- 2765 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK
ATATÜRK
1881’de Selanik’te doğdu. 1938’de Dolmabahçe Sarayında öldü. Böyle başlardı klasik Atatürk yazıları. Atatürk yıllarca böyle tanıtılmaya ve anlatılmaya çalışıldı. Efsaneleştirilmeye çabalandı. Başarılı da olundu.
“ Peygamber mi büyük acaba Atatürk mü?” diye çok düşünürdüm. Zamanla daha düşük seviyelerde şartlanmalar ve çok okuma yapmam nedeni ile efsane netleşti.
Öncelikle söylemem gerekir ki Atatürk’ü hatalı tanıtıyoruz. 480 Kişiden 1100 veciz söz derleyen Selahattin Çiller (Atatürk İçin Diyorlar ki) Varlık yayınlarına ait bir kitapta Atamızı en güzel şekilde tanıtmıştır. Tanıtmaktan öte sevdirmiştir. 380 sayfalık bal gibi bir kitap ve ciltlere bedel. Birkaç örnek paylaşmadan geçemeyeceğim.
• 1943’de Hindistan’da iken Gandi’nin kaynatası ki; Madros valisi idi, “ – Bir doğu ulusunun batı emperyalizmi egemenliği altından tam bağımsızlığa kurtulabileceğine Atatürk’ün zaferi üzerine inandık.” Demişti.
( Dünya, 28 Mayıs 1964 )
Falih Rıfkı Atay
• Dük de Windsör veliahtlığı zamanında, ilk defa olarak, 1922 yılının sonlarına doğru Hindistan’ı ziyarete gidiyor ve halk tarafından soğuk karşılanıyor. Hiçbir yerde halk yapılan törenlere, seyirci olarak dahi, katılmamıştır. Bu durum genç veliahtta acı bir hayret uyandırıyor ve Majeste babasına gönderdiği bir mektupta “Bunun sebebi acaba ne olsa gerek” diye soruyor. Aldığı cevabın özeti şudur: “- Bunda anlaşılmayacak ne var! Türk Generali Mustafa Kemal açtığı İstiklal Savaşında Büyük bir zafer kazanmıştır ve bu zafer Hintlilerin bize karşı zaten beslemekte oldukları direnme hissini artırmış olabilir.”
• Atatürk’ün zaferi yalnız bir vatanın düşman istilasından kurtarılması değil, yeryüzünün dörtte üçünü kapsayan manevi bir fetihtir.
( Çeşitli cephelerde Atatürk 1964 )
Yakıp Kadri KARAOSMANOĞLU
Yazar, Asya’nın birçok kentine uğrayıp aydınlarla da konuştuktan sonra anlatıyor:
• Mustafa Kemal şahlanması; Yurtları, para simsarı batılı sömürgecilerden, Vicdanları da din simsarı doğulu sömürgecilerden kurtarmak çabası diye Asya’yı etkilemiş.
Yüz üç milyonluk Endonezya halkının üç buçuk milyon Hollandalı elinde sömürülmeye yıllarca katlanmış, dahası bunu hoş görmüş haline şaştığımı söylediğim zaman; Türkiye’de okumuş Müslüman Endonezyalılardan biri şu karşılığı verdi: “- Biz, Mustafa Kemal’den önce, insanüstü gördüğümüz Avrupalı efendiye kafa tutabileceğimizi nereden bilecektik?
• Cakarta ile Delhi arasında, uçakta tanıştığımız bir Filipinli yazar da şöyle söyledi: “ – M. Kemal hareketinden önce; Uzak Asya’da Müslümanlık, tutsaklık dini gibi bir şeydi. Bu yalancı dünya’dan daha sağken elini eteğini çekecek öteki sonsuz dünyayı kazanacaktık! Bize eziyet edip “ nefsimizi terbiye ettiği” için işgalci ve istilacı efendilerimize başkaldırmak şöyle dursun neredeyse şükretmeliydik! Kemalist Türkler, Müslümanlığın yüzünü ağarttı.
