- 834 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Uzun bacak
Evinde sadece küçük oğluyla yaşayan birisi için kalabalık sayılabilecek bir mekandı hastane koridoru. Konuşkan insanlar, bitmek tükenmek bilmeyen isteklerini ağlayarak elde etmek isteyen küçük çocuklar, tekerlekli sandalyesinde oturup onu gitmesi gereken birime götürecek hastabakıcıyı bekleyen hastalar...
Bir an muayene odasının duvarındaki monitöre takıldı gözü. Sıra ona ve oğluna geliyordu. Sadece üç kişi vardı önlerinde. Oğlunun bir bacağı diğerinden daha kısaydı. Böyle doğmuştu, yapacak bir şey yoktu. Çocuk henüz 3 yaşındayken eşini de kaybetmişti kadın. Tam da zamanında bırakıvermişti karısını, bir başına. Çocukları büyüdüğünde birlikte teselli edeceklerdi onu. Birlikte sağlayacaklardı hayata tutunmasını. Ama olmuştu artık, ölüm geleceği zamanı onlardan daha iyi bilirdi.
Bunları düşünürken uyarı sesiyle irkildi. Monitöre baktığında son iki kişinin kaldığını gördü. Aslında hiç sevmediği hastane kokusunu ve hastane kalabalığının uğultusunu oğlu için çekiyordu. Herkes böyle yapardı, her anne. Bu hastaneye gelmelerini komşu hanım tavsiye etmişti. Burada oğlunun ihtiyacı olan operasyonu yapabilecek cerrahlar bulunuyordu. Üstelik devlete bağlıydı yani ücretsizdi!
Evet, son kişi de içeriye girmişti artık. Heyecanlıydı, oğlu için heyecanlıydı. Ayaktaydı, oğlu oturuyordu. Başını eğip ona doğru baktı. Çocuk mutluydu, halinden şikayet etmiyordu hiç. Gülümsediler karşılıklı. Kadın son kez oğlunu üstüne başına çeki-düzen verdi. Ve sinyali duydular, sıra onlara gelmişti.
İçeriden bir önceki hasta ve eşi çıktı. Kapıya doğru yöneldi kadın, çocuğunu kucağında taşıyarak. Aslında yürüyebiliyordu çocuk ama buna vakit yoktu. İnsanların önünden topallayarak geçmesini de istememişti kadın. Muayene odasına girdiler, hemen girişte sekreter hastanın kimliğini istedi. Daha sonra onları sedyeye yönlendirdi. Doktor, sedyenin hemen arkasındaki pencereden dışarıyı izliyordu. "Manzara hoş olmalı." diye geçirdi içinden, kadın. Bi anda geri döndü doktor ve sorunun ne olduğunu sordu.
"Bizim oğlan sakat doğdu Doktor Bey. Sol ayağı sağ ayağından daha kısa. Dengeli yürüyemiyor yavrucağım. Sizin onu düzeltebileceğinizi söylediler, ben de bir umut getirdim."
Doktor bir an düşündü ve cevap verdi: "Bir inceleyelim, Allah’ın izniyle tedavi etmeye çalışırız. Ama önce gencin istekli olması gerek. Acı çekecek sonuç olarak bu operasyonda. Ondan da izin almamız gerek. Gözleri çok güzel, Maaşallah. Hayat dolu bakıyor"
Doktor bunları söylerken az sonra duyacaklarını tahmin etmemişti elbet. Sadece tevaffuktu. Çocuğa döndü ve sordu: "Ne dersin? Diğerinden kısa olan bacağına destek yerleştirelim mi?"
Çocuk anlamamış gibi doktorun yüzüne bakıyordu. Doktor sorusunu yineledi, çocuk bakmaya devam etti, sesini çıkarmadan. Annesi lafa girdi: "Oğlum, diğerinden kısa olan bacağını uzatacak amca, kabul ediyor musun?"
Çocuk masumca cevabını verdi: "Benim bir bacağım diğerinden kısa değil ki! Bir bacağım diğerinden biraz uzun, o kadar..."
...
Safsatacı* (Ali Gençtürk)
YORUMLAR
Çok güzeldi Hassasiyet bir yana, bakış açısı geliştirme ve ifade biçimi olarak hayata karşı duruş sergiliyordu. Kırpamadım gözlerimi. Tebrikler.