda yalnız bırakmak için, tekrar gülümsüyorum ve yanağına, hayattayken koyamadığım bir öpücük koyuyorum. Şimdiki karının belki de yüz binlerce kez öpüp kirlettiği temiz yanağına… Sonra titreyen dudaklarımda zorlu ve sade bir tebessüm, gözlerimde damla damla birikmiş gözyaşları ve kalbimde tuz serpilmiş bir yarayla yeniden göklere süzülüyorum.
Yanımdan binlerce kez geçen bulutları ve az sonra koparacakları fırtınanın hazırlıklarını izlerken üstünde durduğum buluta uzanıyorum ve yıldızları seyrediyorum. Yıldızların tuhaf bir şekilde senin şeklini almaya başlamalarını izlerken istemsizce iki kelime dökülüveriyor ağzımdan, sonsuzluğa… “SENİ SEVİYORUM”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.