• Bir başka sefer, Tokyo’da dünya’nın dört bir ucundan gelmiş delegeler şerefine düzenlenen bir şölende iki Vietnamlı delege ile yan yana düştük. Türk olduğumu anlar anlamaz Atatürk’ten söz açtılar. Biri şöyle konuştu. “- Fransız işgalinden kurtulmak için Sovyet Rusya’dan akıl ve para yardımı gördük. Ne çare ki, Atatürk gibi yapamadık. Onların akıl hocalığından zamanla kurtuluvermeyi başaramadık. Ben şimdi sıyrılmış ve ayrılmış durumdayım. Ama bu bulaşıcı belayı bilmeyenlere bu “ suret-i haktan görünüşün” iç yüzünü nasıl anlatmalı? Biz de “Nazariyeci” profesörle tecrübesiz ve yenilik düşkünü gençler şimdi hep komünizan! Sizde öyle değil herhalde; Atatürk bekler sizi…
Türk Dili 1966
Behçet Kemal Çağlar
• Bilindiği gibi, Hicaz Şerifinin liderliği altındaki Araplar, Doğu İmparatorluğunu korumak amacını güden İngiltere’nin parmağı ucunda hareket etmektedirler. Yunanistan ya da başka bir devlet Kemalistleri alt etmeyi başardığında İngiltere amacına ulaşacak, Tüm İslam dünyasının denetimi İngiltere’nin eline geçecektir.
Amerikan Basınından Türk Kurtuluş Savaşı
The New York Times, 15 Temmuz 1921
• ( Serv Antlaşmasını Türkiye Lehine değiştirmek için İngiltere’ye giden Hint Müslümanlarının Morning Post gazetesine verdikleri demeçten: … Mustafa Kemal Paşa en yakın bir zamanda anlaşmaya varmak gerekir. İngiltere ile Türkiye, dolayısı ile İngiltere ile İslam dünyası, Mustafa Kemal Paşa’ya destektir, yardımcıdır. Çünkü biz İslamlar kendisine İslam dünyasının Namusu ve özgürlüğü için şavaşan bir komutan gözüyle bakıyoruz.) (Eylül 1921)
Hint Müslümanlarından Şeyh Kidwey
• Güçlü etkin kişiliğiyle, Anadolu önderi değiştirmekte olduğu Doğu ruhu üzerinde derin izler bırakmaktadır. Denilebilir ki, o’suz, İslam dünyası yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti. ( 1922 ) Fransız yazar Berthe Georges-Gavlis
• Kudüs’te toplanan on binlerce Arap, minarelere ve kulelere yerleştirilen mitralyözleri, zırhlı otomobillerdeki İngiliz askeri karşısında semayı dalgalandıran bir gürleyişle coşkun ve korkusuz haykırıyorlar: “ Yaşasın Mustafa Kemal Paşa “
( Atatürk için. Ölümünden sonra hatıralar ve hayattayken yayınları 1959 s.45 ) Fransız yazarı Pierre Benoit
• Hayranlık uyandıran devrimlerinde en ileri uluslar sırasına erişinceye kadar yollarına devam aim ve kararını tezeledikleri bu tarihi günde Türkler, bütün Şark’ın beğeni ve kutlamalarını hak etmiştir.
Mısır El Ahram Gazetesi Ekim 1928
• Atatürk, bir ulus bütün vasıtalardan yoksun bırakılsa bile, kendini kurtaracak vasıtaları yaratabileceğini öğreten liderdir. O’nun ilk talebesi Mussolini’dir ikinci talebesi benim.
( Çankaya c.1 s.205 )
Alman Devlet Başkanı Adolf Hitler
• Atatürk’ün ölümü ile, Orta doğunun gelişmesinde, ilerlemesinde birinci derecede öncü olan son derece kuvvetli bir devlet adamı kaybolmuştur.
Ulus, 15 Kasım 1938
İtalyan, Tribuna Gazetesi
• Türk devriminin bütün Doğu dünyasının ilerleme ve gelişmesindeki rolü, Batı dünyasını kültür ve uygarlık yoluna yönelten Fransız devrimi kadar önemli ve etkilidir.
