- 951 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
EKSİK ETEK
Kadın işte, eksik etek.
Saçı uzun, aklı kısa.
Haydar emminin kızı, yıllardır kocasından dayak yemekten usanıp, baba evine gelmişti o gece yarısı.
Tüm köylü bunu konuşuyordu.Gencecik kadının
-“Ne işi vardı baba evinde?”
Dayak yeseydi de varsın otursaydı koca evinde....Evli kadınların içini bir kıskançlık almış yürümüştü.
Bekar ve evli erkekler dul bir kadının üstelik genç ve güzel olmasından ağızlarının suyunu silmekten kuru yer kalmamıştı gömleklerinin kollarından.Ama hepside namus timsali gibi konuşuyordu.
“Ne işi vardı köylerinde dul kadının .Çoluğumuz çocuğumuz var.Karılarımız yarın öbür gün her dayak yemeye evi terk edecek olsa ne yaparız ? İşimiz var valla..”
Kendi kendilerini kandırmaktan ileri gidemiyorlardı.
Köyün en güzel kızlarındandı Yasemin. İnce uzun boylu yeşil gözleri iri iri üzüm tanesine benzerdi. Ay parçası gibiydi. Yılların verdiği üzüntü,acı çekmişlik bir de üzerine yüzünde izi kalan derin ustura çiziklerine rağmen hala güzeldi. Çocuğu olmamıştı. Kaynanası da oğlunu hep bu yüzden kışkırtıyor.
-"Gittin çocuk doğuramayan kısır karıyı getirdin başımıza "der.Bütün gün başının etini yerdi.Gündüz de sabahtan çıkar akşama kadar gelininin ne kadar işe yaramaz üstüne üstlük kısır olmasından ,zavallı oğlunun başını yaktığını söyler durur ona- buna dert yanardı.
Akşam yemekten sonra birden fenalaşıp bayıldı Yasemin. Yaşlı babası ne yapacağını bilemez halde, yan komşuları Necmiye hanımın kapısını çalıp yardım istedi. Necmiye ile kocası koşarak eve geldiler. Gencecik kadın hiç kıpırdamadan yatıyordu. Necmiye sivri burnunu eliyle şöyle bir kaşıdıktan sonra ince dudaklarından kocası Muharremin kulağına fısıldadı.
-"Ölmüş heral "
Oysa Muharrem baygın yatan Yaseminin açılan eteğinden görünen beyaz bacaklarına bakmaktan kaskatı kesilmiş, karısını duymuyordu bile. "Herkesin dediği kadar varmış.Hele yakından daha da güzelmiş.Ulan şimdi bunu koynuna alıp…"
-Sana diyom herif sağır mısın?Dilinimi yuttun.?
Muharrem afallayıp kendine gelmeye çalıştı. Hiç renk vermeden…
-Kalbini dinleyelim belki ölmemiştir.Necmiye irkilip bir adım geriye sıçrayıp ,kahverengi gözlerini fal taşı gibi açtı.
-Tövbe ! Valla tövbe olmaz ben ölmüş birine dokunamam.Zavallı Yaseminin babası “ölmüş “ lafını duyunca köşedeki divana yığılıp içli içli ağlamaya başladı. Biricik evladı o varken ölüm kendisinin hakkıyken ne diye gencecik kız göçüp gitmişti bu yalancı dünyadan.Ellerini başının arasına alıp dövünmeye başladı.Susacak gibi değildi.Necmiye kocasını dirseğiyle dürtüp kaş göz hareketiyle Haydar emmiyi işaret etti. Muharrem yanına gidip.
-Üzülme Haydar emmi.Du bakalım .Daha ne olduğunu bilmiyoruz.Az bi sakinleş.Zaten heyecandan elim ayağım titriyor.Heyecanlanmasının sebebi kıza daha yakın olacak olmasıydı.Ölmüşse bile eti hala sıcaktı.Bu bile kalbinin gümbür gümbür atmasına yetmişte artmıştı bile.
