- 705 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EVDE ÖLÜ BULUNMAK
EVDE ÖLÜ BULUNMAK
Evde ölü bulunmak. Soğuk bir cümle. Ürkütücü bir cümle. Biliyorum. Bir Müslüman’ın anlayacağı bir cümle değil. Bunu da biliyorum. Ancak bu sözü bu aralar çokça duyar olduk. Bu aralar bu sözü gazete ve medya haberlerinde çokça görür olduk. Filanca kişi evinde ölü bulundu. Hatta cesedi koktuğu için komşuları tarafından fark edildi. Bir insanın ölmesi insana soğuk bir haber geldiği gibi, hele cesedinin kokması, çürümesi, hem soğuk, hem ürpertici ve ürkütücü bir durum. Ürkütücü ve ürpertici olduğu kadar, bundan daha önemlisi düşündürücü bir durum bu.
Bir insan evinde niye ölü bulunur? Bir insan evinde ölebilir. Bu normal bir durum. Evinde ölen bir kişi neden çok sonraları fark edilir? İşte bu önemli. Nedeni tabii ki çok bellidir. Ölen kişi yalnızdır. Yalnızlığa itilmiştir. Oğlu, kızı ilgisizdir. Akrabası, dostu ilgisizdir. Bu ilgisizlik içinde adamın ölüp gittiği dahi anlaşılmaz. Ne zaman anlaşılır? Ceset koktuğu zaman anlaşılır. Kim tarafından anlaşılır? Komşuları tarafından. Acı bir durum.
Yukarıda bir insanın evinde ölü bulunması bir Müslüman’ın anlayacağı durum değil dedim. Çünkü Müslümanlık şefkati ve merhameti emreder. Ana ve Babayı koruyup kollamayı emreder. Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde bu hususta çok açık emir ve hükümler vardır: “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim!, Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” (İsra Suresi, Ayet, 23, 24) Bu ayet-i kerimeler durumu açıklamaya yetiyor. Müslüman bir evlat Anne ve Babasını korumak ve kollamak zorundadır. Bırakın Ana ve Babasını, konu komşusunu dahi korumak ve kollamak zorundadır. İşte buna ilişkin Kur’an’dan bir emir: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana Babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa Suresi, Ayet, 36) Bu ayetler yeterince açıklayıcıdır. Müslüman etrafına bigâne kalamaz. Müslüman sırf Ana, Babasını değil, yetimi, yoksulu, garibanı, açı, sefili, konu komşuyu, arkadaşını korumak ve kollamakla yükümlüdür. İslam bunu açıkça emreder. Her şey Kur’an’da açık olmakla birlikte konuya ilişkin iki Hadis-i Şerifi de dikkatlerinize sunmak istedim: “Bir adam gelerek: ‘Ey Allah’ın Rasûlü, iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir? Güzel geçinmeme, güzel bakmama en lâyık olan kimdir?’ diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.s.): ‘Annen!’ diye cevap verdi. Adam: ‘Sonra kim?’ dedi. Rasûlullah (s.a.s.) ‘Annen’ diye cevap verdi. Adam tekrar: ‘Sonra kim?’ dedi. Rasûlullah (s.a.s.) yine: ‘Annen!’ diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: ‘Sonra kim?’ Rasûlullah (s.a.s.) bu dördüncüyü: ‘Baban!’ diye cevapladı. Buhâri, Edeb 2; Müslim, Birr 1; K. Sitte, 2/478) Komşu hakkı konusunda çok bilinen bir Hadis-i Şerifi de burada hatırlamak gerekir. İbni Ömer ve Aişe radıyallahu anhüma’dan rivayet edildiğine göre Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” (Buharî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141)
Durum bu kadar net ve açık iken, maalesef toplumumuzda da, bu emir ve hükümlere uygun olmayan gelişmeler yaşanmaktadır. Bir Annenin, bir Babanın evlatları varken yalnızlık içerisinde bırakılması artık bizim toplumumuzda da sıkça rastlanan bir durum oldu. Anne ve Babaların evlatları tarafından huzurevlerine gönderilmesi yaygınlaştı. Ne huzurevleri, ne de yalnızlığa terk edilen ebeveynler İslam ile ilgisi olmayan çağımızın getirdiği sorunlardır. Allah (cc), Ana ve Baba hakkı konusunda, akrabalık ve komşuluk hususunda neyi emrediyor, Peygamber neyi tavsiye ediyor ve biz toplum olarak hangi durumdayız? Bunu sorgulamak zorundayız.
Bir Müslüman toplumda, bırakın Anne ve Babayı, bir kimsesiz insanın bile evinde yalnızlığa terk edilmemesi gerekir. Bir Müslüman toplumda “evinde ölü bulundu”, “cesedi kokmak üzereyken komşuları tarafından bulundu” haberlerinin yeri olmaması, bu tür haberlerin mümkün olmaması gerekir. Bu tür haberler Avrupa Ülkelerinde ve ABD gibi Ülkelerde çoktandır yaygındı. Maalesef bizde de duyulmaya başlandı. İşte en son bir haber, bir sinema sanatçısının evinde ölü bulunmasıyla ilgilidir. Bu günkü habere göre, sinema sanatçısı Cem ERMAN, Adana’daki evinde ölü bulunmuş, cesedi kokmak üzereyken fark edilmiş. Tam bu haber üzerinde tefekkür ederken ikinci evinde ölü bulundu haberine rastladım. Bu da ABD’dendi. Bu habere göre de, Bubba Smith adlı ABD’li oyuncu Los Angeles’teki evinde ölü bulunmuştu. Bu iki habere aynı gün gazetede rastlayınca ve böyle haberler geçmiş günlerde de sıkça duyunca, böyle bir yazı yazarak konuya dikkat çekmek istedim.
Son söz olarak şunları belirtmek istiyorum: Evde ölü bulunmak sözü Batılı Ülkelerde geçerli olsa da bizde mümkün olmaması gerekir. Buna rağmen bizde de böyle olaylar vuku buluyorsa şu sözü söylemekten başka çare kalmıyor: “Milyonlarca Müslüman’ın bir arada yaşadığı bir şehirde bir insan bir evde yalnız başına ölü bulunuyorsa, cesedi kokmak üzereyken fark ediliyorsa, ben o yalnız başına ölen insanın komşularının bırakın Müslümanlığından, insanlığından bile şüphe ederim.”
Ahmet SANDAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.