Devrimimizin kıvılcımlarından çıkacak olan ateş, bütün doğu uluslarını aydınlatacak, kamaştıracak ve gerçek nuru yaratacaktır. Kemalizm, 1936
Çin Elçisi General Ho-Yao Su
Biz Türkler Atatürk’ü gerçekten tanıyıp, yabancılar kadar anlayabilmiş miyiz?
O’ndan yararlanmak mı O’nu kullanmak mı istiyoruz. Atatürk’ün hiç tasvip etmeyeceği şeyleri ve kısır çekişmeleri neden yapıyoruz? Hele de onun adına.
Atatürkçüyüm demekle Atatürkçü olunuyor mu?
Atatürkçü değilim demekle Atatürk’ün değeri azalıyor mu?
İlahlaştırmadan onu anlayabilmeliyiz. Haklıya hakkını teslim ederken saygı duymalıyız.
Kültür yaşar. Zamanla değişebilir de. Bir çağ için ideal olan sonraki çağa ters gelebilir. Devletçilik gibi.
O zaman her olayı çağı ile değerlendirmeliyiz. Kelimeleri, tarih ve olayları çerçevesinden çıkarmadan kullanmalıyız.
“ Hayatta en hakiki mürşit bilimdir.” Fakat bilimin de güne uyanını almalıyız. Bilim de sürekli gelişiyor ve değişiyor.
Atatürk’ü anlamaya ve yorumlamaya çabalayanlara da sıcak bakmalıyız. Hiç değilse merak edip kafa yoruyorlar. Emek harcıyorlar. Futbol takımı tutar gibi taraftar ya da fanatik olmamalıyız.
Atatürk’ü nemalanmayacak kadar çok seviyor ve şartları içinde anlıyorum. Ama Atatürkçü değilim. Taraftar olmaya gerek duymuyorum. Sabitleyecek isem eğer kendimi, bu ilim ve öncelikle de iman dairesinde olabilir.
Kendisine şükran borçluyuz. Allah taksiratını affetsin ve nur içinde yatsın.
Yapmamız gereken, koşarken geriye doğru bakıp orada takılmadan hızla ilerlemektir. Bütünleşen güçlenirken, ayrışan ve çözülen yok olur. Kâinatta iki millet vardır esasen. Bunlar Hak ve batıl’dır.
Yazdıklarımdan; bilenler zaten anlayacaktır neler demek istediğimi.. Anlamayanlar ise zaten hiçbir sözden anlamayan sabit kafalılardır. Sabit fikirli insanlar asla bir şey alamıyor. Ben de onlar için yazmıyor ve tartışmaya girmemeye çok çaba harcıyorum.
YORUMLAR
Üstat, Atatürk başlıklı araştırı yazınızı okudum ve çok beyendim. Atatürkü inkar eden, atalarını inkar edenlerdir. çünkü kurtuluş savaşında hepimizin ataları ölümüne savaştılar. her haneden, enaşağı bir şehit çıkmıştır. kurtuluş savaşını hiçbir kimse inkar edemez. araştırma yazınız çok yerindedir. size tebrik ediyorum saygılarımla.
Yazına yorum yaparken nasıl bir cevapla karşılacağımı tahmin ettim.Buna rağmen yazdım.Hiç yanılmadığımı da gördüm.Bu sana yazdığım son yazı olacaktır.
Bir yerlerin etkisi altında kalmış olduğundan emindim.Nitekim yazıma yapmış olduğun yorumda şuraya kadar okudum.Sonra bıraktım "Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz."diyerek ne kadar peşin hükümlü olduğunu ortaya koymuştun.Senin o okumadığım dediğin bölümü defalarca okuduğundan da eminin.Ancak o şartlanmışlığın seni böyle yazmaya zorlamış.Bu sütünların kavga yeri olmadığını çok iyi biliyorum.En ufak tepki gösterip sana cevap da yazmadım.Onu oradan kaldırmadım da okuyucuların senin gibilerini görmesini istedim.
Atatürk'le ilgili yazına yaptığım yorumlara karşılık hemen hakaretamiz savunmaya geçtin.Sizin gibilerin üslubu bu.Senden çok gördüm.Onun için hiç yadırgamadım.Sana arka çıkan koheni de okudum.Onlar her yerde var.Edebiyat Defterinde olmamasına da şaşırırdım.