Yavaşça Yasemin’e yaklaştı. Elini göğsünün üzerine koydu. Elleri titriyor, kendi kalbinin gümbürtüsünden bir türlü, genç kadının kalbinin sesini duyamıyordu. İyice avuçlayıp bastırdı. Başından sırtından soğuk terler döküyor.Elinin altındaki memeleri resmen yoğuruyordu. Necmiye kocasının bu halinden işkillenip omuzundan sarstı. Sarstı ama Muharremin heyecandan kulakları kapanmış. Davul çalsalar duyacak gibi değildi.
-Ne o kızımı muayene ediyon? Çek şu ellerini mendebur herif.
Ellerini Yaseminin memesinden sertçe kaldıran karısının yüzüne bakıyor ama görmüyordu .Beyni bulanmış aklı kırk köşeye dağılmıştı. Zorla da olsa vaziyeti çaktırmamak için kekeleyerek.
-Ka kallbi atıyor.Ölmemiş...
“Geberseydi keşke” diyor içinden Necmiye.Bu kıza musallat olursa kocası bu sefer kesin yandı.Ne hoca muskası ne kurşun döktürmek işe yaramayacak.Bu teneşire gelesi adama.
Yavaş yavaş gözlerini açan Yasemin’e önce babası koşup sarılıyor.Yasemin ne olduğunu bilmez halde baygın baygın bakıyor.
-“Allah razı olsun” diyor Haydar emmi komşu karı kocaya..
-“Geçmiş olsun lazım gelen bir şey olursa seslen Haydar emmi “diyor Muharrem. Karısı ise kolundan çekiştirip kapatıyor kapıyı.
Yatağına yatan yasemin daha iyi.Yıllarca koca evinde kapalı kalmanın verdiği sıkıntı ve üzüntülerden sonra ara ara bayılma nöbetleri geçiriyordu.Ne hastane ne de doktor yüzü görmemişti…
-Numara yapıyor hasbam.Aklıyla kocasını kendine üzülüp acımasını bu şekilde deli divane olup bağlanmasını istiyor.Ben bilirim bu numaraları oğlumu uyutabilir ama ben yemem ! diyor kaynanası.Gençliğinde azmı kandırıp parmağında oynatmamıştı zavallı kocasını.Bulaşıkları bile ona yıkatırdı.Tüm gün gezmekten hasta olduğunu bahane edip “yemek yapamadım “der, zavallı adam bazı akşamlar aç yatardı.
O gece çıkan rüzgardan evin duvarlarına çarpıp duran ağaçlar uyumadı. Muharrem aklından Yaseminin bacakları ve elini uyuşturan memelerin sıcaklığı gitmedi.Sigara üstüne Sigara yaktı. Dumanını ciğerlerine hapsedip öksürük krizleri tutana değin içti. Necmiye’de uyumadı .Ya bu mendebur kocası aklını Yasemin’e takarda iki çocuğuyla yüz üstü bırakırsa kendini. Evleride yakındı. Kocasını böylelikle kontrol edebilirdi. Tez elden Yaseminin aklına girip koca evine dönmeye ikna etmeliydi.
O gece uyumayan bir tek Muharrem ile karısı değildi. Biri daha vardı …
YORUMLAR
Maalesef dul kadının hiç bitr şeye hakkı yok. Nereye giderseniz gidin aynı şey yaşanıyor. Köyde, kentte farketmiyor. Önce z<ihniyetleri değiştirmek gerek . Tebrikler . Selamlar
Ülviye Yaldızlıı
Sevgiyle..
Hayat dökülmüş kaleminizden. Okurken, düşündürdü yazınız. Kadın olmak; zor. Güzel kadın olmak; çok zor. Güzel kadın olup boşanmış olmak; hepsinden zor. Ne yapacak kadınlar? Nasıl korunacaklar, erkeklerin hormonlarından?
Kutluyorum, yüreğinizi. Sevgiler, selamlar.
Ülviye Yaldızlıı
Güzelliğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum yüreğinize...
Eser Akpınar
Sevgilerimle.
Ülviye Yaldızlıı
Hürrem hatun der ki: Bu böyle noktalansın..
