Tılsımın Kuzgunlar Mahşeri
hayrettin taylan
Aşkın çığlığı duyulurdu iç sesinden yürekleri burkan acının son sesine kadar,kaderi de kederden sayan sızıların sözüne dek duyulurdu sensizliğin.
-Rotasını acılara ayırmış mutluluğun aşk artığı günlerine güneşim teğet geçiyordu.
-Delirmiş ufkun sevi pınarında akmak istedim seni ilk gördüğüm andan bir ömre sığmayacaklar kadar.
Ardı ardına sırlanmış , sıradağlar gibi yüreğimde sur olmuş coşkularının suretinden sığınmalık demler yaratan bir ben sonrasındayım.
-Muti bir bakışın vurgulu cümlelerinde yüklem olarak bende kalmanı özledim. Şiir sözlüm deyip bekleyişlerimin bütün ummanlarını coşturup dalgalarına alışını özledim belki.Belki her şey bir tılsım.Belki bunu özledim.
Bilimumları tümleme rahlesinden aşkın deryasına akışını gözledim.
Sen ile illa ki sen arasında yaşamaya yosun tutmuşluğun öyküsel malihulyasından kurtarılma anım gittikçe kansere benziyor.
-Bir ciğerci kedisinin ciğer kanserine yakalanması gibi.En sevdikleriyle beslenip ,en sevmedikleri yaşamak güdüsü bu olsa gerek.
- Yaşamaya ağlatan bir portre bensizliği de ağlatan bir halde.
-Muazzam olan sensin, seni gelemeyişinden kalanlardır,dahası yaşıyor olmandır.
İç içe sana söyleyemediğim öyküler düşlerime bulanır.Aslı olmakla başlayan asil duruşunda ütülenmeye gelen vazgeçilmezlik dile gelir:
-Bu içi kanatan bekleyiş yolculuğunda yolundaki güzellerin diline şiir olma,ılıman iklimin sözcüklerinde kitabi bakışını kıyam kılma.
-İç gözünü gör edecek delişeler bırakma. Ki seven kadının hisleri vardır.Ne yapsan hisseder. Sen kendi Kaf ‘lar yaratıp Kafka olsan da
Yamacına aldığın her onsuz amacın his akışı arar bulur onu.
-Seven kadının güven dağlarında ürkekler ceylan koşusur.
-Tılsım açılır ve seni bulur en bulunmaz denilen bir günün gözü gör demlerinde.
-Sosyal atlasını serer en tanındık senlerine.Susar durursun, aşkı, ilmi, yaşamayı ,yaşatmayı yargılayan bir özne olarak gelir cümlene.
-Savunur önce bahtının azizeliğini.
Tılsım tılsım siner ruhunun dehlizlerine.Kendinden bir kendi sunar, sular, aşklar, özlemler, ilgiler, yaşanacaklar susar.
Bir kavuşma öyküsünden , bir sarılma destanına kadar uzar , istemleriniz.
-Yaralı bir ceylan gelir, yaranı yalamaya.Tılsımdan, hırsından, eskimezlerinden kaçar ve kendini sende buluşlara özsel alıştırmalar yapar.
-Sayfa seni açar.Kanun gereği senli yasal işlem başlar.
Artık sen de bir suçlusun.Onun naif dünyasında güller yetiştirip bahçıvanlık yapmakla.
-Onun şiirsel akışına sol yanından akan istendik pınarlar ekler.
Ne aşka aşk, ne ayrılığa ayrık, ne uzak kalışa uzak, ne gitmeye alışık, kendine karışık bir hal olup sizi kucaklar yeni demler.
-Sen gönlünde kaynatıp yüreğinin süzgecinden geçirdiğin aşka ve hazır sevilere özlem çayını sunarken.
-O kendinden bir sosyal atlas sunar.Bakışı, duruşu, kadınlığı uzun bir şiir gibi dizlerinin bağını çözer.Diz dize olmaya odaklanır dünyanız.
-Tılsım kendine tıslım olup tırsmış bir geçmişi siler dünyanızdan.
İstendik yürek sürüşleridir asıl gittiğiniz yol.Ruhun en derin sıcağından almıştır hızını.Bilinenden ,bilinmeyene, sırdan ,ifşaya, tılsımdan , açılmış gerçeklere kadim olan bir kaderin ortasına atar sizi her şey.
-Bozuk bir düzenin cümlesi sizi ürkütür.Kendine gelişlerin gelişmiş küresinde sevimli bir penguen gibi gözleri sözsüz bir roman sunar sana.
-Kalkar aradaki eski şehir efsaneleri.
Ruhumuzun kılı kırk yaran düşünüş odalarında bir iki bozuk cümle,
Tanışmayı hatta yaşamayı bekleyen hazların sahili açılır size.
Üstsüz özlemler sorar uzaklarınızı.Birden önce sıfır konar gönül sofranıza.
- Arta kalan bir hayat değil yaşadıklarımız.Her yaşanmışın mevsimi değiliz.Her demin iklimiyiz.Kendimizi de şımartmalıyız
diyor tılsımın can dili.
-Alabanda ilgilerin sonrasızlığında sahil kendine soyunur.Gece ,geceliğini giyidirir hasretlerinize. Bir bakışın sofrasından, bir dokunuşun tadına isim olur yaşanma.
-Senli dokunuşların haritasını çizen Piri Reis gibi, gönlünde reis olma koşucusuyum. Yolundaki çakılları, aç çakalları kaldır. Dem sana dönüyor.
Her zerrenin zirvesinden hukuki bir zemin gününü sunar.Gün sonrası özlediklerimizin anayasal hakkını vermelisin şiir akışlım.
-Yüreğinin ipeksi dayanılmazlığında kanun üstünde kanun çıkarıp aramızdaki yasal engelleri kaldırdım.
-Gayrı bila tebligat yapılmadan sende kalmalı bu yürek merkezi.
-Yaşanacakların celpnamesi geldi.Senli duruşmaları bekliyor içimdeki çocuk.
-Tek suçum var söylesem tesiri yok;bu yüzden senli yargılayışların tılsımındayım.
-İki kişinin bütünleştiği sonsuz özlemler atlasında susup geleceği senden sayıyorum.
-Yarın , yarin yargısız güncelerinde güzellikleri sunmaya su.
Su azizdir, su akıcıdır,su birleştiricidir, su özlemdir, su ıslak hayalin kurgusudur.Ve suyun tılsımında ıslanmış bir teslimliğim var bilesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.