İnsanlar ya düşünceleri istikametinde okurlar.Ya da okuduklarından nasipleri kadar anlarlar.Seni bu iki bölüm içinde görmek beni üzdü.Çok yönlü okumanı ve okudukların üzerinde düşünmeni ,onlardan ders almanı öneririm.
Herkes gibi anlamak mecburiyetim mi var?Bu sütunlar,duyguların,anıların,bilgilerin hatta karşıt görüşlerin paylaşıldığı yerler olmalı.Belli gurupların biribirleriyle paslaştığı, al gülüm ver gülüm yer olmaktan çıkarılmalı düşüncesindeyim.Bu şekilde davranılmadığında hemen cazgırlaşılmamalı değilmi?
Devletçilik konusunda yazdığımı araştırmamışsın.Elinde bilgisayarın var.Artık bilgilere ulaşmak çok kolay.Onları benden bekleme.Bunu yazarken mutlaka bu konuda bilgi sahibi olduğumu da unutma.Hiç olmazsa "emperyalist ülkelerde devletçilik"diye yaz ve sorgula. Okudukların karşısında şaşıracak,yazdıklarından utanacaksın.Tabii ki bazı duygularını yitirmemişsen.
Kanunların; niçin? Nasıl? kimlerin çıkarı için değiştirildiğini gerçekten gerçekten görmüyormusun?Burası Türkiye.Başka Türkiye yok.Şartlanmışlıktan biraz uzaklaşarak gerçekleri görmeye çalış.Paragözler dönemini yaşadığımızdan da haberin yok değilmi? Yasalar değişse de ben değişmemekte kararlıyım.
68 kuşağı marksistlerin, hatta içlerinde terör kamplarında eğitim görenlerin bu gün kimlerle işbirliği içinde olduklarını gerçekten görememen beni şaşırtıyor.
Ilımlı İslamı benimsetmek için kimlerin kimlerle diyalog halinde olduğunu ben de biliyor ve okuyorum.Sonuçta hepsi islam olan,yani Allah'ın birliğine inanan Musevilik,Hristiyanlık ve Müslümanlıktan alıntılarla yeni bir kutsal kitapla karşımıza çıkılacağını da sanıyorum.O zaman İslam birliği sağlandı.Dinler arası diyalog tamamlandı mı diyeceksin?Şunu iyi bilki Müslümanlık o zaman yok olacak,Müslümanlar ezilip biteceklerdir.
Beni tanımıyorsun.Özet olarak tanıtayım.Ülkesini,etnik ve dini en ufak bir ayrımcılık yapmadan milletini çok seven,gözünü budaktan,sözünü dudaktan esirgemez,hisseli,kıssalı,alaylı,yerine göre kalaylı (bu sütunlar kati surette yeri değil.Senin de buna dikkat etmeni öneririm) birisiyim.Benden çok kalmadı. Hiç olmazsa Ramazan ayında selam ve sevgi de göndermek isterdim.Ancak riyakarlık bana göre değil.
Tekrar da olsa son olarak şunları söylemek istiyorum.Doğruları bulmak için çok araştır.Ve bunları söylemekten yazmaktan korkma..
Engin Tatlıtürk
Fakat yapmayacağım.
Evet, sizden fazla kalmadı.
Ramazanın hatırına kötü söyletmeyim sizi.
Allah'a emanet olun. Yolunuz açık olsun.
"Türkiyede Birleştirici unsur nedir" Başlıklı yazınıza yazdığım eleştiriye nizpet diye yazdıysanız o başka.
Ama o eleştirimde çok haklıydım.
Diğer yazılarınızı da okuyup olumlu yada hakkınca eleştirmişim.
Keşke siz de beni çokca okumuş olsaydınız.
En azından samimi ve ırkçı olmadığımı anlardınız.
Kapışmak değil yazı yazmak için buradayız. Kimseye kin gütmem. Fikrimce eleştirir geçerim. Sana da kastım yoktu.