Devamı gelmeyecek...
Gelirse bu iş uzar gider:))
hayatın içinden sürükleyici ve güzel...
tebriklerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız Sultan'ım .:)
sevgi saygı selamlarımla..
Ülviye Yaldızlıı
Sizi görmek yüzümde ve göynümde tarifi olmayan seviçlere neden oluyor...
Sizin hayata kattığınız güzellikler için ben teşekkür ederim:)
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
aynadan yansıyan güzelliklerinize teşekkürler sağolasın hep varolasın bi tanesi sevgilerimle..:)
Heyecanla takip edeceğim bir öykü daha başlıyor sanırım..
Tebrik teşekkür ve takdirlerimle
Ülviye Yaldızlıı
Bu günlerde site güllük, gülüstanlık...
Şiir bahçesi öyle, yazı bahçesi öyle...
Renkleri, kokuları insanı esrikleştiriyor...
Hele bu çiçeğin rengi kokusu bir başka...
Tebrikler Sultan...
Ülviye Yaldızlıı
Güzel sözlerin senin güzelliğindendir...
HÜRMETLERİM-SELAMLARIMLA.
sultan sabah sabah beni çok güldürdün...kısa bir yazı okuyucuyu kitliyor kurgu içinde kurgu...birikimin kaleminle birleşince bir güzellikki tadına doyulmuyor....helal olsun be...baba sancılı kız perişan yardıma gelen komşu kocamı kaybederim diye işkilli... yardım eden muharrem fırsatı nasıl değerlendiriyor....ahhh zavallı biz erkekler ne güzel anlatıyorsun be.....dedimya helal olsun...tebriklerimle...saygılar can
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
Sevgimle öpüyorum gül kokulu gönlünden...
BU GÜN TÜM YAZARLAR ANLAŞMIŞLAR ARALARINDA, KAYDA VERECEĞİMİZ YAZILAR BİRBİRİNDEN İYİ OLSUN DİYE...HERGÜN KENDİME GÖRE İKİ YAZI SEÇER ON PUANI O İKİ YAZIYA VERİR, DİĞERLERİNE DE DAHA ALTTAKİ PUANLARDAN VERİRSEM VERİRDİM. BUGÜN BU BEŞİNCİ OKUMAM BEŞ TANE ON PUAN TIKLADIM. SEÇKİ KURULU NE YAPACAK BAKALIM. İŞLERİ ZOR. SAYGILAR...
Ülviye Yaldızlıı
Saygı bizden zatalinize...
Şiir, deneme ve öykü hepsinde çok başarılısın. Kutlarım canım. Sevgilerimle.
Ülviye Yaldızlıı
Nedir bu kadınların erkeklerden çektiği! Kocaları elden gider diye, komşuya bile yardımdan çekinecekler!
Tebrikler Sultanım, başarılı bir anlatım, selam ve hayırlı geceler dileklerimle.
Ülviye Yaldızlıı
Seni feministin teki...Eğer başbakan olursam seni kadından sorumlu devlet bakanı yapacağıma yemin edebilirim.
Kutluyorum canım benim.
Bütün eksik etekler adına: Sağ ol, sağ ol, sağ ol...
Ülviye Yaldızlıı
ŞİMDİ ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞİM VAR CİCİŞİM...
SONRA GÖRÜŞÜRÜZ...SENİ SEFİYORUM BALLI GAYMAKLIM DONDURMAM:)
Aynur Engindeniz
Ülviye Yaldızlıı
Hayatın içinden, hayata dair ve bir şey anlatma kaygısını taşımadan yüzlerce şey anlatarak. O kadar geniş yürekli bir yazı ki... Su hiç dağılmadan, coşarak süpürüyor karanlıkları. Beğenmemek olanaksız. Ben kayboldum kendimi kişilerin yerine koymaya çalışırken ama bir o kadar da keyifliydi hani:)))
Tebriklerimi tekrarlıyorum. Bu geceye damgasını vuran yazara saygılarımla
Ülviye Yaldızlıı
İlfat dolu sözlerin sahibine (selamlar)