ALTIN LALE, İSTANBUL ANILARIMDAN
Ailece toparladı bizi babacığım, haydi İstanbul a gidiyoruz.Dayınları diğer akrabayı
ziyaret edeceğiz.
Güzel İstanbul da gezdireceğim sizi, sözüyle kardeşim Bilalle bende sevinç son radde ulaştı.
İstanbuldu bu, hayali kurulan masal gibi şehir.Annem hep anlatırdı, ben çok küçük iken iki
yaşımda falan, İstanbula Üsküdardaki akrabalara gitmişiz o zaman.Annem baban memur,
altınlarımda çoktu, o kadar gittik İstanbul a, küçükte olsa bir arsa niye almadık o zaman
diye pişmanlığını dile getirir hep ara sıra.Bizim için değişiklik olsun diye babam tren
yolculuğunu tercih etmişti.Babam annem keyf içinde,ben kardeşim Bilal ve küçük kardeşimiz
Mahmut sami sevinçle trene bindik.Mahmut sami o zaman henüz iki buçuk yaşındaydı.
Babam gibi tam sarışındı,gözler yeşil.Birde ozaman meşhur olan mavi mavi gözlerin boncuk
mavi türküsünü tutturdu trende.Tabii o dani dani dasdani diyordu sevimli haliyle.Yolcular
ilgi sevgiyle onu teşvik edince türküyü iyice hızlandırıyordu,bazen yolcuların katılımıyla.
Bazen kardeşimden yükselen dani dani dasdani sedasi, trenin ağırdan ilerleyen edası ve
birde harükulade manzara seyriyle yolculuğun nasıl geçip bittiğini anlayamadık,hatta biraz
daha sürsün istedik.Eminönü garına gelince, babam ben namazımı eda edeceğim,sizde
abdest alın bu güzel camii görün dedi.Gerçekten dimağıma kazınan İstanbuldaki ilk Cami
tarihi eserdir Yeni Camii.Namazdan sonra babam bizi hem dinlenmek hemde yemeğimizi
yemek için,Caminin yanındaki parka götürdü.Arada küçük kardeşimi sevenler oluyordu,
seni sarı seni şu gözlere bak diye.O birşeyden habersiz koşturup zıplarken birden nasıl
oldu, gözümüzden kayboldu.Sesleniyoruz yok, etrafı arıyoruz yok, Mahmut sami kayboldu.
Büyük şehir, annem çok korktu,babam koşturup etrafa bakıyor çocuk yok.Ne yapacağımızı
şaşırdık.Annem bir taraftan siz de yanımızdan ayrılmayın, arasakta beraber arayalım,
diyordu.Ben ozaman 14 yaşındayım, kardeşim Bilal 11.Bilalle ikimizin burada en zevk aldığı
şey akvaryum balıklarını seyretmekti.Telaştan akvaryumcuları gezmeyide unutmuştuk.Birde
kuşçulara bakalım dedi babam.Daha önce bir iki tur atmıştık zaten oralarda.Bir kalabalık
toplanmış, kafesin üstünde şaklabanlık yapan maymunu izliyordu.Babam o kalabalığın
arasından, maymunun kafesinin dibine çöküp oturmuş kardeşimi farketti birden.Birde görelim o
kalabalığın arasından geçip en ortaya o minik haliyle çökmüş, keyifle maymunu isliyordu.
Bizse kaçırılmış olmasın diye çok korkmuştuk.Etraftan insanlar korkuttun anneni babanı
sarı çocuk dediler.Gerçekten kardeşim çok sarışın ve güzeldi.O bu telaşlı andan
anlamayacak kadar küçük koşturmak isterken,babam bizi toparlatıp vapura doğru yola
çıkartmıştı.Tabii bu olay bize biraz telaşlı fakat güzel anı oldu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.