İstemiyorsanız beni eleştiriye yasaklarsınız olur biter.
Bende yasaklı yok.
Selamlar.
SEVGİLİ ASIM ULAŞ kardeşim.
Öncelikle herkes görsün diye buraya paylaştığın için ben de sen gör diye buraya yazdım.
Herkes doğru da niye bir sen yanlış anlamışsın?
Atatürk'ü öpsek de kalbiniz fesat diye yargılayacaksınız. Şimdi ne var bu yazıda. Ha siz yazıyı değil de fikirleri eleştiriyorsunuz.
Yazın bir yazı da ben sizi eleştireyim.
Ne biliyorsunuz benim Atatürkü tanımadığımı?
Nutku, gençliğe hitabesini ya da diğer araştırma inceleme çalışmalarını bimediğimi nereden çıkarıyorsun?
Etatürk'ü sadece marksistler mi tanır?
Türkiye cumhuriyeti nufuskağıdı taşıyan herkes Türkse bu olaylar neden?
Yoksa eski solcular da faşit mi oldu?
Haaa. Bu arada duy artık. Devletçilik yıllar önce ÖLDÜ.
KANUNLAR DEĞİŞİRKEN "BİZ DEĞİŞMEYİZ" Mİ DİYECEKSİN.
öYLE KAL O ZAMAN.
Maksadım polemik yapmak değildi. Niye eti cımbızla koparılmış gibi feryat ettiniz?
Onu sen iyi tanı ve maksatlı anlatma bize.
Sen de nemalananlardan mısın yoksa?
Suçlama yaz, okuyalım. Kalpleri Allah bilir. Üstelik İslam birliğine de karşı olmak zavallıktır. Adamlar Haçlı birliği kuruyor ve katılmak için çırpınıyoruz.
Sevgiler.
Janet
Engin BEY i tekrar tekrar kutlarim ..
Ne mutlu bilere ki bu yaziyi okuduk,
Ne.. Mutlu
.. TURKUM ve ATATURK cuyum diyene..
GURURLUYUM ..
ENGIN HOCAMI gonulden tebrik ederim
JANET KOHEN.
Atatürk emperyalist ülkelere karşı büyük bir mücadele vererek, bir millet ve bir ülke kazandırmıştır. Sadece bu bile onu sevmemiz, şükranla anmamız için yeterli bir nedendir. Emperyalizm karşısında ezilen milletlerin ulusal kurtuluş hareketlerine başlamalarının ışığını da yakmıştır. Atatürk Dünya ‘da hakkında müspet menfi en çok yazılan liderlerin başında gelmektedir. Onun hakkında çok okuduğunu ve onu iyi anladığını belirtmeye çalışıyorsun. Yazının muhtevasından onu iyi tanımadığın, maksatlı anlatımların izlerini taşıdığın anlaşılıyor. 80–90 yıl evvel onun hakkında söylenen alıntılarla bize Atatürk’ü tanıtmaya çalışma. Son yıllarda çıkan, Kurtuluş Savaşı ve devrimleri ile ilgili kitaplara da bakmış olmanı isterdim.
Emperyalist ülkelerdeki devletçilikten haberin varmı? Özelleştirmelerle devletçilik bizde nerelere kadar gerilemiş biliyormusun? Cumhuriyetle birlikte sahip olduğumuz kazançlarımızdan bu gün ne kadarı elimizde bilgin varmı? Neredeyse bütün limanları özelleştirilmiş ülkemde, bazı sahil şehri yöneticileri 1 Temmuzda Kabotaj Bayramı (Denizcilik Bayramı) kutluyorlar her halde görüyor veya okuyorsundur. Kabotaj hakkı mı kalmış? O zaman bayramın adı; yağlı direkten bayrak kapma veya denize salınan ördekleri kapma yarışından öte bir anlam taşımaktamıdır?
Alıntılarının bazıları; Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını İslam Birliğini sağlama için yaptığı imajını vermektedir. Hazreti Peygamberin vefatından sonra İslam o kadar çok bölünmüş ki; takriben 70 civarında mezhep, 600 civarında tarikat ortaya çıkmıştır. Ve bunlar birbirlerine hiç iyi gözle bakmamaktadır. Yani bu günkü görünümüyle İslam Birliği bir ütopyadan öte bir anlam taşımamaktadır. Allah’ımız Kuran’ı Kerimi vahyederken insanlığın artık geliştiğini, onu okuyup anlayabileceklerini, bu yüzden de ilk ayetini “Oku” diye başlattığı apaçık ortadadır. Üstelik diğer dinlerde olduğu gibi bir ruhban sınıfının olmasını da emretmemiştir. Günümüzde artık bilgiye ulaşmak çok kolaylaşmıştır. Herkes kendi dilinden rahatça okuyup öğrenebilmektedir. Bana göre din bezirgânları ortadan kaldırıldığında İslam’da birlik ve beraberliğin sağlanması mümkündür. Sen ne dersin?
Atatürk bizlere “Türkiye Cumhuriyeti nüfus kâğıdını taşıyan herkes Türk’tür.” Diyerek nasıl birlik ve beraberliğimizi sağlayacağımız yolu da göstermiştir.
Bana göre Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesini” sık sık okumanda yarar var.
Çok güzel ve nitelikli bir çalışma. Elinize sağlı, yürekten kutluyorum.
Hiçbir şey sabit, durağan değil. Hayatın kendisi bile. Birşeyler, değişiyor. O değişime, hiç itiraz etmeden, kendi adımıza, ayak uyduruyoruz. Buna; Modernleşme, diyoruz. Yenilenme, diyoruz. Ne var ki manevi değerlerimiz söz konusu olduğunda, süratle itiraz ediyoruz, reddediyoruz. Geçmişi, bugüne taşıyamadığımız için de çıkmazlar içinde, debelenip duruyoruz.
Atatürk'ü, hepimiz anlıyoruz. Seviyoruz, sayıyoruz. Görüşlerini, düşüncelerini benimsiyoruz. Sıkıntı; o görüş ve düşünceleri 21. yüzyıla taşıyamamaktan, adapte edememekten kaynaklanıyor. O ruhu yaşatamayışımızın, o muhteşem vizyonu yakalayıp, uygulayamayışımızın ana sebebi de bu, bence.
Bu güzel yazınızdan ötürü, teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
MAVI GOZLU DEV KAHRAMAN IM ATAM
Aydinligi TURK bayragimizi bize armagan ettin..karanlik gecelerde isik tuttun ATAM..//
Bu vatani In ekmegini yiyip ihanet éden ../ ayni yerden kursunu yer../ ATAM..//
Sehitler imizin ortusu oldukca BAYRAGIM inmeyecektir../ ATAM..//
Cabuk buyu oglum yetis../ vatan ima goz dikeni ez oglum..sana can feda olsun ../ ATAM
Bizi anlayan TURK milletime ..// ATAM.
ENGIN BEY .. Harika yaziniz icimizdeki yaramizi biraz daha ortaya serdi .. Anliyana..//sizi tebrik ederim..J.K
Dünyayı kendine hayran bırakan ve en büyük eser olarak bizlere Türkiye Cumhuriyetini bırakan Atatürk ile ilgili güzel makaleniz için sizi kutluyorum. Büyük emek vardı. Saygılarımla.
(Yazımda artık düşünen bir adam var. Öykümün içeriğine uygun bir resimdi ama Ramazan ayında yiyecek resmi koymamam gerekirdi. İnsan bazen detaylı düşünemiyor. Affola. Saygılarımla)
Aysel AKSÜMER tarafından 8/9/2011 11:32:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Atatürkçü olmak onun şahsını yüceltmek demek değildir.
Atatürkçü olmak, onun fikirlerini benimsemekdir.
Atatürk'ün en önemli yanını (bağımsız olma ve emperyalizme karşı duruşunu) yazınızda gayet güzel vurgulamışsınız.
Atatürk'ün kendi ifadesiyle; "Bağımsızlık benim karekterimdir" diyor.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, Saygılarımı sunarım.
Dilerim bu yazınız, Atatürk'ü anlamayanlara, anlamaları için rehber olur.